Malum
beyefendi 26/Kasım/2014 günü ATO Kongre Merkeezinde yapılan
4.Esnaf Ve Sanatkarlar Şurasında bir konuşma yaparak, idari yargı
tarafından Glasport ihalesi için verilen yürütmeyi durdurma
kararını sert bir dille eleştirerek, olaylara hakikat gözüyle
bakmaya mecbursunuz, sizin yürütmeyi durdurma kararınız
nedeniyle, adalet arıyorum adalet diyerek avazı çıktığı kadar
bağırmış ve bu kararı kastederek, bu nasıl vatanseverliktir,
nasıl bir milliyet perverliktir, Cumhurbaşkanının ihaneti
vataniye diye bir suçu var, peki yargıcın ne suçu var o neyle
yargılanacak, biz ülkeyi nasıl uçaracağız bunu konuşuyoruz,
beyler yürütmeyi durdurma kararı veriyor diyerek, her zaman olduğu
gibi, söz geçiremediği gerçekten bağımsız olarak görevlerini
icra eden ve yürütmeyi durdurma kararı veren onurlu yargıçları
hedef göstererek onlara dil uzatmıştır.
Beyefendi
hukuka ve adalete çok saygılı ya(!) bu nedenle adalet arıyormuş,
adalet.
Sen
ne diyorsun beyefendi?
Sen,
adalete inanan, adalete saygılı bir kişimisin ki, adalet istiyor
ve adalet arıyorsun?
Adalet
AVM'lerde parayla satılan bir nesne değil ki, iki kilo adalet satın
alıp sana gönderelim.
Sen,
bu ülkenin Cumhurbaşkanısın, Başbakanlığın çok gerilerde
kaldı artık, bu ülkenin sözüm ona yeni bir Başbakanı var,
Glasport ihalesinin yürütülmesinin durdurulmasında bir
adaletsizlik olsa dahi, sana ne? Varsa adil olmayan bir yargı
kararı, bunu eleştirmesi gereken şahıs, yürütmeden sorumlu olan
Başbakandır. Sen artık unut Başbakanlığı, bu ülkenin tarafsız
bir Cumhurbanı olduğunu hatırla ve ulu orta, her gün bir oraya
bir buraya giderek gereksiz konuşmalar yapma.
Ülkenin
birliğini temsil eden tarafsız Cumhurbaşkanı, aklının her
estiği zamanda ve mekanda konuşmamalıdır. Cumhurbaşkanı,
ülkenin zor koşullarında, ülkeyi düze çıkaracak durumlarda
konuşmalıdır ki, söylediklerinin bir değeri ve ağırlığı
olsun. Cumhurbaşkanı, yerli yersiz hergün konuşur ve siyasi
polemiklerin içine girerse, inandırıcılığını ve saygınlığını
kaybeder, herkesin çok iyi bildiği güzel bir atasözümüz vardır,
çok konuşan çok yanılır, bu nedenle de çok konuşmak, bir
cumhurbaşkanı için çok risklidir.
Beyefendi
adalet arıyorum, adalet diye bağırıyor. Peki adalet'in anlamı
nedir?
Adalet;
yasalarla
sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının
sağlanması, hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme olarak tarif
edilebilir.
Adaletin
bu tarifinden de anlaşılacağı üzere; adalet kavramı sadece
yargıçları ve yargıyı ilgilendirmiyor, adalet, yürütmenin de
adil ve adaletli bir şekilde çalışmasını ve icraat yapmasını
zorunlu kılar, adaleti, sadece verdikleri kararlarla yargıçlar
sağlamazlar. Yargının adil ve adaletli olmasının gerekliliği
kadar, siyasetin icrasında da adaletli olmak gerekir.Yargıç'ın,
önüne gelen bir davada hukuka ve adalete uygun, hakkı ve haklıyı
gözeterek karar verme zorunluluğu kadar, siyasetçinin,
Başbakan'ın, Bakan'ın ve Cumhurbaşkanı'nın da, görevlerini
yerine getirirlerken adil ve adaletli, hak ve hukuka uygun,
yönettikleri kişilerin, yetimin ve yoksulun haklarını gözeterek
karar verip uygulama yapmaları zorunludur.
Tayyip
Bey, bu ülkede 12 yıl boyunca Başbakanlık yapmış ve şu anda da
Cumhurbaşkanı olarak görev yapmaktadır.
Kendisi
görevlerini yaparken, devlet adına bir karar alırken, icraatta
bulunurken, vatandaşın ödediği vergilerden oluşan devlet
hazinesinden ve emrine sunulan örtülü ödenekten harcama yaparken,
adil ve adaletli olabilmiş midir ki, avazının çıktığı kadar
bağırarak adalet arıyorum, adalet, deme hakkını kendisinde
buluyor?
Tayyip
Bey'in beyanlarına, icraatlarına ve uygulamalarına, kendisinin ve
aile fertlerinin yoktan var olan bugünkü ekonomik konumlarına
baktığımızda, bu ülkede, adalet arıyorum, adalet diyerek
bağırmaya hakkı olan en son kişi, Tayyip Bey olmalıdır.
Bu
ülkede, Tayyip Bey'den önce; adalet arama, adalet nerede,adalet
arıyorum deme hakkına sahip olan ve adaleti arayan birçok
insanımız sıraya girmiş ve adaleti ararlarken, bu ülkenin
Cumhurbaşkanı olan bir zata adalet arıyorum demek yakışmamaktadır.
Ülkenin
Cumhurbaşkanı dahi adalet arıyorsa, bu ülkenin sade vatandaşının
vay haline.
Cumhurbaşkanlığı
makamı, adalet isteme ve adalet arama makamı değil, öncelikle
temsilcisi olduğu milletinin haklarını savunma ve onların adletli
bir şekilde yönetilmelerini sağlama makamıdır.
Adalet
arıyorum adalet diye haykıran Tayyip Bey'i dinleyip de onun Türkiye
Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olduğunu bilmeyen bir yabancı,
Tayyip Bey'i, Soma maden ocağında pisi pisine ölen 301 işçiden
birinin, ya da Ermenek maden ocağında suyun altında kalarak ölen
18 işçiden birinin acılı babası olduğunu ve devletin ihmalinden
evladını kaybeden bu acılı babanın haklı bir feryadı
zannedecek.
Nerede
beyim, Tayyip Bey'imizi, Soma maden ocağında hayatını kaybeden
301 işçi, Ermenek maden ocağında hayatını kaybeden ve aradan
geçen uzun zamana rağmen bazılarının cenazelerini dahi çıkarıp
ailelerine teslim edemedikleri işçilerimizin ve yakınlarının
acıları zerre kadar ilgilendirmiyor.Tayyip Bey, ölen işçilerimiz
için adalet aramıyor.Onun aklı ve fikri, yandaşlarına para
kazandıracak olan usulsüz ihalelerle ilgili olarak yargının
haklı olarak verdiği yürütmeyi durdurma kararlarında.
Bu
ülkede;
Tayyip
Bey'in düne kadar başında olduğu ve bugün de fiilen ilgisini
kesmediği ve başında bulunduğu AKP iktidarının ihmalleri ve
denetim eksiklikleri yüzünden, maden ocaklarında ve diğer iş
kazalarında yüzlerce işçi yakınlarını kaybeden
vatandaşlarımız,
Vatanımız
ve milletimiz için hiçbir kamu yararı ve önceliği bulunmayan,
sadece Tayyip Bey'in şahsi keyfi, lüks ve şatafat düşkünlüğünü
tatmin için Ankarada kaçak saray ve İstanbulda Vahdettin Köşkünün
yapımında kesilen binlerce ağaç, bu saray ve köşkler yüzünden
buralara komşu olan kendi yaşam alanlarında kısıtlamalara tabi
tutularak huzurları bozulan insanlarımız,
İstanbul'un
trafiğini rahatlatmayacağı gibi, İstanbul'un gereksiz büyümesine
ve trafiğinin daha da allak bullak olmasına yol açacak olan 3.
Boğaz Köprüsünün yapımı için acımasızca kesilen ve yok
edilen ağaç ve ormanlarımız,
Soma
Yırcalıda termik santral yapımı için, yargı kararına rağmen
kesilen 6000 zeytin ağacı ve bu ağaçların yetişmesinde emekleri
olan Yırcalı köylülerimiz,
İş
bulamadıkları için evlerine bir lokma ekmek götüremeyen
insanlarımız,
Çoğu
vasıtalı adaletsiz ve ağır vergi yükü altında ezilen dar
gelirli insanlarımız,
Asgari
ücretle çalıştıkları halde vergi ödeyen ve ayın sonunu
getiremeyen insanlarımız,
Gelir
dağılımındaki adaletsizlikten muzdarip insanlarımız,
Hırsızlık
ve yolsuzluk yaptıklarına dair haklarında yeterli suç şüphesi
bulunmasına rağmen haklarında takipsizlik kararları verilen
kişiler karşısında çaresiz kalan dürüst vatandaşlarımız,
Bu
vatanı için şehit olan güvenlik görevlilerinin kemiklerini
sızlatırcasına, PKK bölücü terör örgütü ile çözüm süreci
adı altında girişilen vatanı bölme pazarlıklarına karşı
çıkan, en başta gazilerimiz ve şehit aileleri olmak üzere,
vatanının ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünden yana
olan yurtsever vatandaşlarımız da, iş başındaki AKP
iktidarından adalet ve adaletli bir yönetim istemektedirler.
Bu
insanlarımız aradıkları adalete kavuşmadıkça, adalet arama
hakkınızın bulunmadığını size hatırlatmak istiyoruz Tayyip
Bey.27/Kasım/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder