1Kasım
seçimlerinin kesin sonuçlarının alınması ve yemin törenin
yapılmasından sonra, 17 Kasım gününde Tayyip Beyden hükümeti
kurma görevini alan DAVUTOĞLU, bugüne kadar geçen bir haftaya
yakın uzun bir süreye rağmen, hükümeti kurarak Cumhurbaşkanı
Tayyip Bey'in onayına sunup açıklayamadı.
Bu
gecikme,bakanların belirlenmesinde, Tayyip Bey ile Ahmet Bey
arasında çetin bir pazarlığın ve görüş ayrılıklarının
bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Zira,
AKP tek başına iktidar olmuş olup, başka bir parti ya da
partilerle herhangibir koalisyon hükümetinin kurulması söz konusu
değildir, ülkemizde 13 yıldan bu yana görev yapan bir çekirdek
AKP hükümeti zaten vardır, bu nedenle, Tayyip Bey ile Ahmet Bey
arasında baş gösteren bir anlaşmazlık dışında, yeni hükümetin
açıklanmasının uzamasını izah eden hiçbir makul ve haklı
neden bulunmamaktadır.
Bir
anlaşmazlığın bulunduğunu; geçtiğimiz günlerde Tayyip Bey'in,
hükümetin kurulmasına ilişkin olarak, Başbakan ile ortaklaşa
hareket etme, Cumhurbaşkanı ile Başbakanın ayrı tellerden
çalmamaları ve bu konuda senkronize olmalarının gerektiği
yolundaki alışık olmadığımız, parlamenter sistemin yerleşik
kurallarına ve geleneklerine aykırı açılaması da, açıkça
ortaya koymuştur.
Her
ne kadar Ahmet Bey hükümetin kurulmasının gecikmesiyle ilgili
olarak yaptığı açıklamalarında; “sanki görüş ayrılığı
varmış gibi bir hava yansıtılıyor. Daha Cumhurbaşkanımızla
oturup herhangi bir şekilde bu anlamda detaylı bir görüşme
yapmış değiliz. Yani yemin töreninden sonra görevi aldım hemen
ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'a gitti, şu ana
kadar da dediğim gibi doğal bir süreç.Yarın inşallah kendisi
Ankara'ya teşrif edecekler. O zaman oturup konuşacağız, istişare
edeceğiz.” diyerek, Tayyip Bey ile aralarında bir görüş
ayrılığı ve çekişme olmadığını savunmaya çalışmışsa
da, Ahmet Bey'in bu beyanında yer alan; “ Daha Cumhurbaşkanımızla
oturup herhangi bir şekilde bu anlamda detaylı bir görüşme
yapmış değiliz,yemin töreninden sonra görevi aldım hemen ertesi
gün Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'a gitti,yarın inşallah
kendisi Ankara'ya teşrif edecekler. O zaman oturup konuşacağız,
istişare edeceğiz.” şeklindeki beyanları, Ahmet Bey'in bakanlar
kurulu üyesi olacak olan bakanları Tayyip Bey'e danışmadan ve
onunla uzun uzun görüşüp istişare etmeden belirleme yetkisini
kendisinde görmediğini, bu konuda acele ve tek başına hareket
etmemesi yolunda Tayyip Beyden uyarı ve talimat aldığını, açıkça
göstermektedir.
Oysa
ki, Bakanlar Kurulu üyelerinin belirlenmesinde doğrudan yetkili
olan Başbakan olup, Cumhurbaşkanı onay makamıdır.Esas olan,
bakanları başbakanın belirlemesidir, belirlenen bakanları
onaylayacak olan Tayyip Bey, kendisine onay için sunulan listedeki
bazı isimler konusunda, varsa sınırlı bir şekilde itirazlarını
ve tavsiyelerini Başbakana bildirebilir ve başbakan da, yerinde
göreceği itirazlar doğrultusunda, çok sınırlı olmak kaydıyla,
bazı bakan isimleri üzerinde oynamalar yapabilir, bunun dışında,
başbakan kendisine ait olan hükümeti kurma ve bu anlamda birlikte
çalışacağı ve sorumluluk alacağı bakanlarını belirleme
konusundaki yetkisini Cumhurbaşkanı ile paylaşamaz, onunla bir
koalisyon ortağı gibi, görüşme,pazarlık ve istişare
yapamaz,bakanların belirlenmesini cumhurbaşkanının tercihlerine
bırakamaz.
Bize
göre, Ahmet Bey, Tayyip Bey'n bir koalisyon ortağı gibi
davranarak, hükümetin kurulmasında doğrudan yapacağı tüm
müdahalelerine karşı direnmeli ve rüştünü ispat etmelidir.
Ahmet Bey'in kaybedeceği hiçbir şeyi yoktur, kendisi akademisyen
olup, Tayyip Bey'e direnmesi sonunda,en kötü ihtimalle, hükümeti
kurma görevi elinden alınarak parti içinde dışlanması halinde,
politikayı bırakarak, şerefiyle akademisyenlik görevine geri
dönebilir.
Bir
kriz halinde en büyük zararı görecek olan, Tayyip Bey'in kendisi
ile onun arkasındaki politik destekçisi AKP olacaktır.Tayyip Bey'e
direnmesi ve birlikte çalışacağı ve sorumluluk alacağı hükümet
üyelerini Tayyip Bey'in müdahalesi olmadan belirleme konusunda
dirençli olması ve dik durması halinde, çıkacak olan bir hükümet
krizinden zarar görecek olan'ın kendisi olacağını çok iyi bilen
Tayyip Bey'in, bir kriz çıkmaması için geri çekilmek zorunda
kalacağı aşikar olup, bu nedenle Ahmet Bey asla pes etmemeli ve
eline geçen bu fırsatı çok iyi değerlendirmelidir.22/Kasım/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder