İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim KİRAZ'ın ölümü ile sonuçlanan
terör baskınına yönelik polis operasyonu, Başbakan ve
Cumhurbaşkanı tarafından başarılı bir operasyon olarak
nitelendirilmiş ve operasyonu gerçekleştiren polislerimiz tebrik
edilmişlerdir.
Şayet
televizyonlarımızı geç açıp, Başbakan ve Cumhurbaşkanının
baskını sonlandıran polis operasyonuyla ilgili açıklamalarının
sadece son bölümünde yer alan; “Operasyon talimatalar
doğrultusunda başarı ile sonuçlanmıştır, operasyonu
gerçekleştiren polislerimizi kutluyoruz” şeklindeki bölümünü
dinlemiş ve operasyonun ölü bilançosunu henüz işitmemiş
olsaydık, sevinçten havalara zıplayacak ve savcımızın hayatı
kurtuldu, can kaybı olmadı diye büyük bir sevinç duyacak ve
seviçten bulunduğumuz yerde tepinmeye başlayacaktık.
Ancak, öyle
olmadı, bu rehine eyleminin karşılıklı çatışma sonunda,
savcımızın ağır yaralanması ve iki teröristin ise ölümleriyle
sonuçlandığını öğrenmiştik.
Televizyon
haberlerinden, başından üç ve karnından iki kurşun yarası alan
savcımızın, ağır yaralı olarak, adliyeye iki yüz metre
mesafedeki bir hastanemize sevk edilerek ameliyata alındığı
bilgisine ulaştık.
Kısa bir süre
sonra da, savcımızın maalesef kurtulamadığı, esasen solunumu ve
kalbi durmuş olarak hastaneye gelmiş olduğu, geri döndürmek için
yapılan tüm çabalara rağmen, geri döndürülemediğ, yani
yeniden solunumunun sağlanamadığı, kalbinin çalıştırılamadığı
açıklaması yapıldı.
İşin aslına
bakılırsa, teröristlerce şehit edilen Savcı KİRAZ'ın
hastaneye ölü olarak duhul ettiği anlaşılmakta olup, bize göre
kamuoyu, kurtarma operasyonunun çok başarısız bir operasyon
olduğu gerçeğini perdelemek ve operasyona göreceli bir başarı
kazandırabilmek için, Savcı KİRAZ'ın ağır yaralı olarak
kurtarıldığı açıklaması yapılmıştır.
Yine yanlış
hatırlamıyorsak, Cumhurbaşkanı Romanyada iken yaptığı
açıklamada Savcı Fidan'ın başından üç, karnından da iki
kurşun yarası aldığını beyan etmiş olup, baş gibi hayati
bölgeden üç ve yakın mesafeden,yine batına alınan iki kurşun
yarasına rağmen, Savcı KİRAZ'ın olay mahallinde ölmediğini
beyan etmek, doktor olmasak da, emekli bir savcı olarak birçok
otopsiye giren ve adli tıp okuyan bir kişi olarak bize mantıklı
ve inandırıcı gelmemektedir.
Nitekim, bugün
yeni bir açıklama yapan İstanbul C. Başsavcısı; Savcı KİRAZ'ın
başına bitişik atış yapılmış olduğunu açıklamış olup,
bitişik atış ile kafaya yapılan üç atış ile beyin
harabiyetine ve kan kaybına bağlı olarak anında ölümün vuku
bulmayacağını savunabilecek bir adli tıp doktoru henüz anasından
doğmamış olsa gerek.
Bütün bunları
niçin yazıyoruz?
Amacımız,
değerli meslektaşımız şehit Savcı KİRAZ'ın geride bıraktığı
yakınlarını üzmek ve onun aziz hatırasına hürmetsizlik etmek
ve de, operasyonu yapan polisimizi suçlamak asla değildir.
Polisimiz, her olayda tam başarılı olacak değildir. Başarının
yanında, bazı başarısızlıklar da olacak ki, onlardan dersler
çıkararak daha başarılı operasyonlara imza atacağız.
Ancak,
demokrasi açıklık, şeffaflık ve dürüstlük rejimi olup,
herkes, başarısını da başarısızlığını da kabul etmek
zorundadır.Yaklaşan seçimler nedeniyle, bazı gerçeklerin
kamuoyundan gizlenerek başarısız bir operasyonu başarılı
göstermek amacıyla, biz savcımızı, ağır yaralı da olsa,
teröristlerin elinden sağ olarak kurtardık ama, tüm tıbbi
tedavilere rağmen, ameliyat masasında öldü diyerek, gerçekleri
gizlemeye, kimsenin hakkı yoktur.
Bize göre,
eylemin başlamasından sonlanmasına kadar, yaklaşık sekiz saat
gibi uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen, daha teknik imkanlar
ve usuller kullanılarak, Savcı KİRAZ'ın sağ salim
kurtarılmasıyla sonuçlanacak daha başarılı bir operasyonun
yapılamaması, inisiyatifin, tamamen teröristlere bırakılması,
üzerinde düşünmeye değer bulunmalıdır.
17/25 Aralık
yolsuzluk ve rüşvet sürecini örtbas etmek amacıyla, Valilik
görevinden alel acele İstanbul emniyetinin başına getirilen,
emniyet kökenli olmayan ve polislik tecrübesi bulunmayan bir
emniyet müdürünün yönettiği operasyondan ne kadar başarı
beklenebilirdi tartışmaya değer doğrusu.
Biz, Savcı
KİRAZ'ı, kendisini rehin alan iki teröristin elinden sağlıklı
bir şekilde kurtaramayan operasyonun başarılı addedilmesi, iki
teröristin ölü olarak ele geçirilmesinden kaynaklanıyorsa, onu
bilemiyoruz doğrusu.
Bize göre, bu
operasyonun, en kolay, en kötü ve en başarısız sonucu,
savcımızın ve onu rehin alan iki teröristin ölü olarak o
odadan çıkarılmalarıydı ki, operasyon da bu şekilde sonuçlanmış
bulunuyor.
Ancak şunu çok
iyi bilmekteyiz ki; AKP iktidarı, polisine çok güvenmekte, kendi
iktidarını polis gücü ile güvende hissetmekte ve onun her
icraatı, istisnasız beğenisine mazhar olmaktadır. 03/04/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi
Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder