Sayın Tayyip
Bey; bu mektubumuza başlamadan önce, şu gerçeği haykırmak
istiyoruz; sizin, Cumhurbaşkanı seçildiğiniz günden bu yana
yaptıklarınız ve tüm söylemleriniz, tam anlamıyla, mevcut
Anayasal düzene yönelik sivil bir darbedir.
Cumhurbaşkanı
seçildiğiniz günden bu yana, sadece vatana ihanetle suçlanarak
yargılanabileceğinizi söyleyen Anayasayı, Anayasamızın bu
hükmüne güvenerek ve sığınarak, açıkça ihlal etmektesiniz.
Doğrudan
milletin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmenizi, Anayasal
sorumsuzluğunuza da sığınmak suretiyle, bilerek ve isteyerek
yanlış yorumlamakta ve milletin doğrudan seçtiği bir
Cumhurbaşkanı olduğunuzu gerekçe yaparak, kendinizi Anayasanın
üzerinde görmektesiniz.
Anayasal bir
hukuk devletinde, böyle bir saçmalık asla olamaz. Yanılmıyorsak
%52 oy oranı ile Cumhurbaşkanı seçildiniz, halkın %100'ünün
oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmiş olsaydınız dahi, durum
değişmeyecek ve siz de Cumhurbaşkanı olarak, yürürlükte
bulunan Anayasnın tüm hükümlerine uymak zorundasınız.
Tayyip By;
bugünkü gazetelerde yer alan, dün memleketiniz Rize'de yaptığınız
konuşmada yer verdiğiniz beyanlarınız nedir Allahınız aşkına?
Beni doğrudan halk seçti, ben Anayasa falan tanımam, kendi
Anayasamı fiilen kendim yaratır ve kafamdan geçen yönetim tarzını
fiilen oluşturur ve uygalamya geçerim, daha sonra halk, benim fiili
yönetimime, AKP'ye Anayasayı değiştirecek çoğunlukta oy
vererek, Anayasal meşruiyet kazandırmak zorundadır, halkımız
bunu yapana kadar da, beni Anayasal yetki sınırlarımı aştığım
gerekçesiyle sakın eleştirmesinler,şikayet etmeye yeltenmesinler,
boşuna nefes tüketiyorlar, Anayasayı bir okusunlar, ben, ancak
Vatana ihnat edersem yargılanabilirim demeye getiriyorsunuz.
Bu
beyanlarınız; resmen ve alenen, parlamenter sisteme dayalı
yürürlükteki meşru Anayasal düzene karşı giriştiğiniz
darbenin çok açık ve net bir itirafıdır. Bu cüreti nereden
alıyorsunuz?
7 Haziran
seçimlerinden önce, Anayasayı ihlal ederek meydanlarda yaptığınız
seçim propaganda miting konuşmalarında, parlamenter sistemi
bekleme odasına aldığınızı başkanlık sisteminin gelmesi
gerektiğini savunarak, bunun için de 400 milletvekili istediğinizi
haykırıyordunuz, 7 Haziran seçimlerini, başkanlık sisteminin bir
referandumu haline getirmenize rağmen, halkımız, size ve partiniz
AKP'ye ancak %41 oy vermek suretiyle, sizin, fiilen bekleme odasına
aldığınız parlamenter sistemden vazgeçmediğini açıkça beyan
etmiş ve oy istediğiniz eski partiniz AKP'yi de, tek başına
iktidardan düşürmüştür.
Sayın Tayyip
Bey; 7 Haziran seçimlerinin bu sonucundan sonra kısa bir şaşkınlık
dönemi geçirmiş olmanıza rağmen, Sayın BAHÇELİ'nin Meclis
Başkanlığını gümüş tepsi içinde AKP'ye hediye etmesinden
sonra biraz rahatladınız, eski güveniniz ve cesaretiniz geri geldi
ve kısılan sesiniz, yeniden yavaş yavaş açılmaya başladı.
Tayyip Bey;
Anayasanın, sadece kendi işinize gelen hükümlerinin varlığını
kabul eden kısır hukuk anlayışınıza göre, 45 günlük süre
içinde koalisyon hükumeti kurulamaması halinde, seçimlerin
yenilenmesini sağlama yetkinize güvenerek, ülkemizde bir koalisyon
hükümeti kurulmaması ve seçimlerin yenilenmesi için elinizden
gelen gayreti gösteriyorsunuz, seçimler yenilsin ve AKP tek başına
iktidar olsun özlemi içinde, başkanlık sistemi hayalinizi yeniden
hortlatmış bulunuyorsunuz.
Oysa ki; ateş
çenberi içindeki ülkenin, şu anda yönetim sisteminin
değiştirilmesi gibi bir önceliği ve lüksü asla bulunmamaktadır.
Sayenizde, uyguladığınız yanlış Suriye ve Ortadoğu
politikaları ve çözüm süreci aldatmacalarıyla, ülkemiz yangın
yerine dönmüş, hergün üç beş askerimizi ve polisimizi, bölücü
PKK terörüne kurban vermekteyiz. Ancak, ülkenin acil çözüm
bekleyen bu vahim durumu,sizin umrunuzda değil, ülkemiz, güllük
ve gülüstanlık ve huzur içindeymiş gibi, rutin dış
seyahatlerinize çıkıyor ve muhtarlarımızı kaçak sarayınıza
davet ederek konuşuyor, kendinizle kavga ediyor ve kendinizi
muhtarlarımıza ayakta alkışlatıyorsunuz, bu alkışlar sizi asla
yanıltmasın, etrafınızı saran akılsız dostlarınız,sizin
doğru yolda olduğunuz iyimserliğini yayarak, aslında size kötülük
etmektedirler. Biz akıllı bir düşmanınız olarak, sizi uyarmak,
yanlış yolda olduğunuzu açıklamak, bir yerde size ve güzel
ülkemize iyilik yapmak amacıyla, bu açık mektubu yazma gereğini
duymuş bulunuyoruz.
Tayyip Bey; siz
ise, size karşı iyi niyetli olarak yapılan tüm uyarı ve
eleştirileri yanlış yorumluyor, kişisel ve siyasal ihtirasınızın
kör ettiği gözleriniz, sizin ve ülkemizin selameti ve iyiliği
için yapılan haklı eleştirileri görmenize engel oluyor. Akılsız
yüz dostum olacağına, akıllı bir dostum olsun sözü, sizin için
hiçbir anlam taşımıyor. Siz, eleştirilere karşı,
Cumhurbaşkanlığı makamını ön plana çıkararak, bu
eleştirilerin size değil, doğrudan Cumhurbaşkanlığı makamına
karşı yapıldığını zannediyorsunuz ve uyarı niteliğindeki
demokratik eleştirileri dahi, Cumhurbaşkanlığı makamına karşı
yapılmış bir hakaret olarak algılamyı yeğliyorsunuz.
Bu nedenle, biz
bu açık mektubu, Cumhurbaşkanı Tayyip ERDOĞAN'a değil,
öncelikle vatandaş Tayyip ERDOĞAN'a yazdığımızı, Türkiye
Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı makamı ile asla bir sorunumuzun
olmadığını, bir hukukçu ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı
olarak,doğrudan Tayyip Bey'in şahsını ve Anayasa tanımaz tavrını
eleştirrip uyarmak amacıyla, bu açık mektubu kaleme alma gereğini
duyduğumuzu, özellikle belirtmek istiyoruz.
Sayın Tayyip
Bey; seçmler, demokrasilerde gereklidir, ancak, asla yeterli
değildir.Cumhurbaşkanlığı makamına, halkımızın yeterli
sayıdaki oyu ile meşru bir şekilde seçildiniz, biz dahil, bu
gerçeğe kimsenin bir itirazı olamaz Ancak, meşru bir seçimle iş
başına gelen Cumhurbaşkanının, göreve başlarken, Anayasanın
gereği olarak, namusu ve şerefi üzerine yaptığı tarafsızlık
ve Anayasaya bağlılık yeminine uygun davranarak, başlangıçtaki
meşruiyetini sürdürmesi de zorunludur.
Tayyip Bey;
Anayasamızın, Cumhurbaşkanının vatana ihanet dışında sorumlu
tutulamayacağı ve yargılanamayacağına ilişkin ilkesi,
Cumhurbaşkanlığı makamına seçilen kişilerin; siyasal ve
kişisel olgunluğa erişmiş, kişisel ve siyasal ihtiraslarından
arınmış,demokrasi kültürünü özümsemiş ve demokrasiyi
içselleştirmiş, demokrasinin nimetlerinden yararlanmak suretiyle
bu makama seçilmiş olmaları nedeniyle, Cumhurbaşkanlarının,
demokrasiye ve yürürlükteki Anayasanın sadece işine gelen
ilkelerine değil, tüm ilkelerine saygı gösterecekleri var
sayılarak, Anayasamızda yer almış bulunmaktadır. Bu sorumsuzluk
ilkesi, Cumhurbaşkanlarının, Anayasanın hükümlerini rafa
kaldırmalarının ve fiili yönetim biçimlerini uygulamaya
koymalarının önünü açmak için getirilmemiştir.
Sayın Tayyip
Bey; bu itibarla, Cumhurbaşkanının, vatana ihanet suçlaması
dışında, Anayasaya göre sorumsuz olduğu ilkesinin ardına
sığınarak, Anayasanın öngördüğü parlamenter sistemi rafa
kaldırarak, bir dayatma ile “ kabul edin veya etmeyin, Türkiyede
yönetim sistemi fiilen değişmiştir,fiili durumun hukuki
çerçevesinin yeni Anayasa ile netleştirilmesi gerekiyor”
diyemezsiniz. Bunu söylediğiniz anda, sivil bir darbe yapmış
sayılırsınız. Ülkenin bir ateş çemberi içinde kaldığı bir
dönemde, bu davranışı sergileyen bir Cumhurbaşkanı, bize göre,
vatana ihanetin de ötesinde ve üzerinde, çok ağır bir suç
işlemiş demektir.
Sayın Tayyip
Bey; kendinizi ve ülkemizi gerçekten seviyorsanız, sizi, İstanbul
Büyük Şehir Belediye Başkanlığından, Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlığı ve daha sonra da en üst makam olan Cumhurbaşkanlığı
makamına taşıyarak, sizi şereflendiren, onurlandıran ve bir daha
kırılması imkansız bir siyasi rekora eriştiren ve size bir
mucize yaşatan Türkiye Cumhuriyetinin tüm vatandaşlarına en
küçük bir saygınız ve sevginiz varsa, Türkiye Cumhuriyetini
kuran unsurlardan biri olan demokrasiye saygılı şerefli ordumuzun
ve bugüne kadar demokratik seçimlerin tüm sonuçlarına daima
saygılı olan halkımızın sabrını daha fazla test etmeyiniz
lütfen.
Sayın Tayyip
Bey; son söz olarak şu gerçeğe de dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Hani siz, Anayasayı ihlal ederken sürekli kendinize gerekçe
yapıyorsunuz ya, %52 oranındaki çoğunluk oyuyla millet beni
doğrudan Cumhurbaşkanı seçti diyerek kibirleniyorsunuz ya, oysa
ki, köprülerin altından çok sular aktı Tayyip Beyciğim,siz
herşeyinizi ortaya koyduğunuz, Anayasadaki tarafsızlık yemininizi
ihlal edip, AKP adına meydanlara çıkarak, propaganda kouşmaları
yaptığınız, başkanlık sistemini halk oyuna sunduğunuz 7
Haziran seçimlerinin sonuçlarını niçin görmezden geliyorsunuz,
bu sonuca niçin saygı göstermiyorsunuz,%41 oy alarak, %52 lerden,
%41'lere gerilediğinizi, Anayasayı değiştirecek oyu alamadığınız
gibi, desteklediğiniz eski partiniz AKP'nin tek başına iktidardan
düştüğünü, halkın size güvensizlik oyu verdiğini, niçin
görmezlikten geliyorsunuz? Aslında, 7 Haziran seçim sonuçlarını
hiç unutamadınız, hala o yenilginin acısını ve sürprizini
yaşıyorsunuz, son bir ümitle, seçmeni kandırmaya ve algı
yaratmaya çalışıyorsunuz.
Tayyip Bey;
ülkenin içinde bulunduğu bu ateş çemberi altında yapılacak
olan yeni bir erken seçimde de yenilgi alacağınız ve başkanlık
hevesinizin kursağınızda kalacağı kesin olup, bu taktirde
kaybedeceğiniz tek şey'in, seçim ve başkanlık olmayacağını,
Cumhurbaşkanlığınızın da tartışmaya açılacağını, sizin
iyiliğinizi isteyen akıllı bir düşmanınız (aslında gerçek
dostunuz ) olarak belirtmeyi görev sayıyoruz.
Tayyip Bey;
sürçü lisan ettik ise, affediniz.Demokratik, düşüğnce ve
düşünceyi açıklama özgürlüğümüzü kullanarak yapmış
bulunduğumuz tüm eleştiri ve uyarılarımız, sizin ve ülkemizin
iyiliği, selameti, huzuru ve demokrasimizin geleceği içindir, bu
vesileyle saygılarımızı kabul buyurunuz lütfen.15/08/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder