Meclisin feshi
tartışmaları artık kabak tadı vermeye başlamıştır.
Herkes,
meclisin görev süresi dolmadan seçimlerin yenilenmesine karar
verilmesinin, meclisin feshi anlamına geldiğini çok iyi biliyor,
ancak en başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, referandumda
evet'i savunanlar,işlerine gelmediği için, meclis seçimlerinin
yenilenmesinin, meclisin feshi anlamına gelmeyeceğini ısrarla
savunmaya devam ediyorlar.
Dün
(05/04/2017) gece Sayın KILIÇDAROĞLU havuz medyasına dahil evetçi
bir kanala çıkarak iki sunucunun sorularını cevaplandırdı,
tahmin edeceğiniz gibi sorulardan birisi de, referanduma sunulan
yeni anayasa değişiklik paketinde, Cumhurbaşkanına meclisin feshi
yetkisinin tanınmış olup olmadığı idi. Sayın KILIÇDAROĞLU da
pek tabiidir ki, bu yetkinin Cumhurbaşkanına tanınmış olduğunu
savundu.
Biz de bir
hukukçu yazar olarak, yeni anayasa paketinde, Cumhurbaşkanına
meclisi fesetme yetkisinin tanınmış olduğunu savunan iki makale
yazıp yayınlamıştık.
Bu makalemiz,
aynı konuda yazdığımız üçüncü ve sonuncu makale olacak ve bu
makalemizde; tartışmaya, daha anlaşılır bir şekilde son noktayı
koyacağız.
Evet,
referanduma sunulan anayasa değişiklik paketinde, lafzen fesih
kavramı geçmemektedir.Bu doğrudur, ancak fesih kelimesine yer
verilmemesi,yeni paket ile Cumhurbaşkanına koşulsuz olarak meclisi
feshetme yetkisinin tanınmadığı anlamına gelemez. Pakette yer
alan, görev süresi dolmadan meclis seçimlerinin yenilenmesine
karar verme yetkisi, sonuç olarak meclisin feshedilmesidir.
Burada çok
ince bir ayrıma dikkat çekmek istiyoruz. İşin püf noktası da bu
ayrımda yer almaktadır.
Bizim gibi
temsili demokrasilerde, egemenliğin kayıtsız ve şartsız
kendisinde olduğu milletin iradesini temsil eden, millet adına
egemenlik hakkını kullanan meclislerin,kesintisiz ve sürekli bir
şekilde var olmaları, mutlak zorunluluktur.
Yani, temsili
demokrasilerde kurumsal olarak meclisler sürekli var
olacaklardır.Demokrasi ile yönetilen ülkelerde meclislerin
kurumsal olarak fesihleri, yani tamamen
kapatılmaları,dağıtılmaları,yok edilmeleri asla mümkün
değildir.Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif
dahi edilemeyecek olan hükümleri buna manidir.Bu nedenle, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin kurumsal olarak fesih yetkisi,
Cumhurbaşkanına ve bizzat meclisin kendisine dahi verilemez.
Bu itibarla,
bugünlerde tartışılan meclisin feshinden maksat, meclisin
kurumsal olarak tamamen feshi değil, dönemsel olarak feshidir.
Referanduma sunulan anayasa değişiklik paketinde yer alan
Cumhurbaşkanının meclisi fesih, yani meclis seçimlerinin
yenilenmesine karar verme yetkisi de, meclisin kurumsal olarak
tamamen feshi değil,dönemsel feshidir.
Peki meclisin
dönemsel feshi nedir?
Bilenler
bilirler, meclis seçimleri ve meclis çalışmaları dönemlerle
anılırlar. 22. 23.24. dönem gibi.
1.Kasım.2015
de yapılan milletvekili seçimleriyle oluşan ve şu an görev
başındaki meclis ve bu mecliste görev yapan seçili
milletvekilleri, Meclisin 26. Dönem Milletvekilleridir.
7.Haziran.2015 milletvekili seçimleriyle oluşan ve süresi içinde
hükümet kurulamadığı için Cumhurbaşkanı tarafından fesedilen
ve 1.Kasım.2015 de tekrarlanan seçimle yenilenen meclis ve
milletvekilleri de, 25.Dönem Milletvekilleriydi.
Demek ki,
7.Haziran.2015 de yapılan seçimlerle oluşan 25. dönem meclis ve o
meclisin milletvekilleri, dönemsel olarak feshedilmiş ve
1.Kasım.2015 de yenilenen seçimlerle oluşan 26.Dönem meclis ve
milletvekilleri, 25. dönem meclisten görevi devralmıştır.Meclis,
kurumsal olarak, yerli yerinde kalmış,ama 25. dönem sona ererek
26. döneme geçilmiştir.
Sanırım
anladınız,kafalarda hiçbir şüphe kalmadı.İşte, referanduma
sunulan yeni anayasa paketinde yer alan ve dönem tamamlanmadan,
hiçbir koşula tabi olmaksızın Cumhurbaşkanına tanınan meclisi
fesetme (meclis seçimlerini yenileme) yetkisinin anlamı budur.
Cumhurbaşkanına,
hiçbir koşul aranmadan tanınan bu fesih yetkisi; meclisi vesayet
altına alacağı, örneğin %51 ile seçilen bir Cumhurbaşkanına,
yani %51 lik iradeye, %100'ü temsil eden Meclisin tamamını,dönemsel
de olsa,dağıtma ve yok etme imkanı verdiği için sakıncalı ve
antidemokratik bir yetkidir. 06/04/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder