Haspaya
yakışıyor doğrusu diye ifade edebileceğimiz bir laf vardır.
Kenar ve fakir
mahalle kızı, mahalleden yoksul bir delikanlı ile arkadaş
olur,gönül ilişkisine girer ve masum bir şekilde elele
tutuşurlar, mahalleli bunu görür, hemen dedikodular yayılmaya
başlar, mahalleli yargısız infaz yapar ve genç kızın adı, çok
afedersiniz, orospuya çıkar, genç kız yer yarılsa da içine
gersem der.
Aynı şey,
zengin ve sosyetiklerin, sanatçı geçinenlerin yoğun olarak
yaşadıkları semtlerde yaşanır, iş, elele tutuşmanın da
ötesinde, son kerteye kadar ulaşır, gayrimeşru çocuk doğurmaya
kadar gider, magazin medyasında günlerce dile getirilir, seviyeli
bir beraberlik olarak tüm toplum tarafından benimsenir, haspaya
yakışıyor denir ve güler geçilir, doğan çocuğun ilk
fotoğraflarının medyada yayınlanması merakla beklenir.
Olan kenar
mahallenin yoksul kızına olur, duygularının dürtüsü ile
kurduğu masum bir arkadaşlık dahi, kendisine çok görülür ve
ağır eleştirilere maruz kalır, zengin ve sosyetik mahallenin
haspasına yakıştırılan ve hoş görülen davranışın milyonda
biri toplum tarafından ona çok görülür.
İşte, dün (
28/8/2014) Meclisteki Cumhurbaşkanı yemin töreninde yaşanan ve
CHP Grup Başkan Vekilinin; hükümleri, sürekli olarak,AKP iktidarı
tarafından çiğnenerek ayaklar altına alınan Anayasa ve İçtüzük
Kitapçığını, fiziken yere fırlatması olayı, kenar mahalle ve
gecekondu kızının başına gelenler gibi, büyütülür de
büyütülür ve bu eylem, televizyonların özel tartışma
pogramlarına konu edilerek, eleştiri oklarının CHP 'ye
çevrilmesine neden olur.
Bugün, ülkemiz
siyasetinde, AKP'ye tanınan hoşgörü ve kredi; yemediği halt
kalmadığı halde, toplumun, haspaya yakışıyor doğrusu diyerek
gülüp geçtiği, zengin ve sosyetik mahallelerin genç kızlarına
karşı gösterilen engin hoşgörüdür.
AKP
iktidarının, kendi elleriyle yaratıp büyüttüğü cemaatin,
yargı ve emniyet kadrolarını eline geçirmesine göz yuman,
cemaate, “ne istediniz de vermedik” diyerek sitemde bulunan
Tayyip Bey'in; 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet
soruşturmalarıyla, cemaatin kendi iktidarına da yönelmesi
üzerine, bir zamanlar işbirliği içinde olduğu cemaati illegel
parelel yapı olarak ilan etmesini,
17 ve 25 Aralık
yolsuzluk ve rüşvet soruşturması üzerine,bu soruşturmaların
AKP iktidarının dört bakanına da uzanması nedeniyle, dört
bakanın istifa etmek zorunda kalmalarını ve bu istifalarla,
yolsuzluk ve rüşvet iddialarının daha da ciddiyet kazanmasını,
Çevre Bakanının istifa ederken, “Ne yaptıysam, Başbakanın
emir ve talimatlarıyla yaptım.Başbakanın da istifa etmesi
gerekir” şeklindeki itirafa yönelik beyanlarını,
Dört bakana
yönelik yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili olarak düzenlenen
savcılık fezlekelerinin,Mecliste başına gelenleri ve
Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce, bu konuda kurulan Meclis
Araştırma Komisyonunun çalışmaya başlamasının engellenmesini
ve fezlekenin sudan sebeplerle yeniden savcılığa iade edilmiş
olmasını, AKP iktidarı tarafından bu şekilde yolsuzlukların
üzerinin örtülmeye çalışılmasını,
Anayasaya göre,
Türkiye Cumhuriyetinin, vatanı ve milletiyle bölünmez bir bütün
olmasına rağmen, ülkenin Güneydoğusunun fiilen bölünerek,
orada PKK örgütünün gözetiminde paralel bir devlet yapısı
oluşturularak, Anayasanın çiğnenmesini,
AKP iktidarının
zaafiyeti ve çözüm süreci aldatmacasıyla fiilen bölünen ve
devletin hakimiyetinden ve otoritesinden eser kalmayan Güneydoğuda,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisinin ilk başkanı ve Cumhurbaşkanı Atatürk'ün heykellerine
haince saldırılar yapılmasına, AKP iktidarı ve yandaşlarınca
göz yumulmasını ve bu saldırılara karşı sessiz kalınmasını,
Anayasamızın
koruması altındaki bir devrim yasası olan Öğretim Birliği
Yasasına göre laik eğitime geçilmesine, sadece ülkenin din adamı
ihtiyacını karşılamak ve imam yetiştirmek amacıyla sınırlı
olarak ve okul adı altında kurulan ve AKP iktidarından önceki
iktidarlar tarafından meslek lisesi adı verilerek, yüksek öğrenime
öğrenci yetiştirme mertebesine çıkarılan İmam Hatip
Liselerinin, sayıca, ihtiyacın üzerine çıkarılmasını ve bu
şekilde, laik eğitimden dini eğitinme doğru bir geri gidişe hız
kazandırılmasını,
Tayyip Bey'in,
Cumhurbaşkanı seçildiğinin kesinlik kazandığının Yüksek
Seçim Kurulu tarafından Meclis Başkanlığına bildirilmesine ve
düzenlenen mazbatanın Meclis Başkanlığına teslim edilmesine
rağmen, kesin seçim sonucunun, Resmi Gazetede ilanının kasten 12
gün ertelenerek, seçilmiş Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in Anayasa
hükmünü çiğneyerek, partisi ile ilgisini kesmeyip AKP Genel
Başkanlığına, Milletvekilliğine ve Başbakanlığa devam ederek,
AKP'nin Olağanüstü Kongresine AKP Genel Başkanı sıfatıyla
katılıp siyasi nutuk atmasını, parti genel başkanını kendi
iradesiyle belirlemesini, bu açık Anayasa ihlaline de sessiz
kalınmasını,
Cumhurbaşkanı
olarak kurumlar arası uyumu sağlamakla görevli olan Tayyip Bey'in,
yeni bir beyaz sayfa açalım, ben herkesin, 76 milyonun
Cumhurbaşkanı olacağım diyerek attığı nutukları unutarak,
adli yılın açılışı törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı
gelip konuşursa, ben törene katılmam demek suretiyle, Barolar
Birliği Başkanını 76 milyondan dışlaması ve,ya ben, ya Türkiye
Barolar Birliği Başkanı restini çekmesi ve bir tercih yapmaya
zorlanan Yargıtay'ın, doğru tercihi yaparak, Türkiye Barolar
Birliği Başkanına adli yıl açılış töreninde konuşma
imkanının tanınması üzerine, Tayyip Bey ve yandaşlarının,
Yargıtay'ı cemaatçi ve haşhaşi olmakla itham etmesini,
AKP iktidarı
ve her kesimden yandaşları olarak, görmezlikten gelecek ve üç
maymunu oynayacaksınız, bu rezaletleri hiç eleştirmeyip sineye
çekecek ve normal, etik ve hoş davranışlar olarak göreceksiniz,
buna karşılık olarak da, CHP Meclis Grubunun, haklı olarak,
Tayyip Bey'in; daha Cumhurbaşkanlığı görevine başlamadan
sergilediği eylem ve söylemleriyle, yapacağı Cumhurbaşkanı
yeminine sadık kalmayacağını ortaya koyması nedeniyle,
uyulmayacak olan bir yemine tanıklık etmemek için, Mecliste
sergiledikleri protestoyu, ağzınıza sakız yapıp, görsel ve
yazılı medyayı kullanarak, CHP'yi halkımıza ve seçmenlere
şikayet etmeye kalkışacak ve daha şimdiden, 2015 seçimlerinin
propaganda malzemesi olarak kullanmaya başlayacaksınız.
AKP ve onun
havuz medyasındaki ve sair tüm yandaşları, siz, önce AKP
iktidarının yukarıda sadece birkaç örneğini sunduğumuz
rezaletlerini kamuoyunun önüne getirip tartışın ve temize çıkın
ki, ondan sonra sıra CHP'ye gelsin ve CHP'yi de hep birlikte
tartışıp eleştirelim.
Biraz adil ve
insaflı olalım lütfen. 29/Ağustos/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder