AKP'nin, sözde
özgür ağırlığı olan ve partinin ağır ağabeyi olarak
anılmasına rağmen, Tayyip Bey'in krikosu olmaktan öteye hiçbir
ağırlığı olmayan, sürekli kendi itibarından yiyerek AKP
içindeki varlığını ve Tayyip Bey karşısındaki ağırlığını
ancak muhafaza edebilen Bülent ARINÇ; durup, durup aniden yaptığı
marjinal açıklamalarından bir yenisini daha yaparak,”Kadın
iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak.” demiş.
Bu lafı edeli
aradan biraz zaman geçti, bu konuyu,bayram telaşı ve Bodrum
ziyaretimiz nedeniyle,anında makaleye dökemedik ama, bu konuya
değinen bir makale yazmaz isek, bir yerimizin eksik kalacağını
düşünerek, bilgiyarımızın karşısına geçip birşeyler
yazmaya başladık.
Bize göre,Sayın
ARINÇ; yine boyundan büyük ve yanlış bir laf etmiştir.Herkesin
içinde kahkaha atan kadın, asla iffetsiz olarak damgalanamaz..
Sayın ARINÇ'ın sübjektif ahlak anlayışı ve değer ölçüleri
bu olabilir, ama, onun sübjektif ahlak anlayışı toplumun tümünün
ahlak ve değer anlayışına yön veremez.
Sayın ARINÇ,
kendilerinden sorumlu olduğu yakın ailesinin kadınlarına sahip
çıkarak, kendi sübjektif ahlak anlayışına uygun davranmalarını
ve herkesin içinde kahkaha atmalarını engelleyebilir, ancak, bu
sübjektif kendi ahlak anlayışını genelleştirerek, herkesin
içinde kahkaha atan bir kadını iffetsiz olarak ilan edip
değerlendiremez.Bu dayatmayı yapmaya asla hakkı yoktur.
Sayın ARINÇ'ın
herkesin içinde kahkaha atması nedeniyle iffetsiz olmakla suçladığı
kadınlar; bizim anamız, karımız, bacımız ve kız
çocuklarımızdır.
ARINÇ'a hak
verirsek, bir kahkahanın, bir kilo pirzolaya bedel olduğuna ilişkin
özdeyişimizi nereye koyacağız?
Sayın ARINÇ'ı
savunanlar diyeceklerdir ki; ARINÇ; herkesin içinde kahkaha atan
kadının iffetsiz olduğunu söylemek istemiştir.
O zaman biz de
diyeceğiz ki, kadınlarımız da dahil olmak üzere, insanlar tek
başına kaldıklarında, yalnızken, komik bir fıkra okumak gibi
bazı istisnai durumlarda gülerler ve bazen okuduklarının çok
komik olması halinde tek başlarına kahkaha atarak duygularını
dışarıya vururlar.Onun dışında, kural olarak tek başına ve
yalnızken gülerek kahkaha atana deli dendiğine ilişkin bir sözün
varlığını da hatırlatmak isteriz.
Gerçek ve
samimi dindarlarımız dışında kalan ve kendilerine dinci
diyebileceğimiz kesimler; Allahın, kadın ve erkek olarak eşit
yarattığı kullarından olan kadınlarımızın, aynı zamanda
kendi anaları,karıları, bacıları ve kızları olduklarını
görmezlikten gelerek, kadınlarımızı, kahkaha atarak, saçını
göstererek, erkekleri ayartan, onların cinsel duygularını
kabartan ve onların ahlaklarını bozan, onları yoldan çıkaran
bir fettan ve şeytan gibi göstermeye çalışmamalıdırlar.
Erkeklerimiz,niçin
kendilerini terbiye etmek, terbiyeli davranmak,harama uçkur çözmemek
ve ahlaklı olmak için özel gayret sarfetmezler de, her türlü
fedakarlığı ve korunmayı, karşı cins kadınlarımızdan
beklerler, ortaya çıkan en ufak bir olumsuzluk da, suçu kadınların
üzerine atarlar? Bunu anlamak gerçekten çok zor.
Hepiniz
bilirsiniz, insanların olduğu gibi, bazı nesnelerin de erkeği ve
dişisi, daha doğru bir ifadeyle erkek ve dişi olarak anılan
parçaları vardır. İnsanlar gibi, onlar da erkeği ve dişisiyle
bir bütünü oluştururlar.
Teşbihte hata
olmaz, bir örnekle açıklamak gerekirse, hepimizin evlerinde
bulunan kapı kilitleri, kapıya monteli bir delikten oluşan ve
göbek olarak tabir ettiğimiz dişi parça ile şekilli bir uzantı
ve demir parçası olan ve kilidin göbeğindeki deliğe giren ve
anahtar olarak tabir edilen parçalardan oluşmaktadır.
Kapı kilidinin
dişisi olan göbek, kapıya montajlı olup, sürekli olarak, hanım
hanımcık ve namuslu bir şekilde kapıdaki yuvasının içinde
durmaktadır ve tektir, bu nedenle de kıymetlidir, bir benzeri
çilingirde yaptırılamaz. Erkek parça olan anahtarı
koruyamazsanız, dişi parça olan göbeğin yenisini alarak masraf
yapmak zorunda kalırsanız. Kilidin erkek bölümü olan anahtar tek
olmadığı gibi, çilingirde çoğaltılması da mümkündür, elden
ele dolaşır, dişisini seviyor, ona kıymet veriyor ve onu
kaybetmek istemiyorsa, anahtar olarak, tüm görev ve sorumluluk
kendisine düşmekte olup, kendisini korumak ve başkasının ve bir
yabancının eline geçmemek, kaybolmamak zorundadır.
Kapımızın
kilidinin erkek parçası olan anahtar olarak; her fedakarlığı ve
tedbiri, gereksiz bir şekilde, dişi olan kapı kilidinin göbeğinden
bekleyerek, kadının başörtüsüyle, kahkahası ile uğraşarak,
kendimize düşen görevleri yapmaz,kendimizi sorumsuz hissedip
koruyamaz ve kaybedersek, bir gün, kapı kilidinin göbeğine
çilingirin maymuncuğunu sokmasına izin vererek seyretmek zorunda
kalacağımız unutulmamalıdır.01/08/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder