Hürriyet
Gazetesinin köşe yazarı Yılmaz ÖZDİL görevinden istifa etmiş.
Daha doğru bir
ifade ile “BAŞBAKAN BİLAL OLSUN” başlıklı yazısının
Hürriyet Gazetesi patronu tarafından, Tayyip Bey'in hışmından ve
ileri demokrasi (!) anlayışından korkarak sansürlenmesi üzerine,
istifa etmek zorunda bırakılmıştır.
Lafın kısası,
kibarca kovulmuştur.
Bize göre, bu
sonuç hiç de sürpriz değildir.
Perşembenin
geleceği çarşambadan belliydi.
Tayyip Bey'in;
ilk turda Cumhurbaşkanı seçilerek, kafasındaki emanetçi Başbakan
modeliyle fiilen başkanlık sistemini uygulamaya koyacağını, daha
güçlü bir şekilde tek başına ülkemizi yöneterek, en başta,
düşünce ve düşünceyi açıklama ve basın özgürlükleri olmak
üzere, özgürlükleri daha da kısıtlayarak ileri demokrasinin (!)
tüm yasaklarını uygulamaya koyacağını çok iyi bilen Hürriyet
Gazetesinin patronu, Yılmaz ÖZDİL gibi iktidar muhalifi sivri
dilli bir köşe yazarının, kendisini iktisaden yok edeceğini
düşünerek, elini çabuk tutmuş ve yazısına sansür uygulayarak
Yılmaz ÖZDİL'i istifaya zorlamış ve bunda başarılı da
olmuştur.
İşte biz,
basın özgürlüğüne tahammülü olmayan Tayyip Bey'in, bir de
Cumhurbaşkanı seçilerek, kafasındaki fiili başkanlık sistemini
uygulamaya geçirerek düşünce ve düşünceyi açıklama ve basın
özgürlüklerini daha da kısacağını, Atatürkçülük, laiklik,
ulusalcılık, cumhuriyet, insan hakları ve özgürlükler gibi
kavram ve değerleri açıklayan ve yazanları engellemeye
çalışacağını öngördüğümüz için, Atatürkçülük,
ulusalcılık, laiklik gibi değerlere en az onlar kadar bağlı
olmamıza rağmen, bu kavram ve değerler üzerinden, çatı adayı
Ekmeleddin İHSANOĞLU'na karşı çıkan ve bu adayın dayatma bir
aday olduğunu ileri süren, sözümona demokrat, laik ve ulusalcı
kesimlere rağmen, çatı adayı Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU'nu
desteklemiş ve yazılarımızda bu desteğimizi açıkça
belirtmiştik.
Ne yazık ki,
Tayyip Bey'in Cumhurbaşkanı seçilmesiyle doruğa ulaşan patron
baskısı ve sansürü sonucunda istifa etmek zorunda bırakılan
Sayın Yılmaz ÖZDİL de, propaganda döneminde, Ekmeleddin
İHSANOĞLU'nun Cumhurbaşkanı adaylığını bir dayatma olarak
nitelendirerek, İHSANOĞLU'na karşı çıkmış ve milyonlarca
okuyucusunun kafasını karıştırarak, onların Ekmeleddin
İHSANOĞLU aleyhine yönlenmeleri için algı yaratmıştır. Bu
suretle, birçok CHP'li seçmen, ya sandığa gitmemiş, gidenler de,
İzmirdeki İlk Kurşun Anıtı gibi, Eruhta Türk askerine ilk
kurşunu sıkarak şehit eden PKK'lı terörist adına anıt
dikenlerin partisine oy vermişlerdir.
Bu yazımızda,
Sayın Yılmaz ÖZDİL'i rol model seçmemiz, hedef gösteriliyormuş
gibi yanlış değerlendirilmesin, kendisi, bizim de çok severek
okuduğumuz ve beğendiğimiz, yürekli ve ülkesini seven bir
yazarımızdır.Ancak, kendisine yönelik bu eleştirilerimizi yapmak
da, bir okuru ve yurttaş olarak, bizim hakkımızdır.
Biz, seçim
öncesinde de, Yılmaz ÖZDİL'in, Ekmeleddin Bey'in dayatma aday
olduğunu açıklayarak, onu itibarsızlaştırması ve seçmende
algı yaratması nedeniyle, “YILMAZ ÖZDİL” başlıklı bir
makale yazmış ve kendisini eleştirmiş, 11/07/2014 tarihli bu
yazımızda; “Biz, Yılmaz ÖZDİL'in,
mesleği gereği, en çok kendisine lazım olan, basın,düşünce ve
düşünceyi açıklama özgürlüklerinin korkulu rüyası Tayyip
Bey'in değirmenine su taşıyan ve onu Cumhurbaşkanlığına bir
adım daha yaklaştıran bu muhalif görüşüne asla katılmıyor ve
kendisinin şöhret yıpranması içine girdiğini düşünüyoruz.”
değerlendirmesinde
bulunmuş ve Tayyip Bey'in Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde
olacakların sinyalini vermiştik.
Bu
sansür ve arkasından gelen zorunlu istifa, bize göre Sayın Ylmaz
ÖZDİL'i mağdur etmemiştir.Bilakis, kendisi şöhretine şöhret
katmış ve okumayanların da ilgisini çekerek okuyucu kitlesini
çoğaltmıştır. İşsiz kalması da söz konusu değildir,
kendisine, sürekli, sevgili kardeşim diyerek hitap eden ve
kendisine hayran olan SÖZCÜ Gazetesi yazarı Uğur DÜNDAR,
SÖZCÜ'de yazması için teklifini çoktan iletmiş ve köşesini
dahi hazır etmiş olmalıdır.
Bu
itibarla, bir yazar olarak, Sayın Yılmaz ÖZDİL'in, kendi başına
gelenlere, yazısının sansüre uğramasına, ülkemizdeki
özgürlükler ve özellikle basın özgürlüğü adına üzülse
de, şahsı için üzülmediğinden eminiz.Sansüre uğrayan yazısı
sosyal medyada yayınlanmış ve daha geniş bir kitle tarafından
okunmuş ve Sayın ÖZDİL amacına ulaşmıştır.
Biz
de amatör bir yazar olarak internet ortamında iki gazete ile
facebook sayfamızda ve özel internet bloğumuzda yayınlanan ve
hukukçu kimliğimiz nedeniyle ağır eleştiri hududunu aşmayan,
Tayyip Bey'in ileri demokrasisini(!) eleştiren yazılarımız
nedeniyle; zaman, zaman bizi seven dostlarımız tarafından, şakayla
karışık olarak, Tayyip Bey'in hışmına uğramamak için
uyarıldığımızda, şaka yollu olarak onlara verdiğimiz “amatör
olarak yazıyorum, benim için daha iyi olur, hiç değilse daha
fazla tanınırım, PTT birinci liginden süper lige terfi ederim”
şeklindeki cevabımda bir hakikat payının olduğunu itiraf
etmeliyim.
Gerçekten,
Yılmaz ÖZDİL'in Hürriyet Gazetesindeki köşesinden uzaklaşmasına
neden olan gelişmeler, düdüşnce,düşünceyi açıklama ve basın
özgürlükleri ve bu özgürlüklerin geleceği açısından
karanlık bir tablo çizmekte ve demokrat bir kişi, hukukçu ve
köşe yazarı olarak bizi ziyadesiyle üzmekte ve karmsarlığa
sürüklemektedir.
Biz
buradan, ülkenin içinde bulunduğu özel koşulları dikkate
almadan, kuru ve soyut kavramlarla, Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU'nun
çatı adaylığına karşı çıkan ve boykot çağrıları yaparak,
büyük seçmen kitlesinin sandığa gitmemesini, gidenlerin de HDP
ve AKP adaylarına oy vermelerini sağlayan algılar yaratan tüm
muhaliflere ve Sayın ÖZDİL'e soruyoruz;
Evet, inkar
etmiyoruz, bizce de; Katıksız ve saf Atatürkçülük, ulusalcılık,
laiklik ve cumhuriyet, çok güzel ve anlamlı kavramlar ve değerler
olup, bu kavram ve değerler, bizim ülkemizin ve geleceğimizin
olmazsa olmazlarıdır, Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU, mütedeyyin
kişiliği, geçmişte üstlendiği görevleri itibariyle, sizlere
saf ve katıksız bir Atatürkçü, ulusalcı ve laik gelmemiş
olabilir, ancak, kendisinin, Tayyip Beyden daha laik, daha ulusalcı
ve Atatürkçü olduğu, en azından, bu kavram ve değerlere karşı
olmadığı, Atatürk'ü ve laiklik ilkesini, cumhuriyetin
değerlerini açıkça telaffuz edebilen bir kişi olduğu açıktır,
kendisi, özgürlüklere, Atatürk'e ve laikliğe karşı olan,
Cumhurbaşkanı seçildiğinde yaptığı balkon konuşmasında
Atatürk'ün adını dahi anmayan Tayyip Bey'in önünü kesmek için
aday gösterilmiştir, Ekmeleddin Bey'in yerine Tayyip Bey'in
seçilmesi, sizce daha mı iyi olmuştur, Tayyip Bey seçilmeseydi ve
fiili başkanlık sistemini uygulama tehlikesi başgöstermeseydi,
Hürriyet Gazetesinin patronu, Sayın ÖZDİL'i gazeteden kovma
girişiminde bulunacak mıydı, şimdi düşünce ve düşünceyi
açıklama ve basın özgürlüklerini bekleyen ileri demokrasi (!)
kısıtlamalarının hakim olacağı ülkemizde, Atatürk'ü,
laikliği, demokrasiyi, Cumhuriyeti ve ulusalcılığı,
yazarak,çizerek ve söyleyerek, bu kavram ve değerlerin daha geniş
halk kitlelerine yayılmasını ve benimsenmesini, nasıl
sağlayabileceğiz?
Bu soruların
cevaplarını, Milletimize açıklayın lütfen.
Ne kadar
övünseniz azdır!
Millet sizinle
gurur duyuyor!16/Ağustos/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder