Meclis bugün
(01.Ekim.2017) törenle açıldı.
Açılışta
Meclis Başkanı bir sunuş konuşması yaptı ve konuşmasında,artık
her meclis açılışında sembol haline gelen 15.Temmuz hain Fetö
darbe girişiminin yanısıra,darbe mi devrim mi olduğu hala
tartışmalı olan ve 1961 Anayasasının mimarı, 27.Mayıs.1960
darbesini de eleştirdi,oldukça yanlı olan konuşmasının olumlu
yanlarından biri, Atatürk'ü anarken; Mustafa Kemal demekle
yetinmeyerek,ondan Kemal Atatürk diye bahsetmesi oldu.
Meclis
Başkanının sunuş konuşmasından sonra,Meclis Genek Kuruluna
gelen Cumhurbaşkanı açılış konuşması yaptı,konuşmasında
güncel konulara ve dış sorunlara,Avrupa Birliği ile kötü giden
ilişkilere değindi,Avrupa Birliği ülkelerine yine meydan
okudu,Kuzey Irakda yapılan Referandumu eleştirerek, geri adım
atmalarını istedi ve geri adım atıldığı taktirde, Kuzey Irak
Özerk Kürt yönetiminin yanında yer almaya devam edceğimizi
açıkladı.
Ülke olarak;
başta Afrika olmak üzere, dış ülkelerde yaşayan bizim
vatandaşımız olmayan ezilen ve yoksul insanlara yaptığımız,
insani mali yardım ve destekten bahsetti ve bu yardımların,ülkemizin
milli gelirine oranlandığı taktirde,Amerikanın da önünde, dünya
sıralamasında birinci olduğunu savundu.
Uyum
yasalarının biran önce çıkarılması için meclisi uyardı.
Cumhurbaşkanı
yaptığı konuşmasında, yine Mustafa Kemal demekle yetindi ve
özellikle Atatürk dememe konusundaki bilinçli inadını sürdürdü.
Cumhurbaşkanının;
en hoşumuza giden ve beğendiğimiz gerçekçi sözü, Gazi Meclis
konusunda oldu,Cumhurbaşkanı Meclis Başkanının aksine, gazi
meclis derken, sadece 15.Temmuz darbe girişimi nedeniyle değil, bu
meclisin kurtuluş savaşını veren ve idare eden meclis olmasının
yanında,15.Temmuz darbe girişiminde bombalanarak ikinci kez gazi
olduğu vurgusunu açıkça yaptı,bu nedenle Cumhubaşkanını
özellikle beğendiğimizi ve kutladığımızı belirtmek isteriz.
Cumhurbaşkanı,
başta Afrikanın yoksulları ve ezilmişleri olmak üzere dış
ülkeler insanlarına yaptıkları insani yardımlardan övünerek
bahsetmesine rağmen,ülkemizdeki kendi öz vatandaşı olan yoksul
ve ezilmiş,işsiz insanları görmezlikten gelerek, onlara yardım
konusunda yapmayı düşündükleri iyileştirmelerden hiç
bahsetmedi.Keza, yapmayı planladıkları ve insanlarımızı daha da
yoksullaştıracak ve ezecek olan zam ve dolaylı vergi artışlarını
görmezlikten geldi.
Cumhurbaşkanı;anayasa
referandumu ile kesinleşen, yeni Cumhurbaşkanlığı
(Başkanlık)sistemini överken, açık bir itirafta bulundu,eski
parlamenter sistemde; yürütmenin, yasama organı olan meclise
açıkça müdahale ederek onu hegemonyasına aldığını, yeni
sistemde ise,yasama ile yürütmenin tamamen
ayrıldığını,birbirlerinden bağımsız
çalışacaklarını,yürütmenin, yani kendisinin, meclise yasa
teklifinde bulunma yetkisinin olmayacağını,meclisin tüm yasaları
kendisinin çıkaracağını, cumhurbaşkanı olarak kendisinin
çıkaracağı kararnamelerle, meclisin çıkaracağı yasalar
arasında aykırılık ve çatışma olduğu taktirde, meclisin
çıkardığı yasaların öncelik alacağını ve geçerli olacağını
söyledi. Bu beyan, tamamen bir aldatmacadır.Cumhurbaşkanı,
kasıtlı olarak bir şeyi gizlediğinin farkında olmalıdır.
Ülkemizde
anayasada yapılan değişiklikle, Cumhurbaşkanı bağımsız ve
tarafsız iken partili hale gelmedi mi,Cumhurbaşkanı şu anda aynı
zamanda AKP'nin Genel Başkanı değil mi, bu ülkede partilerin
milletvekili adaylarını partinin genel başkanı belirlemiyor mu,
önümüzdeki 2019 Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yapılacak
olan milletvekili genel seçimlerinde, AKP'nin milletvekili
adaylarını, aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan Tayyip Bey
belirlemeyecek mi, Tayyip bey de şayet Cumhurbaşkanı seçilirse ve
Allah korusun AKP de tek başına meclis çounluğunu sağlarsa,
Cumhurbaşkanı ve yürütmenin başı olan Tayyip Bey; seçimlerini
kendisinin yaptığı AKP'nin milletvekillerinin çoğunlukta olacağı
bir meclisten,vereceği bir talimatla, istediği yasayı
çıkaramayacak mı, kendi partisinin çoğunlukta olduğu bir
meclisin,Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak olan
kararnamelerle çatışan yasaları çıkarmaya cesaret edemeyeceğini
bilmiyor mu?
İster
parlamenter sistem, isterse yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi
olsun,tek adam zihniyetinin egemen olduğu,gerçek halk iradesi ve
demokrasinin geçerli olmadığı ülkemizde, değilmi ki;iktidardaki
milletvekillerini, aynı zamanda yürütmenin de başı,
Cumhurbaşkanı ve partinin genel başkanı olan kişi
belirliyor,olay bitmiş ve yürütme, yasama organı olan meclisi
esir almış,yürütme ve yasama tek elde toplanmış demektir.
Meclisin
açılışında yadırgadığımız bir husus da şu olmuştur,
Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra oturuma son
verilmiş,iktidar milletvekilleri Cumhurbaşkanının peşine
takılarak genel kurulu terketmiş,açılışta gruplar adına
konuşmalar yapılmamış,Cumhurbaşkanı,Başbakan,Meclis Başkanı
ve MHP lideri Bahçeli Mecliste özel bir görüşmeye çekilmişler
ve ana muhalefet partisi adeta yalnızlaştırılmış ve yok
sayılmıştır.
Sonuç olarak
söylememiz gerekirse, olanları ve konuşulanları görünce ve
duyunca, yeni yasama yılından, ülkemiz ve vatandaşlarımız
adına,olumlu bir beklentimiz ve umudumuz bulunmamaktadır.01/10/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder