Bugün
1.Haziran.2020.
Bugünü, diğer
yılların Haziran aylarından farklı kılan, içinde bulunduğumuz
Korona Virüs yasaklı salgın günlerinin kısmen sonlandığı,kısıtlı
da olsa normal hayata dönüşün ilk günü olmasıdır.
Üç aya yakın
süredir ülkemizde de hükmünü sürdüren,binlerce vatandaşımızı
yatağa ve binlercesini de mezara sokan bu virüs salgının tamamen
sonlanmasını beklemek, akılcı değildir.
Ancak,83
milyonun yaşadığı ülkemizde,ekonomik ve sosyal hayatın bir
şekilde ve gerekli tedbirleri alıp uygulayarak devam etmesi de bir
zorunluluktur.
Çalışmadan,
üretmeden,dört duvarın içinde kalarak yaşamak mümkün değildir.
Bu, insanın
doğasına aykırı,insanın sağlığını virüsten koruyacağız
derken,onları başka hastalıklara ve açlığa mahkum etmektir.
Salgının
kısmen dizginlenmesi nedeniyle,ceza hukukunda olduğu gibi,bir
benzetme yaparsak;bazı koşullarla,şartlı salıverme,denetimli
serbestlik benzeri döneme geçmemiz çok doğal karşılanmalıdır.
Bugünden
geçerli denetimle ve kontrollü serbestlikten, en kısa sürede, 18
yaş altı ve 65 yaş üstü insanlarımızın da
yararlandırılacağını umuyor ve bekliyoruz.
Demokrasilerde;
herkesin özgürlüğünün sınırı, diğer insanların
özgürlüklerinin başladığı yerde,sınırında sonlanır.
Demokrasi,
kayıtsız ve şartsız özgürlük değildir.
Kimsenin;başkalarının
özgürlüklerini yok etme özgürlüğü olamaz.
Bu
nedenle;özellikle, fiziki mesafe ve maske takma koşullarına 83
milyon insan, aynı anda uymak ve uygulamak zorundadır.
Hiç
kimsenin;bana bir şey olmaz,virüs de ne oluyor,ben maske takmam,
fiziki mesafeye riayet etmem, deme hakkı ve lüksü yoktur.
Bunu
söylemek;büyük bir sorumsuzluk,saygısızlık ve bize göre bir
insanlık suçudur.
Bunu
söyleyenler,tahsilli de olsalar,tahsilsiz de, bize göre zır deli
ve zır cahildirler,sorumsuzdurlar,sadece kendilerinin canını
tehlikeye atsalar;Allah akıl ve fikir vermiş sen bilirsin arkadaş
diyeceğiz ama,kendilerinin sağlıklarından daha çok, masum ve
kurallara uyan insanların sağlıklarına ve canlarına kast
etmektedirler.
İnanın,Allahın
verdiği aklı kullanamayan, idrakten ve sorgulamakdan
yoksun,sorumsuz insanlara hiç acımıyorum,en az Korona kadar toplum
için tehlikeli bir mikrop oldukları için,bu kafadaki insanların
hayattan yok olup gitmelerine, kurallara uyan masum insanların
hayatlarına ve özgürlüklerine zarar verdikleri için zerre kadar
üzülmeyiz.
Bu
itibarla,ülkemizde,demokrasi adına; siyasette,ülkenin kaderinde ve
geleceğinde oynadıkları olumsuzluklar nedeniyle, artık bıkkınlık
ve ülkeye zarar veren okumuş ve okumamış,insanlık suçu işleyen
tüm cahiller;akıllarını başlarına toplayarak,bu ülkede hep
birlikte topluca yaşadığımız gerçeğini kabul ederek,akıllarını
kullanmalılar,sorumsuzluklarını üzerlerinde atmalılar, en başta
fiziki mesafe ve maske takma zorunluluğu olmak üzere, kurallara
harfiyen uymalıdırlar.
Burada devletin
yetkililerine de büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.Bu tür
kural tanımayan,fiziki mesafeye ve maske takma zorunluluğuna
uymayan sorumsuz cahiller hemen toplanarak karantinaya
alınmalıdır.Polislerimizi,anayasal ve barışçıl gösteri yapma
özgürlüklerini kullanan insanlarımızın gölge gibi takibinden
ve bu kişilere haksız ve orantısız güç kullanmaktan
vazgeçilerek,polisimiz,bizim insanlık suçu olarak kabul ettiğimiz,
virüs tedbirlerine inatla uymayanların üzerlerine salınmalıdır.
Bu sorumsuz
kişiler engellenmeden,onlarla yasal yollardan mücadele edilmeden,
bu virüs salgınından tamemen kurtulmamız asla mümkün değildir.
Hiç
kimsenin;kendisi demeokrasinin ve özgürlüklerin nimetlerinden
yararlanırken,kendi sorumsuz ve cahil davranışlarıyla salgını
hortlatarak insanları yeniden evlerine kapatıp,işlerinden ve
özgürlüklerinden mahrum etme hak ve özgürlükleri yoktur.
01/06/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder