Şu Korona
virüs, gerçekten iyi oldu,isterse Dünya'nın ve ülkemizin
yarısı,ölsün yok olsun,inanın ki umrunda değil.Her şerde bir
hayır vardır.
Hatta ben de
yakalanıp öleyim hiç önemli değil.
Artık,
Milattan önce, Milattan sonra diye Bir şey kalmadı.
Bundan sonra;
Korona dan önce,Korona'dan sonra var artık.
İslamı,İslamın
ortaya çıktığı Araplardan çok daha fazla önemseyen,
İslam dinini,
Allah ile kul arasındaki kişisel bir manevi bağ olarak
görmeyip,İslamın katı sosyal,ailevi ve ekenomik kurallarını,
Devletimizin uyulması gereken temel esasları haline getirmek için
çaba sarf eden,
Hem Müslüman
ve hem de laik olunmaz diyerek seçim üstüne seçim kazanarak,
ülkeyi 18 yıldır hak etmediği halde çok kötü yöneten,
Ülkemizi adeta
esir alan,
Bilimden
uzaklaşan,
Anayasamıza
göre bir devrim yasası olan ve anayasanın koruması altında
bulunan,laik eğitimi esas alan öğrenim birliği yasasını rafa
kaldıran,Müslüman gençlik yetiştireceğiz diyerek laik eğitim
kurumlarını bir bir kapatarak,imam yetiştiren imam hatip lislerine
dönüştüren,
Gençlerimizi
pozitif bilimden ve bilimin rehberliğinden uzaklaştıran,
İslamı,
siyalaştırarak yozlaştıran ve tanınmaz hale getiren, İslam dini
diye bir din bırakmayan,
İslamın beş
şartı olarak bilinen beş şartdan, sadece; namazı,orucu ve haccı
ön plana çıkaran, İslamı adeta üç şarta indirgeyen,
Ancak, bize
göre İslamın altıncı şartı olması gereken;yalan
söylememek,iftira atmamak,namuslu olmak,kul hakkı yememek,hırsızlı
ve yolsuzluk yapmamak gibi en önemli şartının üzerini,
namaz,oruç ve hac şartlarıyla örtüp gizlemeye çalışan,
İş başındaki
bu iktidar ile bizim bu Korona illetinden kurtulmamız,kurtulsak da
ileride karşılaşacağımız birçok tehlikeyi atlatmamızı
sağlayacak gerekli bilim adamlarına,doktorlara,teknolojiye sahip
olmamız asla mümkün değildir.
Politikacısından
seçmenine ve en sade insanına kadar,bu halkın; artık aklını
başına toplaması,dini kendi içinde gizlice yaşaması,dini
inançlarını açık etmemesi,ibadet de gizli günah da gizli
politikasını izlemesi,dini cemaat ve tarikatların,mezheplerin
piyonu olmaktan kurtulması,tek tapılacak ve inanılacak ve yolundan
gidilecek varlığın ,Yüce Allah olduğunu,Allah'ın yeryüzünde
hiçbir temsilcisinin bulunmadığını,ahlaklı değilse,yani;yalan
söylüyorsa,hırsızlık ve yolsuzluk yapıyorsa,önüne gelene
iftira atıyorsa,kılacağı namazın,tutacağı orucun ve gideceği
haccın hiçbir işe yaramayacağını,Müslüman sayılamayacağını
bilmesinin vakti gelmiştir artık.
Korona
virüsünün yayılmasında büyük etken olduğu söylenen umre
ziyaretinin farz olmaması nedeniyle, niçin yasaklanmadığını
anlayamıyoruz.
Aslında
anlıyoruz ama anlayamıyoruz.
Ülke laik
olmazsa,İslam dini sanki devletimizin anayasal resmi dinimiymiş
gibi algılanırsa,Diyanet İşleri Başkanlığı çoğu
bakanlıklardan daha önemli konuma getirilirse,bu fakir halkın
vergileri Diyanet İşleri Başkanlığına peşkeş çekilirse,
Diyanet İşleri Başkanı; eski Osmanlının Şeyhülislamı gibi,
el üstünde tutulur,protokolde kendisine üstün bir yer
verilirse,laik devletin tesislerinin açılşının baş konuğu olur
ve onun duası ile bu tesislerin kurdelası kesilirse,kısacası
laiklik ilkesi dama atılırsa,bu ülkede ihtiyaç olmadığı halde
her sokağa bir cami yapılır,din adına yapılan en kötü işler
dahi tabu haline getirilirse,
Bu ülkede;umre
ve gerekirse hac yasağı getirilsin demeye, kimseler cesaret edemez.
Ben
biliyorum,bazı insanlar,özellikle daha önce hacca gidip oraları
görenler,hele ülkemizin kışı ağır geçen yerlerinde ikamet
ediyorlarsa,kışı sıcacık ve ucuz bir şekilde geçirmek adına
umreye gitmekte ve kış boyunca oralarda kalmaktadırlar. Bunun dini
vecibeleri yerine getirme ile dindarlıkla ne ilgisi var Allahınız
aşkına?Umre dini bir turizm faaliyetinden ibarettir.
Bu ülkede
demokrasi var ama,demokrasinin de bir sınırı vardır,ülkenin
çoğunluğunun yararına ve sağlığına aykırı olan
uygulamalara, laik devlet bir dur diyebilmelidir.
Bu
ülkede,kadınlarımız; kadınlar gününde bile seslerini
duyuramıyorlar, bir adım atıp yürüyemiyorlar, sorunlarını dile
getiremiyorlar,aksi halde devlet terörü ile karşılaşıyorlar,
biber gazı ve joplarla durduruluyorlar,ama sözde İslam
adına,insanlar mikrop yuvası umreye serbestçe gönderiliyorlar ve
dönüşlerinde de karantinaya alınmadan,birar canlı virüs bombası
olarak yurdun dört bir yanına dağılabiliyorlar.
Biz buradan,
tabuları yıkmak adına diyoruz ki;İslamın Kelime-i şehadet
getirmek,namaz kılmak,oruç tutmak,hacca gitmek ve zekat verme
şeklindeki beş şartı eksiktir.
İslamın en
önemli altıncı şartı da,bize göre;namuslu ve dürüst
olmak,yalan söylememek,iftira atmamak,ölünün arkasından kötü
konuşmamak,huzurda bulunmayan insanların yokluğunda onlara ağır
sözlerle yüklenmemek, hırsızlık ve yolsuzluk yapmamak,dini
siyasete alet etmemek,islamı siyasallaştırmamak,bilime önem
vermektir.
Bunları yerine
getirmeyenler diğer beş şartın tümünü de yerine getirseler
asla Müslüman sayılamazlar,Cennetin tapularının satıldığı
ülkemizde,kimse bunu Allah bilir demeye kalkışmasın lütfen.
Var mı bir
itirazı olan?
Hodri meydan.
22/03/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder