Malum,şu
sıralarda Meclis gündeminde adına af mı dersiniz, infazda
iyileştirme,cezaevlerinde yer açma mı dersiniz, ne derseniz
deyiniz, cezaevlerinden yetmiş bine yakın mahkumun,bazı koşullarla
salıverilmelerine imkan tanıyacak bir yasal düzeenleme çalışması
bulunmaktadır.
Bu
iyileştirmeden yararlanacak suçlu tipleri, her iyileştirmede sorun
olmuş ve büyük tartışmaları beraberinde getirmiştir.
Aslında,
gerçekten zor bir durumdur bu.
Her
suçun mağduru;kendisini mağdur eden, kendisine yönelik suç
işleyen suçlunun cezasını tam olarak çekmesini arzular, haklı
olarak.
Aslında,kişilere
yönelik;onların canlarına,bedensel bütünlüklerine,ırz ve
namuslarına,özgürlüklerine ve mallarına yönelik suçun
suçlarının,o suçun mağdurlarının rızaları olmadan,Devlet
tarafından affedilmeleri,cezalarında indirime gidilmesi
yerine,Devlete karşı,Devletin bazı makamlarına karşı işlenen
suçlar diye adlandırabileceğimiz,en başta Cumhurbaşkanına
hakaret olmak üzere,hükümeti devirmeye,parlamentoyu çalışmaz
hale getirmeye teşebbüs,terör örgütüne üye olmak gibi malum
suçların suçlularının cezalarında indirimlere gidilmesi,
insanların rızaları alınmadan yapılabilmelidir.
Devlet ise;
haklı olarak, kendisine yönelik suçların suçlularının affına
hiç sıcak bakmamakta, terör suçu,hükümeti devirmeye teşebbüs
suçu denilince aklı başından çıkmakta, başına kaynar sular
dökülmektedir.
Devlet;kendi
organlarına,kendisine yönelik suçların suçlularının
cezalalarında iyileştirme yapılmasına karşı ise,sade vatandaşın
canına,ırz ve namusuna, özgürlüğüne,bedeni bütünlüğüne ve
malına karşı suç işleyen suçlunun cezasında iyileştirme hak
ve yetkisini kendisinde nereden bulmaktadır?
Şimdi gelelim
cinsel saldırı suçlarına;ülkemizde bu tür suçların giderek
arttığı,bu suçların beraberinde,cinsel saldırıya uğrayan
kişinin öldürülmesine kadar uzandığı,kadına şiddetin kol
gezdiği,on beş yaş altı çocukların imam nikahıyla
evlendirilerek çocuk gelinlerin her geçen gün arttığı
ülkemizde,Devletin bu suçlara ilişkin ceza siyasetinin çok katı
olması ve bu konuda,insanlara cesaret veren af veya ceza
iyileştirmelerinden kaçınması zorunludur.
Değerli sınıf
ve facebook sayfa arkadaşım Emekli Hakim Leyla ALKAN; sayfasında,
”REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİYE ,CİNSEL SALDIRMA ve CİNSEL
TECAVÜZE AF GELİYOR”şeklinde, bu tür suçlara affı kabul
etmeyen bir paylaşımda bulunmuş,bir arkadaşı da bu paylaşıma;
“ Geçen yıne bir haber vardı konuşamayan (LAL)galiba 16 yaşında
bir kız çocuğuna tecavüzü suç saymadı mahkemenin .suçluları
serbest bırakma gerekçesi de kızın bağırmamasıymış.İnanılır
gibi değil kız engelli bir defa.acaba bağırabilmiş mi.ki .ve bu
hakim hangi vijdanla verdi bu kararı.”yorumunu yapmış.
Bu yoruma
göre;mağdur, hem de konuşma özürlü,haki; 16 yaşındaki cinsel
saldırıya uğrayan kızın bağırmamasını,sanığın lehine
delil sayarak, suçluyu serbest bırakmış.Kararı görmedik
dosyadaki diğer delilleri de bilmiyoruz.
Ancak,mağdurenin
bağırmamış olması,tek başına suçlunun lehine kanıt olamaz.
Evet,bu tür
suçlarda,suçun; genellikle, kimsenin görmediği ıssız ve tenha
yerlerde, iki kişi arasında vukubulan bir suç olması nedeniyle,
doğrudan tanık kanıtı bulmak, ya çok zor, ya da mümkün
değildir.
En önemli
kanıt;diğer yan delillerle takviye edilen,mağdurun şikayet ve
beyanlarıdır.Uygulamada,hakimlerimiz;mağdur kişi,kendisine
yönelik olmayan bir saldırıyı olmuş gibi dillendirmez,bu hayatın
olağan akışına aykırıdır,olmayan bir saldırıyı
dillendirmek, olmuşundan daha zarar verir kendisine,bu nedenle
söyledikleri doğru olmalıdır mantığıyla, mağdurların
beyanlarına kural olarak itibar etmektedirler.
Bazen,
şikayetin geç yapılması nedeniyle,mağdurda zora dayalı yara
bere,tırnak izi,sıyrık,ekimoz,meni lekesi gibi maddi bulguların
elde edilmesi de imkansızlaşmış olabilir.Mağdurenin
vajinasındaki zarın elastikiyeti nedeniyle yırtılma olmamışsa
veya tam duhul söz konusu değilse,kızlık zarı muayenesi ile de
cinsel saldırının doktor raporuyla delillendirilmesi mümkün
değildir.
Bu suçlarda
hakimlerimizin işi,eylemi kanıtlandırmak açısından oldukça
zordur.
Mağdurenin
eylem sırasında bağırmaması; çeşitli nedenlere bağlı
olabilir,örnek olayda mağdurenin konuşma özürlü olduğu
söyleniyor,bu özürlü mağdurenin bağırmasını beklemek büyük
iyimserlik olur,bazen olayın şokuna giren mağdure,istese de
bağıramayabilir veya mağdur; daha önce, yakınlarına ve
kendisine büyük zararlar verileceği konusunda tehdit edilmiş
olabilir,sanık çok yakını olabilir ve o an bağırınca
olabilecek aile faciasından çekinmiş ve bu nedenle bağırmamış
olabilir veya damgalanmamak için korkudan bağırmamış olabilir.
Bu nedenle,
bağırmadı öyleyse isteyerek bu ilişkiye girmiştir,on beş
yaşını da tamamladığına göre, rızası da var,suç yoktur
denilemez.
Tüm dosya
içeriğine,mağdurenin geçmişine,içinde bulunduğu
koşullara,kültür seviyesine,yetişme tarzına,yetiştiği
ortama,bir genç kızın olmayan kendisine yönelik bir cinsel
saldırıyı olmuş gibi göstermesinden kaynaklı bir yararının
bulunup bulunmadığının,”şuyuu vukuundan beterdir” sözünün
ışığında ve hayatın olağan akışına göre,hakim tarafından
vicadani kanaat oluşana dek değelendirilmesi ve ona göre bir
sonuca varılması gerekir.
Bu tür
suçlarda;bazen bağırıp çağırmanın yanlış sonuçlar
verebileceği de unutulmamalıdır.Bu nedenle; bağırıp çağırma,tek
başına bu suçun kanıtı olmadığı gibi,ibazen iftira atmanın
bir yardımcısı olabilir.
Bizim bir
savunmamızda dile getirdiğimiz o örneği vermek
istiyoruz.Özellikle büyük şehirlerdeki çok katlı apartman ve
işyerlerinde asansörler kullanılır bildiğiniz gibi.Diyelim
ki,aynı iş yerinde veya apartmanda oturduğunuz, size şu veya bu
nedenle kızan ve sizden öç almak isteyen bir bayanla, hem de bir
yaz günü yarı çıplak kıyafetlerin giyildiği bir günde,
tesadüfen ve tek başınıza asansöre binmek durumunda kaldınız,o
kötü niyetli, size iftira atmak isteyen bayan,yarı açık
bulüzünün düğmelerini de çekip kopararak, tırnaklarında deri
izi kalmayacak şekilde hafifçe göğüs nahiyesinde çizikler
oluştursa ve bu arada da imdat imdat, bana saldırıyor diye
bağırsa,ne olacak?Al başına belayı.Bağırmadı suç yok,bağırdı
suç var mı diyeceğiz?
Bu nedenle
ben, bir hukukçu olarak, tanımadığım bir bayanla ansöre asla
tek başıma binmem.
Gördünüz
mü,özellikle cinsel taciz suçlarında, hakimlerin işlerinin ne
kadar zor olduğunu.Aşağı tükürsen sakal,yukarı tükürsen
bıyık.
Yargılarken
de,affederken de çok dikkat edilmesi gereken bir suç tipidir cinsel
saldırı suçları. 30/03/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder