Ankara katliamından sonra
toplanan bakanlar kurulu sonrası hükümet sözcüsü Numan
KURTULMUŞ basına bir açıklama yapmış ve herkesi; duyarlı
olmaya, toplumu ve insanları bölen ayrıştıran ve geren üslup,
beyan ve davranışlardan sakınmaya, diline hakim olmaya, birlik ve
beraberliği bozmamaya davet etmişti.
Güzel ve çok yerinde ve
gerekli olan bir çağrıydı bu çağrı,ancak, bu çağrıya
ülkenin en tepe noktasındaki Cumhurbaşkanının uyup
uymayacağından ciddi şüphelerimiz vardı.
Bu nedenle, 13.Ekim.2015
günü facebook hesabımızdan aynen şu yorumu yapma gereği duyduk;
“BAKANLAR KURULU, ANKARA KATLİAMINI GÖRÜŞMÜŞ VE HÜKÜMET
SÖZCÜSÜ DÜN AKŞAM BİR AÇIKLAMA YAPARAK,HERKESİN DİLİNE
HAKİM OLMASINI TOPLUMU GEREN VE AYRIŞTIRAN ÜSLUPTAN KAÇINMALARINI
TAVSiYE ETMİŞTİR.ÇOK DOĞRU,BU TAVSİYEYE AYNEN KATILIYORUZ,ANCAK
BİR ŞARTLA. BU TAVSİYEYE ÖNCE BAŞBAKAN VE TAYYİP BEY'İN UYMASI
ŞARTIYLA,ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE HEP BİRLİKTE GÖRECEĞİZ.BÖLÜK
DUR,KANDIRALI SEN DE DUR OLMAZ İNŞALLAH.”
Ne yazık ki, şüphelerimizde
haklı çıktık, Cumhurbaşkanı Tayyip Bey, ana muhalefet partisi
liderini; kendisinin seçim başarısızlıklarına bakarak istifa
etmemesine rağmen, katliam nedeniyle, İçişleri ve Adalet
Bakanlarını istifaya davet etmesini sert bir üslupla eleştirmiş
ve üstüne vazife olmadığı halde, İçişleri ve Adalet
Bakanlarının istifalarının istenmesine yönelik çağrıları,
sert bir dille eleştirmiştir.
Bununla da yetinmeyen Tayyip
Bey, ülkede yoğunlaşan PKK ve IŞİD terörünün sorumluları
arasında kendisini de gösterenleri ve eleştirenleri, terörist
ilan eden sert açıklamalarda bulunmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti
Demokratik bir hukuk devleti olup, Cumhurbaşkanı dahil her Türk
Vatandaşı, yasa önünde eşittir, ülkenin selameti ve düze
çıkması için, bir fedakarlık yapacak, dilimize hakim olacak,
ülkeyi bölen ve geren üsluptan kaçınacaksak, bu toplumsal
uzlaşmaya, en başta, tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı
uymak zorundadır.
Bir hikaye vardır ya,
Komutan bölük dur komutu vermiş, Kandıralı asker yürümeye
devam etmiş, komutan da, Kandıralı sen de dur demek zorunda
kalmış.Hikayenin detayını öğrenmek isteyenler, google ye
girerek, “Bölük dur, Kandıralı sen de dur” yazarlarsa, bu
konuda daha geniş bilgiye sahip olabilirler.
Hikaye bu ya, teşbihte de
hata olmaz, maalesef, Kandıralı dur komutuna uymamaktadır.
Tayyip Bey;yaşamakta
olduğumuz bu kritik ve olağanüstü günlerde, işgal ettiği
makamın, milleti birleştirici, bütünleştirici, tüm milleti
temsil eden gereklerine uyarak, birleşitirici ve bütünleştirici
tavırlar sergileyip, ülkenin düze çıkmasına katkı yapacağına,
Cumhurbaşkanlığı makamının gerekleriyle taban bana zıt, bölücü
ve ülke insanını geren ve ayrıştıran beyan ve tavırlarıyla,
ülkede sorun çözen değil, sorunları daha da kaşıyan ve
yoğunlaştıran kişi görüntüsü sergilemeye devam etmektedir.
Tayyip Bey'e buradan
soruyoruz, tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanı olarak, CHP
liderinin seçim kazanamaması nedeniyle, asıl istifa etmesi gereken
kişinin KILIÇDAROĞLU olduğu yolunda bir açıklama yapmak gibi
bir görev ve yetkiniz var mıdır?Aynı şekilde, Ankara katliamı
nedeniyle istifa etmeleri çağrısı yapılan iki bakanı, Başbakan
dururken, tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanının savunmaya
kalkması yakışık almakta mıdır?
Şunu herkes bilmelidir ki;
ülkemizde seçimler eşit koşullarda yapılmamaktadır. %10 gibi
çok yüksek bir seçim barajı, seçimlerdeki adaleti ve eşitliği
yok etmektedir.Bu nedenle, 7 Haziran seçimlerinde, HDP'nin barajı
aşması için, CHP seçmenlerinden bir kısmı HDP'ye emanet oy
vermek zorunda kalmışlar, bu dahi, CHP'nin oy oranında menfi etki
yapmıştır.
Ayrıca, tüm devlet
imkanlarını, devletin örtülü ödeneğini, uçak, helikopter ve
otomobillerini, Devletin Vali ve Kaymakamlarını, yandaş iş
adamlarına satılan ve devletin reklam ve ilan desteğiyle ayakta
duran ve AKP lehine tek yanlı yayınlar yapan havuz medyası ile
AKP'nin resmi yayın kurumu haline getirilen TRT'yi, Cumhurbaşkanlığı
makamının tüm olanaklarını ve gücünü yanına alarak seçim
yarışına katılan, seçmenin yaklaşık %30 lar seviyesine ulaşan,
biat ve iane kültürüyle yetiştirilen yoksul ve dinci kesiminin
oylarını peşinen cebine koyarak seçimlere katılan AKP
karşısında, CHP ve lideri KILIÇDAROĞLU'nun seçimleri
kaybetmesinden daha doğal ne olabilir ki?
Şu da unutulmamalıdır ki;
seçimlerde alınan oyların niceliği kadar, oyların dayandığı;
bölgesel, kültürel, ekonomik ve işlevsel nitelikleri de çok
önemlidir.CHP ve lideri KILIÇDAROĞLU; yukarıda açıklamaya
çalıştığımız, seçim eşitliği ve adaletindeki haksızlıklar,
bölgesel, kültürel ve ekonomik çelişki ve çarpıklıklar
nedeniyle, seçim kazanarak iktidar olamasa da, bugünkü oy
tabanının niteliğine baktığımızda,adil ve eşit seçim
koşullarının ülkemizde hakim olacağı,bölgesel,kültürel ve
ekonomik çelişki ve çarpıklıkların yok edileceği orta vadeli
geleceğe kadar, tek başına iktidar olma olanağını yakalayamasa
da, aldığı oyların niteliğinin onuru, CHP ve KILIÇDAROĞLU'na
yeterli olacaktır.16/10/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi
Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder