Sözcü yazarı
Yılmaz ÖZDİL; geçtiğimiz günlerde,Söcü Gazetesindeki
köşesinde “GUGUK KUŞU” başlığıyla bir yazı yazmış ve bu
yazısında; guguk kuşu benzetmesi yaparak, adına yeni CHP dediği
bugünkü CHP'nin, 1.Kasım seçimlerindeki başarısızlığının
sorumluluğunu, guguk kuşu misali, doğrudan,eski ve gerçek
CHP'lileri, yuvasından atıp, CHP'nin yuvasını işgal ederek
yerleşen ve başına geçen Yeni CHP'nin yöneticilerine, en başta
da KILIÇDAROĞLU'na yüklemiş ve bu yazısı nedeniyle, bazı CHP
taraftarlarından ve milletvekillerinden aldığı tepkilere,
“DOĞRULARI KONUŞMAK İÇİN, EN AZ İKİ KİŞİ GEREKİR, BİRİ
DOĞRU SÖYLEYEN,BİRİ DOĞRU ANLAYAN...”başlığı altında,bugün
(07/11/2015) Sözcü Gazetesinin kendi köşesinde yazdığı
yazısyla cevap vermiştir.
Sayın ÖZDİL,
bugünkü yazısına doğru bir başlık atmış, olup, başlıkta
yer verdiği; doğruları konuşmak için ,en az iki kişi
gerekir,biri doğru söyleyen, biri doğru anlayan ibaresi, yazıda
anlatmak istediği anafikri çok güzel ifade etmiştir.
Sayın ÖZDİL,
demek istiyor ki; ben, Guguk Kuşu başlıklı yazımda doğruları
yazdım ve söyledim,ancak,beni bu yazımdan dolayı eleştiren
CHP'liler, benim doğruları söylediğim yazımı doğru olarak
anlayamamışlarsa ben ne yapayım.
Güzel bir
mantık, ama, aynı zamanda da çok yanıltıcı.
Biz de naçizane
olarak geçtiğimiz günlerde iki gün üst üste, “CHP NİÇİN
İKTİDAR OLAMIYOR?” başlığı altında yazdığımız
yazılarda,CHP'nin seçimlerdeki başarısızlığının ana
nedenlerini; doğrudan lider sorunundan ziyade, sağcı muhafazakar
ve islamcı iktidarlar tarafından,Türkiye Cumhuriyetinin genleriyle
oynanmasına, seçmende var olan ve bir türlü değiştirilemeyen
zihniyete,eğitimsizliğe, bu eğitimsizlik sebebiyle,CHP'ye yönelik
geçmişten günümüze kadar gelen haksız eleştirilere ve
yalanlara dayalı öyargıların bir türlü kırılamamasına, bu
önyargıların kırılmaması için de ellerinden gayreti gösteren,
Atatürk ilke ve inkılaplarına,hukukun üstünlüğüne dayalı
demokratik ve laik cumhuriyeti içlerine sindiremeyen, dini çarpıtan
ve bu çarpıtılmış dini de siyasetlerine alet eden gelmiş geçmiş
tüm sağ ve islami iktidarların iş başında oldukları ülkemizde,
doğruları konuşup anlatsanız da, belirttiğimiz bu olumsuzluklar
nedeniyle, bir türlü doğruları anlayamayan,doğruları
anlayamamakta da haklı olan seçmenin, CHP saflarına çekilmesinin
zorluğuna ve hatta imkansızlığına bağlayan açıklamalarda
bulunmuştuk.
Bu yazılarımız
üzerine biz de tepkilere maruz kaldık, varoşlarda,köylerde
yaşayan insanlara ve işçilerimize bizim ve CHP'nin tepeden
baktığımız, onları küçük ve hor gördüğümüz,onları ihmal
ettiğimiz suçlamasıyla karşılaştık.
Ülkemiz bugün
artık, hep örnek gösterilen, rahmetli ECEVİT'in dağ taş
dolaştığı, CHP'nin adını dağlara yazdırdığı, CHP'nin oy
oranını %40'lara çıkardığı, biz bir örnek daha verecek
olursak, CHP eski Genel Sekreterlerinden rahmetli Kasım GÜLEK'in,
ayağına çarık geçirerek köy köy dolaştığı ve halkla
doğrudan iletişim kurmaya çalıştığı, 1950 ve 1970 yıllarının
iletişimdeki yokluklarını çoktan aşmış olup, iletişimin
geliştiği, bu nedenle mesafelerin kısaldığı, iletişimdeki
teknolojinin ve iltişim vasıtalarının gelişip çoğaldığı
günümüzde, seçmenlerimiz şehirlerin uzak varoşlarında da,
köylerde de, dağ başlarında da otursa, mesafeleri yok eden,
duvarları yıkan, liderleri seçmenlerin evlerinin içine kadar
getiren, onların ülke için yapacaklarını söyledileri ve ortaya
koydukları projeleri kolaylıkla duyup öğrenebilme olanağına
kavuşmuşlar ve o pek övündüğümüz, eskinin Kasım GÜLEK ve
ECEVİT'li propaganda dönemleri (yöntemleri)çok gerilerde
kalmıştır.Bu nedenle, hiç kimse, varoşlara ve köylere
gidilmiyor, varoşlara ve köylülülere tepeden bakılıyor, onlar
küçük görülüyor,onlara değer verilmiyor,onlara doğrular
söylenmiyor, bu nedenle parti büyümüyor diyerek, doğrudan
KILIÇDAROĞLU'nu suçlamaya kalkışmamalıdır.Seçmen de bir
zahmet, iktidar ve muhalefet partilerini, günümüzün
teknolojisinden yararlanarak izlemeli, onların ülkenin aleyhine ve
lehine yaptığı iyi ve kötü icraatlarını ve söylemlerini,
evlerinde bulunan televizyonlarından, basından izlemeli,
yanlışlarını görmeli, muhalefet partilerinin ülkemiz ve
kendileri için yapacaklarını beyan ve vaat ettikleri iyi projeleri
değerlendirerek doğru oy atmayı öğrenmelidirler.
Biz ve bizim
gibiler, İzmirin varoşlarında ve köylerinde değil
de,Karşıyakasında oturuyoruz da ne oluyor sanki, CHP lideri ve
diğe üst düzey yöneticileri ve milletvekili adayları, bizim
evlerimize gelip elimizi sıkıyor, hatırımızı soruyor ve
projelerini bire bir bizlere anlatıyorlar ve gelip gitmekten
evimizin kapısını mı aşındırıyorlar sanki?Tabii ki
hayır.Özel olarak, selam bile vermiyorlar.Bizler de CHP'nin vaat ve
söylemlerini,iktidarın kötü yönetimini, bizzat yaşayarak ve de
görsel ve yazılı basından izleyerek öğrenmeye ve seçmen olarak
oyumuzu en doğru bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz.
Ama,zihniyetimiz
ve kültür seviyemiz, laik demokrasi ve özgürlük anlayışımız,
laik din anlayışımız, İslama bakış açımız,islam dininde
yalan söylemenin büyük bir günah ve suş olduğunu bildiğimiz,
gerçek Müslüman olduğumuz, çarpıtılmış, tahrif edilmiş,
politikacıların istismarına ve tecavüzüne uğramış İslama,
yalancı ve din istismarcısı kötü politikacılara kulak
asmadığımız, dinin dogmatik ve dar kalıpları içinde, muhakeme
ve sorgulamadan uzak dini eğitim alarak yetişmediğimiz, laik
eğitimin bizlere kazandırdığı muhakeme ve sorgulama yeteneğimizi
kullanarak, yalan konuşan bazı din istismarcısı ve çıkarcı
politikacıların yalanlarına kanmadığımız, doğru olanı ve
doğruları söyleyen politikacıların mesajlarını doğru bir
şekilde anlayabildiğimiz için, CHP'yi desteklemekteyiz, bu
özelliklerde seçmen kitlesi yetiştiremediğimiz sürece, liderini
de değiştirseniz, varoşların köylerin kapılarını da
aşındırsanız,dağ taş da dolaşsanız, bugünkü seçmen profili
ve niteliği sebebiyle,CHP bu ülkede hüsrana uğramaya mahkumdur.
Sayın ÖZDİL'e
buradan şu mesajı iletmek istiyoruz; doğru söylemişsiniz,
doğruları konuşmak ve anlatabilmek için,en az iki kişi
gerekir.Biri doğru söyleyen,biri doğru anlayan, yerden göğe
kadar haklısınız.
Ancak, biz de
buradan Sayın ÖZDİL'e ve CHP de öncelikle lider sorunu olduğunu
iddia edenlere sormak istiyoruz; ülkemizde iş başında bulunan ve
7.Haziran seçimlerinde iktidardan düşmesine rağmen, beş aylık
sürede hiçbir doğru ve olumlu bir icraat yapmadığı, bilakis
ülkeyi kan gölüne çevirdiği halde, 1.Kasım seçimlerinde %49.5
oy alarak yeniden tek başına iktidar olan AKP yöneticeleri ve her
kesimden AKP yandaşları, hep bir ağızdan; doğruları konuşup
söylediler ve seçmen çoğunluğu da, bu söylenen doğruları
anlayarak, AKP'yi tek başına iktidar yaptı?
Sayın ÖZDİL;
siz de biliyorsunuz ki;ne AKP doğruları anlatıp söyledi, ne de
AKP'yi iktidara taşıyan %49'luk seçmen, söylenmeyen bu doğruları
anlayarak oyunu kullanıp AKP'yi iktidara taşıdı.Bazıları
AKP'nin kötü yönetimini göremedi, bazıları da şu veya bu
sebeple görmek istemedi.Bu seçmenin hiç mi günahı yok?Kimse
doğruları konuşmadı ve doğruları anlamadı,AKP ile seçmeni
arasında,doğruları konuşmak ve anlatabilmek ve buna karşılık
doğruları anlamak gibi bir sorun bulunmamaktadır.
Siyasal iktidar
doğru konuşmayacak,doğruları söylemeyecek,ülkeyi iyi idare
etmeyecek, seçmen ise, iktidarın söylediği yalanları,doğruymuş
gibi anlayıp yanılacak, buna ramen iktidar partisi yeniden iktidara
gelince de, doğruları söyleyen, demokrasiyi ve özgürlükeri,yaptığı
seçim vaatlerine bakıldığında dar gelirliden, varoşlarda ve
köylerde yaşayanlardan,emekçiden yana icraat yapacağını
söyleyerek iktidara talip olan CHP seçimlerde varlık
gösteremeyince,başka ana sebepler göz ardı edilerek, doğrudan
lider kadro suçlanacak
Sayın ÖZDİL
ve onun gibi düşünenler, bir de işin bu yönüne kafa yorarsanız,
umarım daha adil ve sağlıklı bir değerlendirmeye
ulaşabilirsiniz.
Biz iddia
ediyoruz, bu ülkede; milli ve laik eğitime son vermeye ve kindar ve
dindar nesil yetiştirmeyi hedefleyen dini eğitime ağırlık
verilmeye devam edilir, eğitim laik ve milli hale getirilemez,
ümmetçi ve biat eden, dinin katı ve değişmez kuraları içinde,
muhakeme ve sorgulama yeteneğinden yoksun, iyiyi kötüden
ayırmada zorluk çeken,dünyadaki bilimsel ve teknolojik
gelişmelerden uzak, imam hatip ve kuran kursları ağırlıklı dini
eğitimle yetiştiştirilen insanların günden güne çoğalmalarına
göz yummaya ve desteklemeye devam edilirse, ülke yönetiminde,
demokrasiden ve özgürlüklerden,şeffaflıktan,namus ve
dürüstlükten uzaklaşılır, düşünce ve düşünceyi açıklama
ve basın özgürlükleri yok edilir, yargı bağımsızlığı
kaldırılırsa, işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik
kaldırılamazsa veya bilerek kaldırılmaza, rahmetli ATATÜRK
mezarından çıkıp gelse ve tekrar CHP'nin başına geçse dahi,
biz CHP'nin seçim başarısızlıklarını süreki tartışır
dururuz.
Doğru
söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış, doğruları söylemekten
korkuldukça bir mesafe kaydedilemeyeceğini düşünerek, cesur ve
yürekli bir aydın olarak, her türlü eleştiriyi göze alarak,
buradan açıkça haykırıyoruz;ükemizde çağdaş ve laik eğitim
alamamış, İslam dinini yozlaştıran,çarpıtarak değiştiren ve
siyasete alet eden, doğruları sürekli gizleyen politkacıların
baskı ve telkinlerinden kurtulamamış,işsiz ve
çaresiz,demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini
içselleştirememiş ve demokrasinin ve özgürlüklerin tadına
varamamış bir seçmen kitlesinin, seçim sonuçları üzerindeki
olumsuz etkilerini, kendilerine ve demokratik tercihlerine saygı
duymakla birlikte, dile getirmek,onları tenkit ve küçük görme
değil ama, bir tespit ve saptama yapmak da, bizim en doğal hakkımız
olup, burada bir suçlu ve hatalı aranacaksa, o suçlu ve hatalı
olanlar da, asla seçmenlerimiz değil, bugüne kadar iş başına
gelen tüm iktidarlardır. 07/11/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder