Siyaset,
tutarlı olmayı gerektirir, siyaset yapanlar da tutarlı olmak
zorundadırlar.Aksi halde, inandırıcılıklarını ve
samimiyetlerini kaybederler.
Ülkemizde
art arda vukubulan katliamlara rağmen, insanların can
güvenliklerinden siyaseten sorumlu olan iş başındaki
siyasilerimizin, hiçbir şey olmamış gibi makamlarında oturmaya
devam ettiklerini,batı demokrasilerinde örneklerini gördüğümüz
istifa müessesesini işletmediklerini gördükçe kahroluyoruz.
Ama,
iş başka ülkelere gelince,Amerikada öldürülen 3 Müslüman
örneğinde olduğu gibi, mangalda kül bırakmadan, ABD Başkanı
Obama'ya dahi siyaset ve demokrasi dersi vermeye kalkışıyorlar ve
“Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz,
tavrımızı ortaya koymak zorundayız, çünkü halk size oylarını
verirken, benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi sağlayacaksın
diyor, eğer siz,bu tür bir olay karşısında sessiz kalırsanız,
dünya da size her zaman sessiz kalacaktır ve diyorum ki, unutmayın,
Dünya 5'ten büyüktür” diyerek nutuk atıyorlar.
Son
Ankara katliamında, günahsız 97 vatandaşımızı
kaybettik,yüzlercesi de yaralandı ve sakat kalacaklar.Obama'ya
demokrasi dersi vermeye kalkanlara sesleniyoruz, ülkemizde işlenen
cinayetlerden, halkımızın can ve mal güvenliklerinden, seçimle
iş başına gelen siyasiler sorumluysa,halkımız siyasilere oy
verirken, can ve mal güvenliğimizi siz sağlayacaksınız diyorsa,
halkının can ve mal güvenliklerini sağlayamayanlar, gereğini
niçin yapmıyorlar ve istifa ederek işgal ettikleri koltuklarını
terk etmiyorlar?
Bu
ne büyük bir çelişki ve tutarsızlıktır,anlayabilene aşk
olsun.
Dikkatinizi
çekmiş olmalı, dün haberlerde izledik, Tayyip Bey; Ankaradaki
katliam eylemiyle ilgili olsa gerek, İçişleri Bakanı, Genelkurmay
Başkanı ve Başbakan ile görüşmüş.Doğaldır, Tayyip Bey
Cumhurbaşkanı olarak olayla ilgili bilgi almak istemiş olabilir.
Ancak,
bizim dikkatimizi çeken bir hususun altını özellikle çizmek
istiyoruz. Tayyip Bey, bu kişilerle yaptığı görüşmeyi ayrı
ayrı yapmış olup, tümünün katılımıyla bir zirve toplantısı
yapmamıştır?
Peki
niçin?
Doğal
olanı, ilgili tüm bakanları, bürokratları ve Başbakanı
birlikte kabul ederek, konuyu enine boyuna tartışmak ve
değerlendirmek değil midir? Çoklu toplantı tapmak istemiyorsa,
Cumhurbaşkanı olarak, hiyerarşi gereği Tayyip Bey'in muhatabı
Başbakan olup, tüm bilgilere sahip olan Başbakandan eylemle ilgili
bilgileri pek ala alabilirdi.
Tayyip
Bey'in; özellikle, en başta KILIÇDAROĞLU olmak üzere, kamuoyunun
büyük bir bölümünün istifa etmesinde müttefik oldukları,
katliamda ağır ihmali olan İçişleri Bakanı ile başbaşa gizli
görüşme yapmasının bize göre en önemli sebebi, istifası
gündemde olan İçişleri Bakanına moral vererek sırtını
sıvazlamak ve istifa gibi bir hataya imza atmaması gerektiği
talimatını vermektir.
Zira,
demokrasi geleneği zayıf olan, demokrasinin gereklerini sadece
karşısındakilerden ve başka devletlerden bekleyen Tayyip Bey;
batı demokrasilerinin aksine, ülkemizde sorumluluğunu kabul ederek
istifa etmenin, asla, demokrasinin gereği bir erdem olmayıp,
sorumluluğu kabul ve iktidarı zayıflatan ve 1.Kasımda yapılacak
seçimlerde AKP'ye oy kaybettirecek olan bir zaafiyet olarak
değerlendiren bir zihniyetin temsilcisi olup, bu nedenle,
muhalefetin ve kamuoyunun baskıları karşısında,İçişleri
Bakanının,demokrasinin geleneklerine uyup erdemli davranarak
istifa etmeye kalkışması, Tayyip Bey'in büyük ve korkulu bir
rüyasıdır.Korkulu rüya görmektense uyanık kalmak iyidir derler
ya, işte öyle bir şey.
Bu
itibarla, rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Tayyip Bey'in devreye
girmesi nedeniyle, Ankarada vukubulan katliamın siyaseten
sorumlularından biri olan İçişleri Bakanı,1Kasım seçimleri
öncesinde, asla istifa etmeyecek ve istifa etmek istese dahi, istifa
ettirilmeyecektir.13/10/2015
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder