AKP Genel
Başkanına, kendi tek adamlık tutkusunun sonucu olarak, herşeyin
üstesinden tek başına gelme arzu ve çabası nedeniyle içinde
bulunduğu zor durumdan dolayı acıyor ve üzülüyoruz.
Her gün,
sabahtan akşama kadar değişik yerlerde toplantı ve etkinliklere
katılıyor ve her gittiği yerde, gün boyunca çeşitli konularda
konuşuyor ve iktidarını savunmaya ve korumaya çalışıyor.
Değişik
konularda hergün yaptığı konuşmaları, zaman sıkıntısı ve
bazı konulara olan yabancılığı nedeniyle, bizzat kendisinin
hazırlamasının imkansızlığı karşısında,bu konuşmalar,
ERDOĞAN'ın ilgili kurmayları tarafından hazırlanarak ERDOĞAN'ın
eline tutuşturulmakta ve o da teknik imkanlardan yararlanarak, o
konuşmaları aynadan okuyarak yapmaktadır.
Yaptığı bazı
konuşmalarını dinlediğimizde, ERDOĞAN'ın;bu konuşmaları
hazırlayanların ihanetine uğradığını,oyununa geldiğini, bu
konuşmalarla halkımızın enayi yerine konulduğunu ve akıllarıyla
alay edildiğini görmekteyiz.
ERDOĞAN; dün
(16/04/2018) televzyondan izlediğimiz bir konuşmasında, 2002
yılında iktidara geldiklerinde ülkemizin toplam ihracaat tutarının
yaklaşık 36 milyar dolar olmasına rağmen,geçen zaman içinde
ihracaatı büyük oranda artırdıklarını ve 2017 yılı ihracaat
toplamının yaklaşık 156 milyar dolara yükseldiğini,bu
rakalmlara göre, kendi iktidarları döneminde ihracaatımızın
büyük bir artış gösterdiğini övünerek açıkladı.
Bu açıklama,
halkı aldatmaya,halkın aklıyla alay etmeye yönelik, eksik,
yanıltıcı ve aldatıcı bir açıklamadır.Neden aldatıcı ve
yanıltıcı açıklamalar olduğunu açıklayalım
Ancak açıklama
öncesinde müsaadenizle, biz de biraz kendimizi övelim.Ankara Hukuk
Fakültesinde düzgün ve iyi hocalardan Pekiyi derecede aldığımız
hukuk eğitimi sırasında iktisat,maliye ve maliye politikası
eğitimi de aldık,bunun üzerine özel merakımızla
öğrendiklerimizi de kayduğumuzda,hukukçu olmamıza rağmen,kötü
eğitim alan bir iktisatçıdan daha iyi iktisat da biliriz.
Başkalarının
hazırlayarak eline tutuşturduğu konuşma metnine göre, ERDOĞAN'ın
yaptığı ihracaat artışına yönelik konuşmasının aldatıcı
ve yanıltıcı,halkın aklıyla alay eden bir konuşma olduğunun
ilk nedeni;bu konuşmada yer alan bilgilerin eksik
olmasıdır.Zira,ülkenin döviz ihtiyacını karşılayan ihracaatın
rakamsal olarak artmış olmasının tek başına hiçbir önemi
yoktur.Bu artışın, reel olması gerekir.Bu ihracaat artışı
rakamlarını verirken,ülkenin o dönemde yapmış olduğu toplam
ithalat rakamının da açıklanması,rakamlar arasında mukayese
yapılarak,ihracaat rakamı mı,yoksa ithalat rakamı mı daha
fazladır onun görülmesi gerekir.
Ülke
ekonomisinin sağlıklı olduğunu,geliştiğini ve ileri gittiğini,
ihracaat rakamlarının reel olarak artmış olduğunu söyleyebilmek
için,toplam ihracaat değerinin, toplam ithalat değerinden
fazla,hiç değilse arada bir farkın olmaması gerekir.
Türk parasının
dış alım ve satımlarda geçerli olmaması, dış alım ve
satımların dövizle yapılması nedeniyle,sağlıklı bir ekonomi
için; ihracaatın, her zaman ithalattan daha fazla olması ve dış
ticaretin açık vermemesi,cari açık oluşmaması gerekir.
Şimdi,
ERDOĞAN'ın tek yanlı ve eksik açıklamasına geri dönecek
olursak,rakamsal olarak ihracaat toplamının yıllar itibariyle
arttığı bilgisinin verilmesine rağmen,aynı yıllarda yapılan
ithalatın toplam değeri gizlenmiş,ihracaata nazaran,ithalattaki
artış ve patlama ve bu nedenle oluşan dış ticaret açığındaki
devasa büyüme, halkın gözünden kaçırılarak halk açıkça
aldatılmış ve enayi yerine konulmuş,halkın aklıyla alay
edilmiştir.
Kaldı ki,
rakamsal olarak büyük oranda arttığı söylenen 2017 yılı
toplam ihracaat tutarına dahil edilen ihracaat kalemlerinin
içinde;otomotiv gibi, yarı mamul ithalata ve dövize dayalı dışa
bağımlı parçalardan oluşan montaj sanayi ürünlerin varlığını
da dikkate aldığımızda,toplam ihracaat tutarından;montaj sanayi
ürünlerinin; dışarıdan dövizle ithal edilen parçaları için
ödenen döviz miktarını düştüğümüzde,ihracaattan elde
ettiğimiz dövizin toplam tutarında azalma olacağı da,asla
unutulmamalıdır.
Bizi yönetenler
ekeonomide başarılı olduklarını açıklayarak
övüneceklerse,ihracaatı şu kadar artırdık değil,ülkemizin
toplam ihracaat tutarı,toplam ithalat tutarından fazla
olmuştur,,dış ticaret açığımız(cari açığımız) yoktur,dış
ticaret fazlamız oluşmuştur diyebilecek rakamlara ulaşmak
zorundadırlar.Gerisi zırva,yalan ve halkı aldatmadır.
Muhalefet,
gerektiğinde iktidarla ağız dalaşı da yapmalıdır ama,asıl
muhalefetini, bizim dile getirmek zorunda kaldığımız, böyle
teknik konularda da yapabilmelidir. 17/04/2018
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder