Tayyip
Bey kadınlar hakkında yine öyle bir konuşmuş ki, insanın iter
istemez, senin başka işin mi yok kardeşim diye sorası geliyor.
Tayyip
Bey,
kızı
Sümeyye Erdoğan’ın da üyesi olduğu iktidarın kadın ve aile
politikalarına yakınlığıyla bilinen Kadın ve Demokrasi
Derneği’nin (KADEM) yeni hizmet binası açılışında yaptığı
konuşmada, hiç üstüne vazife olmadığı halde, esas mesleğinin
imamlık olması nedeniyle olsa gerek, durumdan vazife çıkararak,
kadınların anneliği geriye atmamalarını, çalışıyorum diye
annelikten imtina eden anneliğini reddeden kadının eksik olduğunu,
anneliği reddeden kadının insanlıktan vazgeçmiş sayıldığını,
en az üç çocuk tavsiyesinde bulunduğunu, bunu kendisinin değil
yüce Rabbin emrettiğini dile getirerek, kendi şahsi
düşüncelerini,zorla Türk insanına dayatma özelliğini ve
diktacı ruhunu açıkça ortaya koymaktan çekinmemiştir.
Tayyip
Bey bunu hep yapmakta, kadınlarımızın yatak odalarına ve kendi
özgürlük alanlarına girerek suç işlemektedir.
Anne
olmayan kadın niçin eksik ve insanlıktan vazgeçmiş sayılacaktır
anlamakta zorlanıyoruz.
Ülkemizdeki
bütün kadınlarımız, normal şartlarda istisnasız annelik
zevkini tatmak isterler.
Çeşitli
ve kendilerince haklı nedenlerle çocuk doğurarak anne olmak
istemeyen azınlıktaki kadınlarımızın da bu düşünce ve
tercihlerine saygı göstermek, Tayyip Bey'in de bir insanlık
görevidir.
Biyolojik
yetersizlikleri ve sağlıksız olmaları nedeniyle, çok arzu
etmelerine rağmen çocuk sahibi olamayan ve anneliği tadamayan
hatırı sayılır miktarda kadınımızın varlığı dikkate
alındığında, Tayyip Bey'in bu talihsiz konuşmaları nedeniyle,
elinde olmayan nedenlerle çocuk sahibi olamayan kadınlarımızın
ne kadar çok üzüldüklerini Tayyip Bey düşünebiliyor mu acaba?
Tayyip
Bey kendisini ne zannediyor? Anlamakta zorlanıyoruz. Aslında, bu
dayatmacı konuşmalarıyla diktatör görüntüsü veriyor ama,
kendisinin diktatör olmadığını sürekli beyan ettiği için,
diktatör olmadığına ilişkin bu beyanlarına itibar ederek,
kendisinin bu dayatmalarına ne anlam vermemiz gerektiği konusunda
gerçekten zorlanıyoruz.
Tayyip
Beyin; bu konuşmasıyla, hiç anne olamayan ve olmak da istemeyen
kadınları mı, yoksa anne olmakla birlikte, Allahın emri olduğunu
açıkladığı en az üç çocuk sahibi olmayan kadınları mı,
yoksa her iki gruba da giren tüm kadınları mı kastettiği, pek
anlaşılamamaktadır.
Tayyip
Bey'in üniversite diplomasının olup olmadığı tartışmalı ise
de, İmam Hatip Okulu mezunu ve asıl mesleğinin imamlık olduğu
kesin olduğundan, mesleki eğitimini aldığı kendi İslam
anlayışına göre kafasında oluşan kadın kavramına ve var
olduğunu söylediği Allahın emrine göre, bir kadının en az üç
çocuk doğurrnası gerektiğine ilişkin düşünceleri, sadece
kendisini bağlar ve bu konudaki tavsiye ve dayatmalarını da, olsa
olsa ve ancak kendisinin en yakınındaki çekirdek ailesini
oluşturan kızlarına, damatlarına, oğullarına ve gelinlerine
yapabilir.
Umarız,
çiçeği burnunda yeni gelin kızları Sümeyye hanım; evine
kapanarak evinin kadını olur ve babası Tayyip Bey'in tavsiyelerine
uyarak en az üç çocuk doğurarak babasının yüzünü kara
çıkarmaz. Bizler de Tayyip Bey'in samimiyetini ve kızı ile damadı
üzerindeki inandırıcılığını ve otoritesini test etme imkanına
kavuşuruz.
Kadınlar
hakkındaki konuşmasını dinledikten sonra, Tayyip Bey'in eşi
Emine Hanımefendiye de haksızlık ettiğini anlamış oluyoruz.
Zira, uzak ve yakın demiyor iç ve dış tüm resmi gezilerine Emine
Hanımefendiyi de götürerek, onun evinin ve çocuklarının kadını
olma hakkını elinden alıyor!
Tayyip
Bey'in bu dayatmacı tutumu bakalım nereye kadar devam edecek, böyle
devam ederse, Tayyip Bey'in bundan sonraki dayatmasında, doğuran
kadınlarımızın, doğurdukları erkek çocuklarına Recep Tayyip,
kız çocuklarına da Emine isimlerinin verilmesini isteyeceği
günleri de çok yakında göreceğiz inşallah. 07/06/2016
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder