Gazetelerin
sağlık köşelerinde sıkça rastlarız.
Yanlış olarak
bilinen bazı doğrular veya tersi, doğru olarak bilinen bazı
yanlışlar başlığı altında, sağlığımız açısından yanlış
olarak bildiğimiz bazı şeylerin, aslında sağlığımız
açısından doğru şeyler oldukları konusunda uyarılırız.
Ceza Hukukunda
da, halkımızın yanlış olarak bildikleri bazı uygulamaların,
Ceza Muhakemesi Kanununa göre aslında doğru ve yasal uygulamalar
olduğu bir gerçek olmasına rağmen; medya, şu veya bu nedenle,
bilerek veya bilmeden, konuyu abartıp saptırarak, bazı doğruları
yanlışmış gibi sunarak kamuoyunu yanıltmaktadır.
Bunun son
örneğini, 17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının
sanıkları olan ve haklarında İstanbul C. Başsavcılığı
tarafından şaibeli bir şekilde takipsizlik kararı verilen Rıza
Zarab ve bazı bakan çocuklarının; aynı soruşturmanın siyasi ve
meclis ayağını oluşturan AKP li eski bakanlar hakkında
oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonuna ifade vermek istememeleri
üzerine yaşamış bulunuyoruz.
Rıza Zarab;
haklarında Meclis Araştırma Komisyonu kurulan eski bakanların
suçlandıkları konularda, bakanlara rüşvet vermekle suçlanan bir
kişi olup, kendi hakkında açılan soruşturma, takipsizlik kararı
ile sonuçlanmış ve şaibeli de olsa şimdilik aklanmıştır.
Bu nedenle,
Rıza Zarab'ın; Meclis Araştırma Komisyonuna tanık sıfatıyla
ifade verse dahi, doğruları söyleyeceğini, dört eski bakana
milyonlarla ifade edilen dolarları rüşvet olarak verdiğini itiraf
edeceğini ve kendisini de ceza kovuşturmasına uğratabilecek
nitelikte tanıklık yaparak tüm doğruları anlatacağını mı
zannediyorsunuz?
Aynı şekilde,
haklarında şaibeli de olsa takipsizlik kararı verilerek şimdilik
aklanmış ve ceza kovuşturmasından kurtulmuş olan bakan
çocuklarının da, babaları olan eski bakanları suçlayacak
şekilde ve kendilerini de ceza kovuşturmasına uğratacak nitelikte
tanıklık yaparak tüm doğruları anlatacaklarını mı
zannediyorsunuz?
Bu, insanın
doğasına aykırıdır. İnsan, kendisini ve/veya babasını suçlu
kılacak, kendisini ve/veya en yakını olan babasını ceza
kovuşturmasına uğratacak nitelikte olan tanık anlatımında
bulunabilir mi?
Tabii ki
bulunamaz.
Ceza Muhakemesi
Yasasının 45 ve 48. maddelerinde bu konuda açık hükümler mevcut
olup, bir kişi kendisini ve/veya babasını suçlar nitelikte
tanıklık yapmaya zorlanamaz. CMK 45 ve 48. maddelerine göre, Rıza
Zarab ve bakan çocuklarının, Meclis Araştırma Komisyonu önünde,
eski bakanlarla ilgili olarak tanıklık yapmaktan çekinme hakları
mevcuttur. Ancak, tanıklık yapacaklarmış gibi, Komisyonun
davetine uymaları ve yasa gereği esasen kendilerine hatırlatılacak
olan tanıklıktan çekinme haklarını kullanmaları gerekir.
Bu nedenle,
medyada yer alan, Rıza Zarab ve bazı bakan çocukları, Meclis
Araştırma Komisyonuna tanık olarak ifade vermeye dahi tenezzül
etmediler yönündeki haberler yasal olmayıp, bu kişilerin tanıklık
yapmamış olmaları, yasal haklarını kullanarak tanıklıktan
çekinme haklarını kullandıkları şeklinde anlaşılmalıdır.
Kaldı ki; bu
kişiler yasal hakları olan tanıklıktan çekinme haklarını
kullanmayıp tanıklık yapmış olsalardı, insanın doğası gereği
doğruları değil, kendilerini ve babalarını koruyan ve kollayan
bir şekilde gerçek dışı beyanlarda bulunacaklar, soruşturmaya
müspet hiçbir katkıları olmayacağı gibi, daha fazla kafa
karışıklığına neden olacaklardı.
Bu nedenle,
tanıklık yapmamaları, bize göre daha isabetli olmuştur.
05/Kasım/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder