Yarın
(01/09/2014) yeni adli yılın açılış günü.
Ülkemizde
faaliyet gösteren tüm barolarda olduğu gibi, Ankarada Yargıtayda
bir tören düzenlenecek.
Bu yıl
Yargıtayda yapılacak olan adli yıl açılış törenine, Türkiye
Barolar Birliği Başkanına savaş açan, ya ben, ya o diyerek,
Yargıtay Başkanlar Kuruluna rest çeken, Yargıtay Başkanlar
Kurulunu, Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve
düşünce ve düşüncenin açıklanması özgürlüğü ile tüm bu
kavram ve özgürlüklere karşı çıkan dikta heveslileri arasında
bir tercihe zorlayan Tayyip Bey ve onun ileri karakolu durumunda
görev icra edeceği anlaşılan Ahmet DAVUTOĞLU, damgasını vurmuş
bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanı
Tayyip Bey ile Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU, Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Metin FEYZİOĞLU'nun adli yıl açılışına konuşmacı
olarak katılacağının kesinleşmesi üzerine, törene
katılmayacaklarını açıklamışlar ve bu davranışlarıyla,
nasıl bir Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık yapacaklarını,
hukukun üstünlüğüne,yargının bağımsızlığına ve düşünce
ve düşüncenin açıklanması özgürlüğüne ne kadar yabancı
(Fransız) kaldıklarını, açıkça ortaya koymuşlardır.
Tayyip Bey,
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığı balkon ve AKP
Olağanüstü Kurultayında yaptığı konuşmasında; herkesi
kucaklayacağını, 76 milyonun Cumhurbaşkanı olacağını, yeni
bir Türkiye kurulurken, eski küskünlükleri,
dargınlıkları,gerilimleri, kamplaşma ve kutuplaşmaları bir
kenara bırakmak ve yeni bir sayfa açmak gerektiğini savunmasına
rağmen, bu sözlerinin yankısı henüz devam ederken, Türkiye
Barolar Birliği Başkanının konuşma yapması yönünde karar alan
Yargıtay Başkanlar Kuruluna savaş açmış ve Yargıtay Başkanlar
Kurulunu, acımasızca ve haksız bir şekilde, halkın doğrudan
seçtiği Cumhurbaşkanına karşı son derece nezaketsiz davranmakla
suçlamış ve hukuk sisteminin bir avuç Haşhaşinin şantajına
mahkum bırakılamayacağını beyan etmiştir.
Tayyip Bey ve
yandaşları; halkın doğrudan oylarıyla seçilmiş
Cumhurbaşkanını, Anayasa üstü yetkilerle donatılmış, her
istediğini yapabilen, ülkeyi kendi keyfine göre, Anayasa ve hukuk
kurallarına aykırı şekilde yönetme hak ve yetkisine sahip bir
makam olarak görmekten vaz geçmeli ve bu görüşlerinde ısrar
ederlerse, ülkeyi kaosa sürükleyeceklerinin bilincine
varmalıdırlar.
Demokrasilerde,
adalet mülkün temelidir. Yani, adalet Devletin temelidir.Adalete
saygı gösterilmeyen, adalete tepeden bakılan, yargısı bağımsız
olmayan bir ülkede, demokrasinin ve özgürlüklerin varlığından
bahsedilemez. Bu nedenle, demokratik bir ülkenin Cumhurbaşkanı
olan Tayyip Bey; adalete saygılı olmak ve ona karşı bir
üstünlüğünün var olduğu algısını yaratan antidemokratik
beyan ve davranışlardan kaçınmalıdır.
Şu gerçek de
asla unutulmamalıdır; ülkemizdeki 100 kişiden 48'i Tayyip Bey'i
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olarak görmek istemediğini
ortaya koymuştur.
Seçim,
demokrasilerde iktidarı ve Cumhurbaşkanını belirleme ölçütü
olmakla birlikte, ülkemizde olduğu gibi, geri kalmış, yoksul ve
eğitim düzeyleri düşük olan, ekmek ile özgürlükler arasında
bir tercih yapmak ve tercihini ekmekten yana kullanmak zorunda
bırakılan,sadaka ve biat kültürü ile yaşamaya alıştırılmış
insanların çoğunlukta olduğu ülkelerde yapılan seçimlerin, her
zaman, yerinde ve isabetli sonuçlar doğurmadığı gerçeği de
unutulmamalıdır.
Ortaya
koydukları söylem ve eylemleriyle, devletin temelini oluşturan
adalete, yargıya ve hukukun üstünlüğüne saygılı olmadıklarını
gösteren Tayyip Bey ile Ahmet DAVUTOĞLU'nun, yarın Yargıtayda
yapılacak olan adli yıl açılış törenine katılmayacak
olmaları, bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin itibarını
değil, hukuk dışı nedenlerle bu törene katılmama kararı alan
Tayyip Bey ile Ahmet DAVUTOĞLU'nun kendi şahsi itibarlarını
zedeleyektir.
Hukuk ve adalet
tanımayan safralardan arınmış bir törenle yarın açılacak
olan yeni adli yıl, tüm hakim ve savcılarımıza, avukatlarımıza,
görev ve sıfatları ne olursa olsun tüm hukukçularımıza ve
milletimize hayırlı ve uğurlu olsun. 31/Ağustos/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder