İstikşafi
kelimesinden türetilen istikşafi görüşmeler deyimi; 7.Haziran
seçimlerinden sonra koalisyon hükumeti kurmakla görevlendirilen
AKP Genel Başkanı DAVUTOĞLU'nun, ana muhalefet partisi CHP'ye
koalisyon kurma ön teklifiyle gelmesi üzerine, AKP ve CHP yönetici
kadrolarının bir koalisyon hükumeti kurma zemini oluşturmak için
ön koalisyon görüşmesi yapmaya başlamaları üzerine, siyasi
hayatımıza girmiş olup, Türk Dil Kurumuna göre;Arapça keşif'ten
türetilen ve keşif ve tahkik etmeye çalışma,ön görüşme,
araştırma,tanıma görüşmesi yapma anlamına gelmektedir.
7.Haziran
seçimlerinden sonra, AKP'nin; koalisyon hükumeti kurma amaç ve
görüntüsü altında, CHP ile başlattığı, ama, asıl amacının,
Anayasanın öngördüğü 45 günlük hükumet kurma süresini
doldurarak seçimlerin yenilenmesini sağlamak olan istikşafi
görüşmeler, günümüzde AKP tarafından yeniden hortlatılmış
ve en başta yeni bir Anayasa çıkarmak ve diğer bazı konularda da
işbirliği yapmak amacıyla, CHP ile AKP liderleri yeni bir
istikşafi görüşmeye yelken açmışlardır.
Hortlatılan bu
yeni ve nafile istikşafi görüşmeler, Türk Milletine hayırlı
ve uğurlu olsun! Bu yeni istikşafi görüşmeleri, AKP iktidarının,
uslu ve uysal milletimize sunduğu bir yılbaşı hediyesi olarak da
değerlendirebilirsiniz.
Bu CHP, ne
zaman akıllanacak ve gerçekleri görebilecek, bilemiyoruz doğrusu.
İnsan bir kez
yanılır ve aldatılır.
Sayın
KILIÇDAROĞLU gerçekleri göremiyor mu? İçinde başkanlık
sisteminin de yer aldığı bir yeni Anayasa önerisiyle kapısını
çalan emanetçi bir Başbakan'ın, kendi altını oyacak ve
varlığına son verecek olan başkanlık sistemini öngören, şaka
gibi ve samimi olmayan bir Anayasa önerisinin neyini görüşüp
tartışacak? Merak ediyoruz.
KILIÇDAROĞLU
diyor ki; önerdiğiniz başkanlık sisteminin içeriğini ve
esaslarını hele bir görelim, gel istikşafi görüşmelere
başlayalım.Nitekim istikşafi görüşmelere başladı da.
KILIÇDAROĞLU;
artık, sonuç alamayacağını bildiği halde, seçmene karşı
uzlaşmacı ve uslu çocuk rolü yaparak, bu ülkeye zaman
kaybettirme ve sonunda da acı faturanın yine CHP'ye çıkartılmasına
payanda olma huyundan vazgeçmelidir. KILIÇDAROĞLU; 7.Haziran
seçimlerinden sonra başlatılan istikşafi görüşmelere,
uzlaşmacı ve uslu çocuk görüntüsü vermek amacıyla sabır
gösterdi de, kendisinin ve partisi CHP'nin eline ne geçti Allahınız
aşkına?
KILIÇDAROĞLU;
bu uzlaşmacı, sorun çıkarmayan uslu çocuk tutumu nedeniyle,
hükumeti kuramayan, daha doğrusu kurmak istemeyen DAVUTOĞLU'dan
sonra, ana muhalefet partisi lideri olarak hükumeti kurma görevinin
kendisine verilmesi imkanını yok etti. Yenilenen 1.Kasım
seçimlerinde de, bu uzlaşmacı ve uslu çocuk politikası, partisi
CHP'ye hiçbir artı oy da getirmedi.
KILIÇDAROĞLU
ve CHP'nin diğer yöneticileri de çok iyi bilmektedirler ki; 12
Eylül darbe anayasasını tümüyle değiştirip, sivil ve daha
demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa yapamamış olmak,
demokrasi adına bir ayıp ise de; bugün için ülkemizin acilen
yeni bir anayasa çıkarma sorunu yoktur.Ülkemizin sorunları, bu
anayasadan kaynaklanmamaktadır.
Özyönetimi
savunan Demirtaşa anayasanın 14. Maddesini gösterirken,aynı
anayasanın partiler üstü ve tarafsız bir cumhurbaşkanı tanımını
yapan ve emreden maddesini yok sayarak ihlal eden, ülkeye başkanlık
sistemi dayatması yapan, parlamenter sistemi yok sayarak fiili bir
başkanlık sistemi tesis ettiğini alenen ilan eden ve ülkeyi tek
başına fiili bir başkan gibi yöneterek, anayasayı tanımayan,
bir Tayyip Erdoğan sorunu vardır.
12 Eylül darbe
anayasasını dahi uygulamayan ve bu millete çok gören, barışcıl
toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak için bir araya gelen üç
kişiye dahi tahammül edemeyerek polisi ve biber gazını insanların
üzerine salan, darbe anayasasını dahi ihlal eden AKP iktidarının
ve onun doğal lideri Tayyip Bey'in, gerçekten özgürlükçü ve
demokrat yeni bir anayasa yapıp, bunu uygulamaya geçirme gibi,
samimi bir niyetleri asla bulunmamaktadır.
Bize göre,
darbe anayasası olduğu söylenen ve esasen çoğu maddesi de
sonradan değiştirilen 1982 Anayasası tüm hükümleriyle harfiyen
uygulansa, ülkemizde demokrasi ve özgürlük rüzgarları eser.
Anayasanın
bazı hak ve özgürlükleri sınırlamasına rağmen, hükumet
özgürlükleri daha da genişleten yeni yasalar çıkarabilir,
anayasa buna engel gösterilemez. Yapılamayacak olan şey,
çıkarılacak yasalarla, mevcut anayasanın öngördüğü
özgürlüklerin sınırlandırılmasıdır.
Oynamayacak
olan köçek, yerim dar dermiş, mevcut anayasa bize dar geliyorsa,
anayasa değişmeden de yasalarla hak ve özgürlükler
genişletilebilir, yeterki siz samimi olunuz.
AKP'nin; yeni
anayasa önerisinde yer alan hak ve özgürlüklerin genişletilmesi
isteği tamamen yalandır, asıl amaç, Tayip Bey'in takıntı haline
getirdiği başkanlık sistemini kurarak,yasama,yürütme ve yargı
yetkilerini Tayyip Bey'in elinde toplayarak, darbe anayasasında yer
alan özgürlükleri dahi ortadan kaldırmaktır.
AKP iktidarı;
gerçekten, samimi olarak özgürlük ve mevcut özgürlüklerin
daha da genişletilmesini istiyorsa, kendi meclis çoğunluğuna
dayanarak,12 Eylül darbe döneminde çıkarılan, seçim, siyasi
partiler,Sendikalar, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü, YÖK ve
benzeri yasaları değiştirebilir, demokrasinin genlerini bozan,
içinde bulunduğumuz sorunların gerçek nedeni olan %10 seçim
barajını kaldırabilir,bunları yapsınlar hep birlikte görelim ve
samimiyetlerine inanalım.Yapamazlar, fıtratlarında insan hak ve
özgürlükleri yok.%10 seçim barajını kaldırın denildiğinde,
topu taca atarak, %10 seçim barajını biz getirmedik kucağımızda
bulduk diyorlar. %10 seçim barajını darbe yönetimi getirdi
diyerek, bu barajın kaldırılması için de, yeni bir darbe
yapılarak gelecek olan darbe yönetiminin bu barajı kaldırmasını
mı bekleyeceğiz?Darbe yönetimlerinin getirdiği %10 seçim barajı
ve benzeri yasakların kaldırılması, demokratik yönetimlerin
görev ve sorumluluğudur.
Bu
itibarla,yasakların savunucusu olan AKP iktidarının, başkanlık
sistemi içeren yeni bir anayasa değişikliği teklifi üzerinden,
istikşafi dahi olsa, AKP ile görüşme masasına oturmak, CHP'nin
ve ülkemizin geleceği için hayırlı bir sonuç doğurmayacaktır.
2015 yılının
bu son yazısını bitirirken, değerli dostlarımızın,
okurlarımızın ve tüm halkımızın yeni yılını kutluyor, çok
zorlu geçeceği gün gibi aşikar olan yeni yılda, tüm
zorluklarına rağmen;sağlık,mutluluk, sabır ve dayanma gücü
diliyoruz. 31/12/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat