9 Haziran 2020 Salı

SİZİN BALANS AYARINIZ BOZULMUŞ YALPALAYIP DURUYORSUNUZ!...



AKP iktidarına sesleniyoruz.
Sizin balans ayarınız bozulmuş.Ayar tutmuyor artık.
Gerçekten halkımızı şaşırtıp,yanıltıp duruyorsunuz,siz nesiniz Allahınız aşkına?
Bazen, söylediklerinizin tamamen 180 derece tersini yapıyorsunuz.
Teoriniz ile pratiğiniz arasında bir uyum sağlayamıyorsunuz,söyledikleriniz ile yaptıklarınız arasında, aşılması imkansız uçurumlar yaratıyorsunuz.
Sık sık,”ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözünü aklımıza getiriyorunuz.
Bazen, teorik olarak söyledikleriniz çok doğru, altına imza atacak hale getiriyorsunuz bizleri.
Hah şimdi oldu,çok doğruları söylüyorlar diyerek,yeni uygulamalarınızı bekliyoruz.Birden,aynı ve benzer konulara ilişkin eski uygulamalarınızı hatırlayınca, söyledikleriniz doğrularda asla samimi olmadığınız sonucuna varıyoruz ve bizi samimi olmadığınız konusunda sürekli haklı çıkarıyorsunuz.
Bazen,asla yapamayacağınız çok büyük doğruları dile getiriyorsunuz,kulaklarımıza inanamıyoruz,bizleri umutlandırıyorsunuz.
Evet sadece umutlandırıyorsunuz.
Örnek mi istiyorsunuz?
Alın sizlere işte çok çarpıcı bir örnek.
AKP Genel Başkanı; Cumhurbaşkanı şapkasıyla, 23.dönem hakim ve savcı kur'a töreninde yaptığı konuşmada, yeni atanan genç hakim ve savcılarımıza seslenerek;” Mahkeme salonları ve adliye binalarında yazan ‘Adalet mülkün temelidir’ sözü daima sizlerin rehberi olmalı. Vasat bir kanunla bir hakim ve savcılar adaleti temsil edebilir ama vicdanı olmayan hakim ve savcılar elinde en mükemmel kanunlar bile bir zulüm aracına dönüşebilir. İnsanların adalete güvenmediği toplumda ne huzur korunabilir ne de devlet düzeni sağlanabilir.Kimi zaman darbe, kimi zaman FETÖ gibi örgütlerin etkisi altına giren adalet sistemimiz epeyce örselenmiştir. FETÖ’nün kumpasları da acı izler bırakmıştır. Bu yüzden sizden vicdanınızı ve imzanızı hiçbir kimsenin, hiçbir gücün emrine vermemenizi istiyorum.” demiştir.Kulaklarımıza inanamadığımız güzellikte,anayasanın yargı ve hakim bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesine,hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun çok güzel bir konuşma.Yeni atanan hakim ve savcılara, bir Cumhurbaşkanın yapabileceği en güzel ve yerinde tavsiyeler.
AKP Genel Başkanı ERDOĞAN,bir anlık Cumhurbaşkanlığı şapkasıyla söylediği bu güzel ve doğru,anayasal sözleri ve tavsiyeleri,konuşma yaptığı salonu terkeder terketmez mutlaka unutacak ve başka bir törene kadar hiç aklına dahi getirmeyecektir.
Bizim korkumuz şu;mesleğe yeni atanan genç,hukuka saygılı ama tecrübesiz hakimler ve savcılar;mazallah, gittikleri ilçelerde,sizin sözüm ona hukuktan,hak ve adaletten yana tavır alarak,samimi olmayan yanıltıcı tavsiyelerinizi gerçek zannederek, size güvenip,”sizden vicdanınızı ve imzanızı hiçbir kimsenin, hiçbir gücün emrine vermemenizi istiyorum”tavsiyenize uygun davranıp,sizin ve AKP İlçe Başkanlarının hukuk dışı talimatlarınıza aykırı olarak hukuktan yana kararlar verseler,daha mesleklerine ısınmadan mesleklerinden atılırlar ve belki de FETÖCÜ yaftamasıyla tutuklanırlar.
Gelelim bugüne.
AKP iktidarı ve başı, yalpalamaya devam ediyor,bozulan balanslarında en ufak bir düzelme yok.
Ayasofya'nın;hiç gündemden düşmeyen, cami olarak yeniden ibadete açılması konusu,siyasi çıkar için yeniden ısıtılmaya başladı.
AKP ve yandaşları, Ayasofya konusunda da,asla samimi ve inandırıcı değildir.
Bir bakıyorsunuz ibadete açılmasından yana,bir bakıyorsunuz çekimser duruyor.
AKP Genel Başkanı ERDOĞAN'ın samimi kanaati;Ayasofya'nın ibadete açılması yönünde değil,bu konuda eski konuşmaları var. Ayasofya açılırsa, hemen yanındaki Sultan Ahmet Camisini nasıl dolduracaksınız diye soruyor ve Dünya kültür mirası olan Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılmasının Dünya kamuoyunda göreceği ülkemiz aleyhindeki olumsuz tepkilerden çekiniyor,bizim de Dünyanın çeşitli ülkelerinde var olan kültür mirası camilerimize yönelik olumsuz tepkilerden çekiniyor hakı olarak.
AKP Genel Başkanı ERDOĞAN; siyasi rant uğruna bu konuda kesin tavrını ortaya koyarak,Ayasofya'nın ibadete açılmaması yönünde açık ve net bir irade ortaya koyamıyor.
ERDOĞAN;ülkemiz hukuk devletidir,konu Danıştaydadır,Danıştay'ın kararına göre karar vereceğiz,Temmuz ayında verilmesi olası Danıştay kararını bekleyeceğiz demekle yetinerek, topu taca atıyor.
Nitekim,AKP'nin; Ayasofya konusunda samimi olup olmadığını test etmek amacıyla, İYİ Parti'nin; Ayasofya'nın ibadete açılmasını isteyen önergesine, AKP ret oyu vermiş ve Milliyetçi Hareket Partisi de olumlu oy vermeyerek çekimser kalmış ve önerge kabul edilmemiştir.
İYİ Parti'nin önergesine çekimser kalan ve reddini sağlayan MHP'nin genel başkanı BAHÇELİ;utanmadan ve sıkılmadan,yüzü kızrmadan,büyük bir pişkinlikle halkımızı enayi yerine koyarak; saygısızca, Ayasofyadaki çan seslerini yok edeceğiz ve ezan sesini getireceğiz diyerek açıkça yalan söylüyor,sözü başka,özü ve eylemi başka yalpalayan, balansı bozuk sözde politikacı örneği veriyor.
Kimse,hiçbir politikacı,hak ettiği eleştirilerden şikayetçi olmasın,politika yapacaklarsa, dürüst ve inandırıcı,istikrarlı bir politik duruş sergilesinler.Politika yapmak o kadar ucuz ve sorumsuz olmamalıdır.
Herkes;kim olursa olsun, haddini bilmek ve egemenliğin kayıtsız ve şartsız tek sahibi olan Türk Milletine saygılı olmak,milletle alay etmemek ve yalpalamamak zorundadırlar.
Yeter artık!09/06/2020

Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder