Tarzan zor
durumda sözü, bir işin, çok afedersiniz, boka sardığı
durumlarda çok sık kullanılan bir deyim olup, iki ucu boklu
değnek deyimi de aynı durumlarda sıkça kulanılır.
Teşbihte hata
ve ayıp olmaz, IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) konusunda ülkemiz
adına gelinen bugünkü noktada, ülkemizi yöneten kişiler için,
tarzan zor durumda benzetmesini yapmaktan başka bir çıkış yolu
bulamıyoruz.
Cumhurbaşkanı
Tayyip Bey; yeni uçan sarayı ile gittiği Nato Zirvesinde, ABD
Başkanı Obama'nın, IŞİD'e karşı bir koalisyon kurulması ve bu
koalisyona Türkiye'nin de katılarak destek vermesi önerisi
karşısında ne yapacağını şaşırmış ve zor durumlara
düşmüştür.
Tayyip Bey,
Başbakanlığı döneminde, Suriye lideri Esad'ı devirme hırsına
kapıldığı için uyguladığı yanlış Suriye politkası
nedeniyle, IŞİD terör örgütüne destek çıkmış, bazı
rivayetlere göre, bu örgüte silah ve cephane yardımında
bulunmuş, militanalarının ülkemizde eğitilmelerine ve yaralı
militanlarının da yine ülemizde tedavi edilmelerine katkılar
sunmuştur.
İnsanlık dışı
bu terör örgütü militanları, kendilerine sunulan bu katkılara
rağmen, aylar önce Türkiyenin Musul Başkonsolosluğunu basarak
işgal etmiş ve Musul Başkonsolosumuz en başta olmak üzere, 49
konsolosluk görevlisini ve aile fertlerini esir alarak, bilinmeyen
bir yere götürmüş olup, 49 Türk vatandaşı halen,IŞİD isimli
terör örgütünün elinde esirdir.
Bu nedenle,
Tayyip Bey ve diğer Türk yetkililer; 49 vatandaşımızın can
güvenliklerini düşünerek, hassasiyet içine girmiş ve
kendilerini, IŞİD örgütüne karşı elleri kolları bağlı
hissetmekte ve IŞİD terör örgütüne, terör örgütü dahi
diyememektedirler.
Türk
yetkililerin IŞİD örgütüne yönelik bu ilişki ve
hassasiyetlerini çok iyi bilmesine rağmen, ABD Başkanı Obamanın,
Nato Zirvesinde görüştüğü Tayyip Bey den, IŞİD'e karşı
oluşturulacak olan koalisyona, Türkiye Cumhuriyetinin de
katılmasını ve katkı yapmasını istemesi karşısında, durumu
çok iyi özetleyen ve açıklayan, tarzan zor durumda demekten başka
ne denilebilir ki?
İşte, dış
politikanın önemi ve gerçek ve meslekten gelen tecrübeli
diplamatlar, monşerlikle suçlanarak, aşağılanarak ve dışlanarak
uygulamaya konulan ülkenin çıkarlarına aykırı dış
politikaların fatutalarının birgün mutlaka önümüze konulacağı,
tarzanı zor durumda bırakan bu gerçeklerle yüzleşince, daha iyi
anlaşılmıştır.
Ne diyelim,
Allah, Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in ve Başbakan Ahmet Bey'in
yardımcısı olsun.
Bu yazımızda
değinmek istediğimiz bir diğer konu da, çiçeği burnunda
Başbakanımız Ahmet DAVUTOĞLU'nun,güvenoyu aldıktan sonra dile
getirdiği yeni Anayasa konusundaki beyanlarıdır.
Başbakan Ahmet
DAVUTOĞLU, yeni Anayasa konusunda; “2015 seçimlerini büyük bir
zaferle kazanacağız, ilk işimiz askeri ihtilalin Anayasasını
değiştirmek olacak, o Anayasayı tarihteki yerine gönderip,milletin
hak ettiği özgürlükçü Anayasayı getireceğiz.” demiştir.
Ne güzel,
kulağa ne kadar hoş geliyor, değil mi?
Lafla peynir
gemisi yürüse keşke.
Ayinesi iştir
kişinin, lafa bakılmaz, Ahmet DAVUTOĞLU gibi destekten yoksun
atanlar için söylenmiş ne güzel sözler bunlar.
Biz demokrat ve
sınırsız özgürlüklerden yana bir kişi olarak Sayın
DAVUTOĞLU'na buradan diyoruz ki; bizler, sizin, ihtilal Anayasası
olarak suçladığınız 1982 Anayasasına da razıyız, yeter ki,
siz bu Anayasayı noktasına virgülüne eksiksiz uygulayınız.
O darne
Anayasası ne diyor? Herkes, önceden izin almaksızın, toplantı ve
gösteri yürüyüşü yapabilir. Sizin 12 yıldır iktidarda
olduğunuz ülkemizde, vatandaşlarımız, bu askeri ihtilal
Anayasasının izin verdiği toplantı ve gösteri yürüyüşü
özgürlüklerini kulanabiliyorlar mı?
İşçilerimiz,
1 Mayıs İşçi Bayramını Taksim de kutlayabiliyorlar mı?
Gençlerimiz,
barışçıl Gezi Parkı demokratik direniş hak ve özgürlüklerini,
burunları kanamadan, yaralanmadan, hayatlarını kaybetmeden özgürce
uygulamaya kayabildiler mi?
Özgürlükçü
Anayasa getireceklermiş, geçiniz beyler, geçiniz.
Siz, millete
özgürlük getirecekseniz, öncelikle darbe Anayasasını tam olarak
uygulayınız. Anayasalar, özgürlükleri yasalarla
sınırlayabileceğiniz hudutları belirler ve ülkeyi yönetenleri
bu konuda bağlar, çıkaracağınız yasalarla ve fiilen yürürlüğe
sokacağınız uygulamalarınızla, özgürlükleri, Anayasanın
tanıdığından daha fazla genişletebilirsiniz, buna Anayasal bir
engel olmadığı gibi, bu konuda sizin elinizi tutan da yoktur.
Darbe Anayasasının yürürlükte olduğu, bugünkü milletvekili
sayınız itibariyle bu Anayasayı değiştiremediğiniz mazeretine
sığınmayınız.
Ahmet Bey;
sizin, AKP olarak getirmek istediğiniz ve özlemini duyduğunuz
Anayasa; halkımızın özgürlüklerini daha da genişletecek olan,
gerçekten özgürlükçü, insanı odak alan, insanın amaç,
devletin araç olduğu bir Anayasa asla değildir, sizler, ülkeyi
bölmenize ve parlamenter sistemi kaldırarak, yerine, ne olduğu
belirsiz, arabesk ve Tayyip ERDOĞAN mekezli başkanlık sistemini
getirecek ve darbe Anayasasını dahi aratacak olan antidemokratik ve
kişi (Tayyip) odaklı bir Anayasanın özlemi içindesiniz.
Bu böyle
biline. 08/Eylül/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder