İğreniyorum....
Çuvaldızı
başkasına batırmadan önce, iğneyi kendime batırarak, bugüne
kadar, istemimle veya istemim dışında yaptığım tüm
hatalarım yüzünden, bazen kendimden, iğreniyorum.
Bazen,
öyle bir kötülük yapıyor ki, diğer bir insanı
hunharca ve canice gözünü kırpmadan ve acımadan
öldürebildiği için, Tanrının yarattığı en
değerli varlık olmasına rağmen, bir an geliyor, insanlardan ve
insanlıktan, iğreniyorum.
Kötü
politikacılardan, iğreniyorum..
İnsanlara
hizmet etmek için politikaya atılarak, insanlardan; dürüstlük
ve iş yapma, insanlara hizmet etme adına oy isteyen, seçilip
iş başına geldikten sonra ise, insanlara söz verdikleri
işleri ve hizmetleri yerine getirmeyerek, kendilerine ve yakın
çevresine çalışan ve kalkındıran politikacılardan,
iğreniyorum.
Saldıkları
ağır vasıtalı vergilerle yoksulu daha fazla yoksul hale getiren,
ülkemizin milli gelirini halkımıza adil olarak
paylaştıramayanlardan, dışa bağımlı olduğumuz petrol
ürünlerinin varil fiyatlarıyla, döviz değerlerindeki
artışlara bağlı olarak, petrol ürünlerinin
fiyatlarında, artışlar oranında otomatik zam yapmalarına
rağmen,varil başı fiyatlarda ve döviz değerlerinde
indirimler olduğunda, petrol ürünlerinin fiyatlarını bu
indirim oranlarında azaltma yoluna gitmeyerek kendi halkını
soyanlardan, iğreniyorum.
Hangi
makama gelirlerse gelsinler, sözde, biz halkımızın efendisi
değil, hizmetkarıyız da deseler, kendilerini halktan üstün
gören, onların sağlık gibi yaşamsal giderlerini dahi
karşılamamak için her türlü kirli oyunlara baş
vuran, halkın öncelikleri ve ihtiyaçları yerine, kendi
şahsi egoları için, tüyü bitmemiş yetimin hakkı
olan kamu hazinesini, pervasızca, kendi lüksleri ve öncelikli
olmayan alanlarda acımasızca harcamaktan çekinmeyen,
halkımızı tasarruf yapmaya çağırmalarına rağmen,
kendileri, halkın vergilerinden oluşan ülkenin paralarını
har vurup harman savuran, memuruna ve işçisinin ücretlerine
çok düşük oranlarda zam yaparken, paranın uğradığı
enflasyon değerlerini düşük, kendi ürettikleri kamu
ürünlerinin fiyatlarına aşırı zamlar yaparlarken,
enflasyon değerlerini yüksek gösterenlerden, iğreniyorum.
İki
yüzlü ve çifte standart uygulamaları alışkanlık
haline getiren, başkaları için doğru, haklı ve hukuka
uygun buldukları davranış biçimlerinin ve uygulamaların
aynısının kendilerine yapılması halinde, bunları, hak,adalet ve
hukuka aykırı bularak, adaleti sadece kendileri için var
sayıp hatırlayan insanlardan, iğreniyorum.
Dindar
geçinip, dinen ve ahlaken yasak olmasına rağmen, kendi
menfaatleri için kolayca ve korkusuzca yalan söyleyebilen,
başkalarına iftira atan ve zarar vermekten korkmayan ve çekinmeyen
insanlardan, iğreniyorum.
İnandığı
dini ve mensubu olduğu mezhebi dillendiren, kayıran, din ve mezhep
ayrımı yapan, din ve mezhep üzerinden politika yaparak, dini
siyasete alet etmek suretiyle halktan oy çalıp bir yerlere
gelmek isteyen ve gelen insanlardan, iğreniyorum.
Dini
vecibelerini gizlice yerine getirmek yerine, dini vecibelerini
insanların gözüne sokarcasına alenen yerine
getirenlerden, daha doğrusu yerine getirdiğini zannedenlerden,
vakit ve cuma namazlarını eda ederlerken, kafalarının içinde
kurnazlığın timsali olan tilkileri dolaştıranlardan,
iğreniyorum.
Laikliği
dinsizlik olarak kabul eden, eylem ve söylemleriyle İslam
dinine en büyük kötülüğü yapan ve
gerçek dindar insanları dinlerinden soğutan, dindar geçinen
dincilerden, iğreniyorum.
Anayasamıza
göre bir devrim kanunu olan ve hiçbir hükmünün
Anayasaya aykırılığının ileri sürülemeyeceği
belirtilerek, Anayasal koruma altına alınan Öğretim Birliği
Yasasına aykırı olarak, asıl amacı ülkenin aydın din adamı
ihtiyacını karşılamak olan ve ülkemizin din adamı ihtiyacı
ile sınırlı olarak açılması gereken imam hatip
okullarını, yüksek okullara ve üniversitelere öğrenci
yetiştiren genel liseler haline getirerek, laik eğitimi yok eden ve
ülkeyi imam hatip liselerinden geçilmez kılan laik
eğitim düşmanlarından, iğreniyorum.
Demokrasinin
nimetlerinden ve her türlü özgürlüklerinden
yararlanarak iş başına geldikten sonra, kendi iktidarlarını
korumak ve iş başından uzaklaşmamak için, demokrasinin
ilkelerini ve özgürlükleri bir, bir yok etmeye
çalışanlardan, iğreniyorum.
Türkiye
Cumhuriyeti Devletini, emperyalist devletleri mağlup ederek,
Osmanlının küllerinden yeniden kurup inşa eden ATATÜRK
ve silah arkadaşlarına sahip çıkmayan, yeri geldiğinde,
bugünün şartları içinde değerlendirerek onları
ağır ve haksız bir şekilde eleştirerek nankörlük eden,
ATATÜRK'ün devrim ve ilkelerine, büst ve heykellerine
saldıranlardan, iğreniyorum.
Modern
ve laik Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra dünyaya
gelmelerine rağmen, eskiye ve kötü yönetimler
sonucunda batan Osmanlıya özlem duyarak, insan hak ve
özgürlüklerine dayalı demokrasimizi hor görenlerden,
iğreniyorum.
Kendi
siyasal menfaatleri için, ülkenin vatanı ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü bozmak için
çaba sarf eden insanlardan, iğreniyorum.
Kendi
etnik kökenlerini ve bu kökenden gelen her türden
sosyal ve kültürel hak ve özgürlüklerinin
bugüne kadar kendilerine verilmemesinden kaynaklanan
haklılıklarını kötüye kullanarak, ırkçı bir
yaklaşımla ülkemizi ve milletimizi bölmeye çalışan
insanlardan, iğreniyorum.
PKK,
IŞİD, ESET sözlerini her gün yüzlerce kez duymaktan,
iğreniyorum.
Haftanın
beş günü, televizyonların tartışma programlarına
konuşmacı olarak çıkarak evlerimize davetsiz misafir olan
ve sayıları iki elin on parmağını geçmeyen sınırlı
sayıdaki çok bilgiç geçinen aynı gazeteci,
akademisyen ve politikacının, tartıştıkları konular değişse
de, üç aşağı beş yukarı ne söyleyeceklerini
önceden tahmin edebildiğimiz taraflı beyan, görüş
ve yorumlarından, iğreniyorum.
Ülkemizde,
insanların en temel hakkı olan yaşam haklarına sahip çıkmayan,
insanların, her türlü ortamda, sokakta, caddede, evinde,
iş yerinde ve diğer yerlerde, yaşam haklarını güvence
altına alamayan, bir maden ocağımızda aynı anda 301 kişinin
toplu ölümlerine neden olan ve hiçbir şey olmamış
gibi insanlarımızın yüzlerine bakabilen insanlardan ve
bunların işledikleri bu insanlık suçlarına duyarsız kalan
ve buna sebep olanlardan hesap soramadıkları gibi, onları,
siyaset' en mükafatlandıran ve yerlerinde kalmalarını
sağlayan insanlardan, iğreniyorum.
Kendi
menfaatlerini, ülkemizin ve insanlarımızın menfaatlerinden
üstün gören insanlardan, iğreniyorum.
Demokrasiyi
ve insan hak ve özgürlüklerini genişletmek iddiasıyla
yeni Anayasa yapacaklarını ilan etmelerine rağmen, işler tersine
gittiği ve demokrasi ve özgürlükler içinde
ülkeyi yönetmekte aciz kaldıklarını gördükleri
için, kendi akıllarınca, insanlarımıza hükmederek,
ülkeyi daha kolay ve rahat bir şekilde idare edebileceklerini
zannederek, demokrasimizi, insan hak ve özgürlüklerini
kısarak daha da geriye götürecek olan yeni antidemokratik
yasal düzenlemeleri yapma hazırlığı içine
girenlerden, iğreniyorum.
Kendi
gelecekleri ve güvenlikleri için, ülkemizdeki yargı
bağımsızlığını ortadan kaldırmaya yönelik her türlü
çabayı gösterenlerden, iğreniyorum.
Bağımsız
yargının, uzun yılların içinden süzülerek gelen
ve artık yerleşmiş bulunan bazı geleneklerini, kendilerine
dokunduğu için yok etmeye çalışanlardan,
iğreniyorum.
Halkımızın
bir kesiminin bilinçsiz olmalarından ve
bastırılmışlıklarından yararlanarak, Anayasayı ve yasaları
çiğneme pahasına, ben yaptım oldu mantığıyla, her türlü
hukuk dışı keyfi davranışı kendilerine hak sayanlardan,
iğreniyorum.
Demokrasinin;
yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelen ve dördüncü
kuvveti sayılan basınımızın düşünce ve düşünceyi
yayma özgürlüğünü ayaklar altına alan ve
yok edenlerden, iğreniyorum.
Demokrasilerde
gerekli olan, ancak tek başına yeterli olmayan demokratik
seçimlerle iş başına gelen siyasal iktidarları, meclis
dışından denetlemekle görevli olan, sivil toplum kuruluşları,
sendikalar, üniversiteler, barolar, yüksek yargı
kuruluşları ve basın gibi, demokratik baskı gruplarının ve
aydın kesimin; siyasal iktidarın, demokrasinin ve özgürlüklerin
yok edilmesi girişimleri karşısındaki sessiz kalışlarından,
iğreniyorum.
Daha
yüzlercesini sayabileceğimiz her türlü kötülüklerden,
iğreniyorum.
Midem
bulunmaya başladığı için, daha fazlasını yazamıyorum.
Gerisini sizlerin taktir ve yorumlarınıza bırakıyorum.
İzninizle,
bulanan midemi rahatlatmak için, kusmak üzere, çok
acele lavaboya gitmek istiyorum. 17/Ekim/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat