Bugün medyada
yer alan haberlere göre, Cumhurbaşkanı seçilen ancak anayasamıza
göre gerçek anlamda meşru bir cumhurbaşkanı olamayan Tayyip
Bey'e Cumhurbaşkanı sıfatıyla hakaret eden kilşiler hakkında
açılan davalarda görev yapan ve bu davalar sebebiyle beraat
kararları veren ve/veya Cumhurbaşkanına hakaret suçunun anayasaya
aykırı olduğu görüşüyle konuyu Anayasa Mahkemesine taşıyan
bir kısım hakimlerimizin, yaz kararnamesi ile başka yerlere
atanarak sürgün edildiklerini görmekteyiz.
Bu sürgün
atama kararlarına ilişkin haberin, bizim için hiç de sürpriz
olmadığını, hatta bu sürgün atama kararlarının çok gecikmiş
kararlar olduğunu belirtmeliyiz. Tayyip Bey, lütfedip sabır
göstermiş ve olağan yaz kararnamesini bekleyerek, yine de
yapacağını yapmıştır.
Sürgüne maruz
kalan hakimlerimizden birisi de Can DÜNDAR cezaevinde iken ona
mektup yazarak uğradığı haksızlığa yönelik üzüntüsünü
dile getirerek Can DÜNDAR'ın uğratıldığı haksızlığı
paylaşma cesaretini gösterebilen ve Cumhurbaşkanına hakaret
suçunun anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle konuyu Anayasa
Mahkemesine taşıyan Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi
Murat AYDIN'dır. Habere göre, bu hakimimiz Trabzon iline
atanmıştır. Sonuç itibariyle bir ilçe olan Karşıyaka'dan,
Üniversitesi olan birinci sınıf büyük bir ilimizin merkezine
yapılan bu atamaya, kitabına uygun bir atama kararı süsü
verilmişse de, bize göre bu atama, sürgün amaçlı bir atamadır.
Bu kasıtlı ve
sürgün atama kararları, korkmadan bağımsız ve tarafsız olarak
görev yapan ve sayıları her geçen gün azalmakta olan
hakimlerimizi ve savcılarımızı asla korkutmamalı ve
yıldırmamalıdır. Tüm hakim ve savcılarımız da çok iyi
bilmektedirler ki; korkunun ecele hiçbir faydası yoktur.
Bilakis, bugüne
kadar şu veya bu sebeple, AKP ve Tayyip ERDOĞAN'ın anayasa dışı
ortak fiili yönetimlerinin şerrinden korkan hakim ve savcılarımız,
artık gerçekleri görüp, bıçak kemiğe dayandı diyerek,
üzerlerindeki baskı ve korkudan sıyrılmasını bilmeliler,
anayasa dışına çıkarak ve hatta anayasayı ilga ederek fiili ve
keyfi bir yönetim kurmak suretiyle ülkede dikta yaratan AKP ve
Tayyip ERDOĞAN ortaklığındaki anayasa dışı yönetime,bağımsız
yargının gücünü ve devletin temelinin adalet olduğunu,
demokrasilerde her zaman son sözün yargıya ait olduğunu
göstermelidirler.
Hiç kimse
unutmasın, bir ülkede yargı, yani hakim ve savcılar; anayasa
dışına çıkan, bunu da, anayasa ne derse desin veya parlamenter
sistem fiilen kaldırılmış ve yerine fiili bir başkanlık sistemi
kurulmuştur gibi ifadelerle açıkça ve korkusuzca beyan eden
yürütme organından korkar ve çekinir hale gelmişse, o ülkede
demokrasi kurumuş ve yok olmuş, ruhunu teslim etmiş demektir.
Ülkenin
diktadan kurtuluşu ve can çekişen demokrasinin yeniden yeşerip
dirilişi, sizlerin elinizde Sayın Hakim ve savcılarımız,sakın
unutmayınız, sizler dik durmasını bilirseniz, tarafsızlığınızı
korursanız, anayasa dışına çıkanların üzerlerine korkusuzca
giderseniz, bugün uğradığınız bu haksız atama ve sürgünler;
kuruyup yok olmak üzere olan demokrasinin dallarından patlayan ve
demokrasinin yeniden yeşerip canlanmasını sağlayacak olan yeşil
sürgünlere dönüşecektir. 06/06/2016
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder