Gün geçmiyor
ki;bir elin on parmağı kadar ancak kalan muhalif
gazeteciler,sistematik olarak, teker teker gözaltına alınarak
sorgudan geçirildikten sonra,yasalara ve hukuka aykırı olarak
tutuklanıyorlar.
Önce Barış
TERKOĞLU,arkasından Barış PEHLİVAN ve daha sonra Murat
AĞIREL,peş peşe tutuklandılar.
Tutuklanmalarının
nedeni; sözüm ona MİT yasasının 27.maddesindeki yasağa
uymamaları ve Libyada görev yapan ve şehit olan bir MİT
görevlisinin adını açıklamaları.
Bu neden
bahane,asıl neden bu gazetecilerin iktidara muhaif olmaları ve
gerçek gazetecilik yaparak, iktidarın kirli çamaşırlarını
kamuoyuna sunmalarıdır.
Son tutuklanan
gazeteci Murat AĞIREL; önce,çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimi
tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış ve daha
sonra savcının itirazı sonucunda, bir diğer aynı derece Sulh
Ceza Hakimi kararıyla, tutuklama amaçlı olarak yeniden gözaltına
alınmıştır.
Atık bu ülkede
hukuk,yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı diye bir kavram
kalmamış ve hukuk ve adalet sıfırın da altına düşmüştür.
Adalet, aslında
nedir?
Adalet,
Devletin Temelidir.Her mahkeme kürsüsünün arkasında;ADALET
DEVLETİN TEMELİDİR yazar.Ama, adaleti ara da bulasın.Adalet
iktidarın sopası ve maşası oldu günümüzde.Adalet Devletin
Temelidir sözünü, Adalet İktidarın Sopasıdır, şeklinde ifade
edebiliriz rahatlıkla.
Bir Sulh Ceza
Hakiminin tutuklamadığı bir gazeteciyi,itiraz üzerine aynı
derecedeki bir başka Sulh Ceza Hakiminin tutuklaması, adalet
değildir.Aslında böyle bir yasa olamaz.
Bir Sulh Ceza
Hakiminin serbest bırakma,tutuklamama kararının,aynı seviyedeki
aynı görevi yapan ve yetkileri kullanan bir diğer Sulh Ceza Hakimi
tarafından itiraz üzerine kaldırılarak,şüphelinin
tutuklanmasına imkan tanıyan bir yasal düzenleme olamaz.Bu yasal
düzenleme, iktidar tarafından bugünler düşünülerek yürürlüğe
konulmuş, çok planlı bir hukuk katliamıdır.
Madem ki; bu
Sulh Ceza Hakimi tutuklamadı,gözdağı vererek öbürünü
deneyelim ve ona tutuklatalım mantığıyla, adaleti ve adaleti olan
güveni sağlayamazsınız.
Kaldı ki;bize
göre, MİT Yasasının 27.maddesindeki ceza öngören
yasaklama,yasanın amacına uygun olarak yorumlanmamakta ve kötüye
kullanılmaktadır.
MİT Yasasının
ceza öngöen 27. maddesindeki yasaklamanın amacı,mücerret bir MİT
mensubunun ve ailesinin kimliğinin açıklanmasına getirilen bir
yasak değildir.
MİT Yasasının
27.maddesi;MİT adına somut bir iç veya dış operasyonel bir
göreve gönderilen MİT mensubunun açıkça hedef gösterilerek
kimliğinin açıklanmasını, yaptırım altına almaktadır.
Burada korunan
menfaat; hem, hedef tahtası yapılmaktan korunmak istenen MİT
görevlisi,hem de ülkenin milli menfaatleri için yapılmasına
başlanan veya başlanacak olan operasyonu güvence altına almaktır.
Aksini
düşündüğünüz ve uyguladığınız taktirde,yani; soyut olarak,
bir MİT görevlisinin adına yer verilmesini kayıtsız ve şartsız
suç haline sokarsanız,kendisi de MİT'in en üst düzey bir
personeli ve görevlisi olan MİT Müsteşarlığı Başkanının,başkan
yardımcılarının ve MİT Müsteşarlığının doğrudan kendisine
bağlı olduğu,bu nedenle de MİT görevlisi,MİT'in en üst amiri
olan ve MİT'in tüm operasyonlarını emreden ve planlayan,yerine
göre örtülü ödenekten harcama yapan bir kişi konumunda olan
Cumhurbaşkanının isimlerinin,mücerret görsel ve yazılı basında
açıklanmasının da, MİT Yasasının 27. maddesini ihlal eden bir
suç olarak kabul edilmesi gerekir ki,MİT Başkanı ile MİT'in en
üst amiri konumundaki Cumhurbaşkanının isimlerine,şu veya bu
şekilde hergün yer veren,muhalifinden yandaşına kadar,yazılı ve
görsel medya mensubu tüm gazetecilerin MİT Yasasının 27.
maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturmalar
açılarak tutuklanmaları gerekirdi.
Bu
nedenlerle;ifa ettiği görev sırasında şehit olan,ifa ettiği
görev somut olarak açıklanmadan,öldüğü ve şehit olduğu
için,tamamen insani duygularla ve amaçlarla, bu şehit haberi
vesilesiyle,şehit olmuş bir MİT görevlisinin isminin
açıklanmasını, MİT Yasasının 27.maddesindeki yasağı ihlal
olarak değerlendirerek gazeteci tutuklamak,bu ülkenin demokrasisine
ve basın özgürlüğüne yapılan çok ağır bir saldırıdır.
Lütfen,yasa
maddelerini işinize geldiği gibi yorumlayarak,özgür ve muhalif
basına gözdağı vermeyiniz,hukuku, iktidarın sopası
yapmayınız,hukuku katletmeyiniz.Devletin temelini yok etmeyiniz.
Aksi halde;
hepimiz,adaletsiz ve temelden yoksun kaldığı için çökecek olan
bu devletin enkazı altında kalarak, yok olup gideceğiz.08/03/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder