16 Nisan 2018 Pazartesi

AKLIMIZLA ALAY ETMEYE UTANMIYOR MUSUNUZ?



AKP Genel Başkanına, kendi tek adamlık tutkusunun sonucu olarak, herşeyin üstesinden tek başına gelme arzu ve çabası nedeniyle içinde bulunduğu zor durumdan dolayı acıyor ve üzülüyoruz.
Her gün, sabahtan akşama kadar değişik yerlerde toplantı ve etkinliklere katılıyor ve her gittiği yerde, gün boyunca çeşitli konularda konuşuyor ve iktidarını savunmaya ve korumaya çalışıyor.
Değişik konularda hergün yaptığı konuşmaları, zaman sıkıntısı ve bazı konulara olan yabancılığı nedeniyle, bizzat kendisinin hazırlamasının imkansızlığı karşısında,bu konuşmalar, ERDOĞAN'ın ilgili kurmayları tarafından hazırlanarak ERDOĞAN'ın eline tutuşturulmakta ve o da teknik imkanlardan yararlanarak, o konuşmaları aynadan okuyarak yapmaktadır.
Yaptığı bazı konuşmalarını dinlediğimizde, ERDOĞAN'ın;bu konuşmaları hazırlayanların ihanetine uğradığını,oyununa geldiğini, bu konuşmalarla halkımızın enayi yerine konulduğunu ve akıllarıyla alay edildiğini görmekteyiz.
ERDOĞAN; dün (16/04/2018) televzyondan izlediğimiz bir konuşmasında, 2002 yılında iktidara geldiklerinde ülkemizin toplam ihracaat tutarının yaklaşık 36 milyar dolar olmasına rağmen,geçen zaman içinde ihracaatı büyük oranda artırdıklarını ve 2017 yılı ihracaat toplamının yaklaşık 156 milyar dolara yükseldiğini,bu rakalmlara göre, kendi iktidarları döneminde ihracaatımızın büyük bir artış gösterdiğini övünerek açıkladı.
Bu açıklama, halkı aldatmaya,halkın aklıyla alay etmeye yönelik, eksik, yanıltıcı ve aldatıcı bir açıklamadır.Neden aldatıcı ve yanıltıcı açıklamalar olduğunu açıklayalım
Ancak açıklama öncesinde müsaadenizle, biz de biraz kendimizi övelim.Ankara Hukuk Fakültesinde düzgün ve iyi hocalardan Pekiyi derecede aldığımız hukuk eğitimi sırasında iktisat,maliye ve maliye politikası eğitimi de aldık,bunun üzerine özel merakımızla öğrendiklerimizi de kayduğumuzda,hukukçu olmamıza rağmen,kötü eğitim alan bir iktisatçıdan daha iyi iktisat da biliriz.
Başkalarının hazırlayarak eline tutuşturduğu konuşma metnine göre, ERDOĞAN'ın yaptığı ihracaat artışına yönelik konuşmasının aldatıcı ve yanıltıcı,halkın aklıyla alay eden bir konuşma olduğunun ilk nedeni;bu konuşmada yer alan bilgilerin eksik olmasıdır.Zira,ülkenin döviz ihtiyacını karşılayan ihracaatın rakamsal olarak artmış olmasının tek başına hiçbir önemi yoktur.Bu artışın, reel olması gerekir.Bu ihracaat artışı rakamlarını verirken,ülkenin o dönemde yapmış olduğu toplam ithalat rakamının da açıklanması,rakamlar arasında mukayese yapılarak,ihracaat rakamı mı,yoksa ithalat rakamı mı daha fazladır onun görülmesi gerekir.
Ülke ekonomisinin sağlıklı olduğunu,geliştiğini ve ileri gittiğini, ihracaat rakamlarının reel olarak artmış olduğunu söyleyebilmek için,toplam ihracaat değerinin, toplam ithalat değerinden fazla,hiç değilse arada bir farkın olmaması gerekir.
Türk parasının dış alım ve satımlarda geçerli olmaması, dış alım ve satımların dövizle yapılması nedeniyle,sağlıklı bir ekonomi için; ihracaatın, her zaman ithalattan daha fazla olması ve dış ticaretin açık vermemesi,cari açık oluşmaması gerekir.
Şimdi, ERDOĞAN'ın tek yanlı ve eksik açıklamasına geri dönecek olursak,rakamsal olarak ihracaat toplamının yıllar itibariyle arttığı bilgisinin verilmesine rağmen,aynı yıllarda yapılan ithalatın toplam değeri gizlenmiş,ihracaata nazaran,ithalattaki artış ve patlama ve bu nedenle oluşan dış ticaret açığındaki devasa büyüme, halkın gözünden kaçırılarak halk açıkça aldatılmış ve enayi yerine konulmuş,halkın aklıyla alay edilmiştir.
Kaldı ki, rakamsal olarak büyük oranda arttığı söylenen 2017 yılı toplam ihracaat tutarına dahil edilen ihracaat kalemlerinin içinde;otomotiv gibi, yarı mamul ithalata ve dövize dayalı dışa bağımlı parçalardan oluşan montaj sanayi ürünlerin varlığını da dikkate aldığımızda,toplam ihracaat tutarından;montaj sanayi ürünlerinin; dışarıdan dövizle ithal edilen parçaları için ödenen döviz miktarını düştüğümüzde,ihracaattan elde ettiğimiz dövizin toplam tutarında azalma olacağı da,asla unutulmamalıdır.
Bizi yönetenler ekeonomide başarılı olduklarını açıklayarak övüneceklerse,ihracaatı şu kadar artırdık değil,ülkemizin toplam ihracaat tutarı,toplam ithalat tutarından fazla olmuştur,,dış ticaret açığımız(cari açığımız) yoktur,dış ticaret fazlamız oluşmuştur diyebilecek rakamlara ulaşmak zorundadırlar.Gerisi zırva,yalan ve halkı aldatmadır.
Muhalefet, gerektiğinde iktidarla ağız dalaşı da yapmalıdır ama,asıl muhalefetini, bizim dile getirmek zorunda kaldığımız, böyle teknik konularda da yapabilmelidir. 17/04/2018

Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder