Tayyip Bey her
konuşmasında bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Son
konuşmalarından birinde, ülkemizdeki zorunlu din dersini
onaylamayan bir karar veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
kararını eleştiriyor ve bu kararın yanlış olduğunu savunuyor.
Bununla da
yetinmiyor ve cevher yumurtlayarak, zorunlu din dersi giderse, onun
bırakacağı boşluğu, uyuşturucunun, şiddetin, terörün
ve ırkçılığın dolduracağını iddia ediyor. Yani,
çocuklara zorla İslam dinini öğretmezseniz,
çocuklarınız uyuşturucuya alışır, şiddete ve teröre
yönelir, ırkçı olur demek istiyor.
Bize göre,
bütün dinler gibi, İslam dini de insanların ahlaklı ve
dürüst olmalarını, yalan söylememelerini, insanlara
saygılı olmalarını ve sevmelerini, kendi sağlıklarına dikkat
etmelerini,bu fani dünyada kefenin de cebi olmadığı için,
maneviyatın maddiyattan daha üstün tutulmasını arzu eder
ve ister. Bunlar, aynı zamanda ahlak kurallarıdır ve bu kurallar,
çocuklarımıza okuldaki zorunlu din derslerine gerek kalmadan
analar ve babalar tarafından da pekala öğretilebilir.
Çok
söylenen doğru bir laf vardır, “paranın dini ve imanı
yoktur” şeklinde. Kim paraya, maddiyata ve ranta önem veriyor
ve ölmeyecekmiş gibi, gözünü hırs bürüyerek,
hem de yasal olmayan yollardan olduğundan fazla para ve mülk
sahibi olmak itiyorsa ve de oluyorsa, paranın dini ve imanı yoktur
özdeyişinden hareketle, o kişide din ve iman aranmaz.
Hem Müslüman,
hem de laik olunmaz diyenlere biz de diyoruz ki, bir mal ve hizmet
üreterek satan büyük sanayicilerle, üretilen
malları alıp satarak para kazanan büyük tüccarlar
dışında, önlenemez bir şekilde ve kısa sürede makul
düzeyin çok üzerinde kazancıyla uyumlu olmayan
orantısız bir şekilde, mal ve mülk ve para sahibi olarak
zenginleşen kişilerde, aldığı din eğitimi ne olursa olsun,
gerçek anlamda din ve iman olamaz. İşin içine para
hırsı ve para girdiğinde, din ve iman kaybolur.
Ülkemizde
polis kayıtlarına ve magazin basınının arşivlerine
baktığımızda, aldığı din eğitimi ne olursa olsun, uyuşturucu
kullananların, genellikle, tahsilsiz olmalarına rağmen, ucuz ve
kısa yoldan şöhret ve para sahibi olan sonradan görmelerin
arasından çıktığını görürsünüz.
Bize göre,
ailesinden aldığı iyi terbiye ile ahlaken mazbut yetişen bir
çocuk, zorunlu din dersi okumasa da, uyuşturucu müptelası,
şiddet ve terör yanlısı ve ırkçı olamaz.
Bugün
yeryüzünde ırk, din ve mezhep farklılığı gözeterek
gözünü kırpmadan, büyük ve çocuk
demeden masum insanları vahşice öldüren şiddet yanlısı
terör örgütü mensubu kişilerin, bu cinayetleri
İslam adına işledikleri ve hepsinin zorunlu din eğitiminden geçen
insanlar olduğu unutulmamalıdır.
Gezi Parkı
eylemleri sırasında, polisin orantısız güç kullanması
nedeniyle, bazı eylemcilerin sığınmak zorunda kaldıkları
Dolmabahçe Camisinde içki içmemiş olmalarına
rağmen, bu eylemci gençleri toplum nezdinde
itibarsızlaştırmak amacıyla, cami içinde içki
içmekle suçlayan ve bu suçlamalarını
kanıtlamak için, cami müezzinini yalan söylemeye
teşvik eden ve bunda başarılı olamaması üzerine, yalan
tanıklık yapmayan cami müezzinini ödüllendireceğine
görevinden alan ve sürgüne gönderen, yine gezi
parkı eylemleri sırasında, eylemcileri itibarsızlaştırmak için,
meydanlarda “ Kabataşta benim türbanlı bacıma saldırdılar,
dövdüler yerlerde sürüklediler, üzerine
işediler” diye yaygara yaparak kamuoyunu aldatmaya çalışan
ve daha sonra, elde edilen kamera görüntüleriyle bu
iddialarının yalan olduğu anlaşılan, hepinizce malum olan o
kişinin, zorunlu din dersi aldığı gibi, bununla da yetinmeyerek
devam ettiği İmam Hatip Okulunda ileri seviyede din eğitimi aldığı
ve İmam Hatip Okulunu bitirerek resmen din adamı olduğu dikkate
alındığında, bu kişinin, “zorunlu din eğitimi kaldırılırsa,
uyuşturucu, şiddet, terör ve ırkçılık gelir”
safsatasına inanmak mümkün olabilir mi?
Kararı sizler
verin değerli okurlar. 1/Ekim/2014
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder