Yarın
(8.Mart.2020) Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu, 8.Mart'ı Dünya Emekçi Kadınlar Günü
kabul etmiş olduğundan,her 8.Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
olarak kutlanmaktadır.
Dünya Emekçi
Kadınlar günü deyince;benim aklıma,hemen ülkemizdeki
ezilen,kocaları ve hatta bazılarının da babaları tarafından
fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan,can güvenliklerinden
yoksun,eğitim ve çalışma alanında,siyasette erkeklerin çok
gerisinde bırakılan kadınlarımız ve çocuk gelinler
geliyor.Emekçi kadınlar deyince;sadece,bir işverene bağlı olarak
ücretle çalışan kadınlar akla gelmemelidir.Evinde çalışan ev
kadınlarımız da, bize göre emekçi kadınlarımızdır,eşine ve
çocuklarına hem de bila ücret, hiçbir karşılık beklemeden
fedakarca bakan,büyük emekler sarf eden.
Ülkemizde;
kadınlarımıza verilen değeri, daha doğrusu kadınlarımıza çok
görülen ve verilmeyen değeri, bir kadın yazarımız, sanırım
Duygu ASENA“kadının adı yok” diyerek, çok güzel ifade
etmiştir.
Gerçekten,
“kadının adı yok”sözü, maalesef ülkemizde kadına verilen
değeri,daha doğrusu değersizliği çok güzel ifade etmeye yetiyor
ve artıyor da.
Aslında
anayasamıza bakıyoruz,anayasanın yasa önünde eşitliği
düzenleyen 10. maddesinde, cinsiyet farkı gözetmeksizin,kadın ve
erkek herkesin yasa önünde eşit olduğu yazıyor.
Yüce ATATÜRK
de, kadınlarımıza verdiği değer nedeniyle,kadın ve erkeğin
eşit yurttaşlar olduklarını topluma yaymak ve kadınlarımızı
bu konuda bilinçlendirmek için,5.Aralık.1934 tarihinde
milletvekili seçme ve seçilme hakkını, demokrat geçinen çoğu
Avrupa ülkelerinden çok daha önce kadınlarımıza tanımıştır.
Ancak,din
kurallarının ve çağ dışı geleneklerin hakim olmaya bugün dahi
devam ettiği,laiklik ilkesinin içselleştirilemediği,laik eğitimin
yaygınlaştırılamadığı,erkek egemenliğinin yok edilemediği
ülkemizde,hala kadınlarımıza eksik etek gözüyle
bakan,kadınlarımıza; evde oturan,evde erkeğine hizmet eden,
erkeğinin cinsel arzularını tatmin eden ve onlara soylarını
sürdürmeleri için ekek çocuk doğurmakla görevli bir robot
gözüyle bakan,kadınları erkeklerle eşit düzeyde görmeyen,
azımsanamayacak sayıda erkeğin bulunduğu, üzücü olsa da, inkar
edilemez bir gerçektir.
Asıl üzücü
olan da;kadın ve erkek cinsiyet ayrımının, insan hak ve
özgürlükleri yönünden bir eşitsizlik yaratma amacına yönelik
olmadığını,kadın ve erkek cinsiyet ayrımının, iki cins
arasında doğal ve işlevsel eşit bir iş bölümü olduğunu
bilmeyen veya bilmek istemeyen erkekler yanında,bu gerçeği
bilmeyen ve kendilerini karşı cins karşısında eşit haklara
sahip bireyler olarak görmeyen,bu gerçeği kabullenmeyen ve
erkeklerin kendi lehlerine yaptıkları kasıtlı ayrımcılığa,kadın
ve erkek eşitsizliğine boyun eğip destek vererek, kendi ayaklarına
kurşun sıkan,kadın ve ekek eşitliğini toplumumuza yerleştirmeye
çalışarak bu yolda çok mesafeler alan,kadınlarımıza
kişiliklerini kazandıran ATATÜRK'e sahip çıkamayan,onu
savunamadığı gibi, hatta yeren çok sayıda kadınlarımızın var
olmalarıdır.
Bu gerçekler
karşısında, özellikle kırsal kesimlerde,daha genç kız olmaya
başladıkları andan itibaren ezilmeye,cinsel istismara,çocuk gelin
olmaya,fiziksel,bedensel ve ruhsal şiddete,eğitimsizliğe maruz
kalan kadınlarımızı konuşmaya,kadın erkek eşitliğini,kadın
haklarını savunmaya daha uzun seneler devam edeceğiz maalesef.
Bize
göre,kadınlarımızın erkeklerle eşit bireyler olarak;ırz ve can
güvenlikleri,eğitim ve çalışma alanındaki hakları,siyasi
hakları,sosyal yaşamda hak ettikleri yere gelebilmeleri, erkeklerle
her alanda eşit haklara sahip olabilmeleri için,erkeklerden büyük
beklentilere girmeden bilinçlenerek haklarına sahip
çıkmaları,seslerini yükseltmeleri,örgütlenmeleri,özellikle kız
çocuklarının eğitimlerine azami gayret sarf etmeleri,kendilerini
erkeklere biat eden ve erkekler olmadan ayakları üzerinde duramayan
kişiler olarak görmemeleri,kendilerine öz güven
duymaları,özellikle erkeklerin seks kölesi olmadıklarını
göstermeleri,seks yaşamlarında erkeklerle eşit ve aktif rol
yüklenerek işe buradan başlamaları,büyük ATATÜRK'ün kurtuluş
mücadelesini başlattığında, Amasya Tamiminde açıkladığı
gibi,nasıl ki;Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve
kararı kurtaracaksa,ki kurtarmıştır, kadınlarımızın haklarını
da,bizzat, yine kadınlarımızın azim ve kararları kurtaracak ve
kadınlarımız erkeklerle eşit düzeye geleceklerdir.
Bu
duygularla,varlıklarından onur duyduğum,varlığımı borçlu
olduğum anamın da hemcinsleri olan ücretle bir işveren yanında
çalışan ve/veya sadece evinde çalışan emekçi ve fedakar tüm
kadınlarımızın kadınlar gününü en iyi dileklerimle
kutluyor,fedakar ve saygıdeğer tüm kadınlarımıza buradan
selam olsun diyorum. 07/Mart/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder