Genel kurulu
Strazburg'da toplanan Avrupa Parlamentosu, hepinizin bildiği gibi,
iki gün önce,Türklerin Ermeni soykırımını kabul etmelerini
isteyen yasa tasarısını görüşerek kabul etti.
AKP iktidarı
döneminde iyice yalnızlaşan, dünya ülkelerine güven vermekten
ve sözünü kabul ettirebilmekten, insan hak ve özgürlüklerine,
demokrasinin en temel ilkelerine, hukukun ve Anayasanın üstünlüğüne
olan saygıdan tamamen uzaklaşan,ülkenin birliğinden sorumlu
olanve ülkemizin yüzlerce sorununa rağmen, ülkenin tek sorununun
başkanlık sistemi olduğuna halkını zorla inandırmaya çalışan
Cumhurbaşkanının, eylem ve söylemleriyle ülkeyi kamplara
böldüğü, ülkemizin dış itibarının ve saygınlığının
giderek azaldığı, ülkenin bağışıklık sisteminin çöktüğü
bugünlerde, Avrupa Parlamentosundan böyle bir yasanın çıkmış
olmasına, ülkesini çok seven bir vatandaş olarak çok üzüldük,
ancak, böyle bir yasanın çıkabilmiş olmasına, ne yalan
söyleyelim, hiç de şaşırmadık.
Fransa, 2011
senesinde buna benzer bir yasayı kendi parlamentosundan geçirmek
istediğinde, 21/12/2011 tarihli “Dersimden Özür Dileyenlerin
Paris Gözyaşları” başlıkı bir makale yazmış ve AKP
iktidarına şöyle seslenmiş idik;
“Türk Halkı;
tarihi, kendi akıllarınca yorumladıktan sonra, yargısız infaz
yaparak, Dersimde katliam yapılmıştır hükmüne vararak, Dersim
Halkından özür dileyen AKP iktidarının, Paris'e yönelik
gözyaşlarını ibretle seyrediyor.
Lafı nereye
getireceğimizi anlamış olmalısınız.
AKP iktidarı,
Başbakan ERDOĞAN ve Cumhurbaşkanı, sözde ermeni soykırım
iddialarını inkar etmeyi suç sayan bir yasayı parlamentolarından
geçirmek isteyen Fransaya ateş püskürüyorlar.
Tarihi,
parlamentoların yorumlayamayacağını, bu iddiaların, tamamen
gerçek dışı ve haksız iddialar olduğunu dile getirerek, böyle
bir yasanın çıkarılamayacağını savunuyorlar. Bu savunma, bize
göre de, özünde tamamen haklı ve yerinde bir savunma.
Ancak; AKP ve
yandaşlarının, tabi söylemeye gerek yok, AKP lideri ve T.C.
Başbakanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın, meydanlarda yaptığı
konuşmalarla, hiç gereği yok iken, sırf Cumhuriyet Halk Partisini
halkın gözünden düşürerek,AKP için siyasal rant elde edebilmek
amacıyla, tarihe mal olan Dersim olaylarını gündeme getirip
kaşıyarak, Dersimde, en başta büyük Atatürk olmak üzere,
zamanın CHP yönetimi tarafından katliam yapıldığını kabul
ederek, Dersim Halkından özür dilemek suretiyle, tüm dünya
uluslarının gözleri önünde, zamanın CHP yönetiminin, Türk
Halkının bir kesimine karşı katliam yaptığını ihbar etmeleri
karşısında, bizim için tamemen yabancı bir ulus olan Fransadan,
başka ne bekliyebiliriz ki?
Siz, bu ülkenin
yönetiminde bulunan ve bu ülkenin evladı olan kişiler olarak,
siyasal amaçla, siyasi rakiplerinizi zor durumda bırakarak, siyasal
rant elde etmek için, gözünüzü kırpmadan ve kendi ülkenize
vereceği zararları düşünmeden, Dersimde katliam yaptık, özür
dileriz derseniz, Osmanlı döneminde yapıldığı iddia edilen
Ermenilere yönelik sözde Ermeni soykırımı iddiaları nedeniyle,
Fransayı nasıl suçlayabilir ve Türk Milletini, bu utanç veren
gerçek dışı ve haksız iddialara karşı, nasıl
savunabilirsiniz?
Şimdi
yaptığınız gibi, Ermenilere yönelik sözde soykırım
iddialarını inkar ederek, ülkenizi savunmaya kalksanız dahi,
inandırıcı olabilir misiniz?
Elin
gavurları, size; hem de Cumhuriyet döneminde, kendinizden olan
Dersim Halkına karşı dahi katliam yapmışsınız, üstüne
üstlük, bu katliamı, en yetkili ağızlardan doğrulayarak, bir
de özür dilemişsiniz, demek ki, katliam yapmak genetik yapınızda
var, Osmanlı'nın çöküş döneminde Ermenilere karşı yapıldığı
iddia edilen soykırım iddiasını nasıl inkar edebilirsiniz, diye
sormazlar mı?
Sizler, Türk
Ulusunun bir ferdi olarak, Dersim katliamı iddiasına ilişkin
tarihi, meydanlarda yaptığınız konuşmalarda yorumlayarak, Türk
Ulusunun fertleri olan Dersimlilere Atatürk döneminde katliam
yapıldığı hükmüne vararak Dersimlilerden özür dilerseniz,
teşbihte hata olmaz, bizde sıkça tekrarlanan, çok afedersiniz,
“İmam osu....., cemaat sı...” sözünde geçen cemaat
konumundaki Fransa ve diğer yabancı devletlerin Ermeni soykırım
iddialarına ilişkin densizliklerini yüzlerine vurmakta
zorlanırsınız.
Bugün,
Fransa Devlet Başkanının; yaklaşan seçimler nedeniyle, siyasal
rant elde etmek ve Ermeni oylarını alarak yeniden seçilebilmek
amacıyla sergilediği, sözde Ermeni soykırımı iddialarını
istismar eden haksız tutumu gibi, Sayın ERDOĞAN'ın; Dersim
olaylarına ilişkin olarak, zamanın CHP yönetimi üzerinden,
bugünkü CHP ve Genel Başkanı Sayın KILIÇDAROĞLU'nu yıpratarak
siyasal rant elde etmek amacıyla, Dersim olaylarını istismar eden
ve CHP'yi suçlayan konuşmaları üzerine, hatırlarsanız, Sayın
KILIÇDAOĞLU, ERDOĞAN'ın bu konuşmalarının, ileride, Ermeni
soykırımı iddiları konusunda bize zarar verebileceğini dile
getirmişti.
Biz de, Dersim
tartışmaları üzerine yaklaşık bir ay önce yazdığımız
22.11.2011 tarihli makalemizde; endişelerimizi, “
Dersimde
katliam ve soykırım yapıldığını iddia ederek, bu iddiaları,
hiç gereği yokken yeniden gündeme getirenler, Ermeni
Diasporasının, sözde Ermeni soykırım iddialarına yeşil ışık
yaktıklarının farkındalar mı?” diye
sorarak dile getirmiştik.
Sorumlu devlet
adamları, sarf ettikleri her söze dikkat etmek zorundadırlar.
Seçim
kazanmanın, sorumlu devlet adamı olmaya yeterli olmadığı bir
dönemden geçiyoruz.
Fransa ve
Fransa gibi düşünen eski sömürgeci ulus ve devletleri, Türkiye
Cumhuriyetine yönelik haksız Ermeni soykırım iddiaları
nedeniyle, bir kez daha şiddetle kınıyoruz.”
Evet değerli
okurlar, 21/12/2011 de bunları yazmışız.
Avrupa
Parlamentosunun; Ermeni soykırımını kabul eden ve bizim de kabul
etmemizi isteyen yasayı kabul etmesi nedeniyle, bugün, biz;
Dersim'den özür dileyenlerin Paris gözyaşları dememizden dört
yıl sonra, Dersim'den özür dileyenlerin Strazburg-Avrupa
Parlamentosu- gözyaşları demek zorunda kalıyoruz.
Dış
politikayı, iç politikadan soyutlayamazsınız beyler, iç
politikada siyasal rant elde etmek için, haksız bir şekilde eski
dönemleri kötüleyerek sorumsuzca konuşur ve zamanın özel
koşullarına göre şekillenen bazı tarihi gerçekleri istismar
eder ve saptırırsanız, sözde Ermeni soykırımı icat eden dış
emperyalist güçlere karşı ağzınızı açıp savunma yapmakta
zorlanır ve inandırıcı olamazsınız. 17/04/2015
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder