Korona virüs
salgını ülkemizde de yaygınlaştıkça görülmüştür ki;iş
başındaki iktidar, bağırarak geliyorum diyen bu tehlike için
alması gereken tedbirleri;ya hiç almamış veya geç ve eksik almış
olup,bundan dolayı bu salgının yol açtığı ve açacağı tüm
ekonomik zararlarından dolayı vatandaşlarına karşı doğrudan
sorumludur.
Hala bazıları
çalışmak zorunda olan 65 yaş ve üstündeki vatandaşlar,alınan
sokağa çıkmaya ilişkin yasaklama kararı nedeniyle işlerine
gidemeyerek, işlerini kaybetmekle burun buruna gelmiş,halkın
salgından korunmak için evlerine kapanması nedeniyle, iş yapamaz
ve iş yerlerini kapatmak zorunda kalan veya kapatmasalar da işleri
bozulan esnaf, çalışanlarının işlerine son vermek veya onları
ücretsiz izne çıkarmak zorunda kalmış,ücretli öğretmenler
derslere giremedikleri için ücretlerini alamaz hale
gelmişler,salgın nedeniyle can derdine düşen az gelirli
ücretleriyle çalışan insanlar, adeta açlığa mahkum
edilmişlerdir.
Kimse
darılmasın ama,devletin terör için aldığı tedbirleri, muhtemel
bir salgın hastalık için almadığı, bu konuda hazırlığının
ve planlarının olmadığı,bu sağlığımızı tehdit eden salgın
için tahsis edeceği,zarar gören insanlarımıza doğrudan maddi
destek sağlayacağı yeterli bir kayynağının olmadığı,
anlaşılmaktadır.
Daha önce
yazıp yayınladığımız ve devletin sorumluluğunu izah ettiğimiz
makalemizde de açıkladığımız gibi, bu salgın nedeniyle ortaya
çıkan zararlardan, devletin; hizmet kusuruna veya kusursuz
(objektif) sorumluluk esasına göre sorumluluğu vardır.
Devlet
yetkililerinin;bu salgın hastalığın önlenmesi için yapması
gereken hizmeti,alınması gereken tedbirleri alarak yerine
getirmemesi,eksik veya geç yerine getirmesi nedeniyle,hizmet kusuru
içinde bulunduğu,her geçen gün ortaya çıkmaktadır.
Bu hastalığın,
bağıra bağıra geliyorum demesine rağmen; laik bir devlete
yakışmayan, dine, sağlıktan öncelik tanınarak, farz olmayan
umrenin yasaklanmaması.binlerce insanın mikrop yuvasına başıboş
salıverilmesi ve dönüşlerinde de tümünün karantinaya
alınmaması,okulların camilerin ve statların kapatılmasında
gecikilmesi ve benzeri alınmayan tedbirler, devletin kusura dayalı
hizmet kusurundan kaynaklı sorumluluğunu gerektirmektedir.
Bir an için
devletin tüm tedbirleri almasına ve hastalığın yayılmasında ve
bu nedenle ortaya çıkan zararlarda hiçbir hizmet kusurunun
bulunmadığını kabul etsek dahi, devletin; kamu yararı ve halk
sağlığı ve bu hastalığın yayılmaması nedeniyle alacağı
tedbirlerden dolayı vatandaşların uğrayacakları zararları,
kusursuz(objektif) sorumluluk ilkeleri gereğince karşılamak
zorundadır.
Devlet
memurları ve emeklileri maaşlarını alacaklar ama,ücretli
öğretmenler okulların zorunlu olarak kapatılması nedeniyle hak
edemeyecekleri ücreti alamayavaklar,emeğiyle çalışan özel
sektör çalışanları iş verenin ücretsiz izne çıkarmaları
veya kazanamadıkları gerekçesiyle ödeyemedikleri ücretlerini
alamayacaklar, öncelikle bu ücretlerin devlet tarafından
karşılanması devletin yasal sorumluluğu ve sosyal devlet olmanın
gereğidir.
Devletin,hastalığın
yayılmaması için evlerinizden çıkmayın demesinin hatta bu
konuda yasaklar getirmesinin bedelini devlet karşılamak ve
çalışamayarak veya işten çıkarılarak açlığa mahkum edilen
kişileri, sosyal devlet koruması altına almak
zorundadır.24/03/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
NOT;Bu makalemizi tamamlarken aldığımız
bir habere göre, devlet bu
makalemizdeki sorumluluğunu
hatırlayarak gerekli kararları
almış olup,bu sevindiricidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder