İçişleri
Bakanı SOYLU'dan beklenen ve bizi hiç şaşırtmayan bir hamleye
tanık olduk,biz ve halkımız.
Sayın
SOYLU;salgın hastalıktan dolayı işlerini kaybeden ve sokağa
çıkamayan ihtiyaç sahibi insanlarımıza nakit ve mali yardım
götürebilmek için gönüllü bağış kampayaları açan CHP'li
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları hakkında
soruşturma başlatmış.
Daha önce
yazıp yayınladığımız makalemizle, bu yardım kampanyalarının
yasal ve belediye başkanlarının yetkilerinde olan bir işlem
olduğunu,yasal dayanaklarıyla, hukuken açıklamış ve sizleri
bilgilendirmiştik.
Elli yıllık,
yargının;iddi,savunma ve karar makamlarından oluşan üç ayağında
da görev yapmış olan bir hukukçu olarak,bağış kampanyalarının,
anayasal ve yasal olduğunu,bu eylemleriyle belediye başkanlarının
yasal hakarını ve yetkilerini kullandıklarını,iktidarın iddia
ettiği gibi,devlet içinde devlet gibi davranmadıklarını,anayasanın
126 ve 127.nci maddelerine göre,idarenin; anayasaya göre, çift
başlı olduğunu,bu çift başlı idarenin birinci ayağının
merkezi iadere,ikinci ayağının ise, mahalli yönetimler,yani
belediyeler olduğunu, buradan yinelemek istiyoruz.
Haklarında
soruşturma açılan İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları; suçlu
değil,bilakis, kendileri ve temsil ettikleri, oylarıyla
seçildikleri İstanbul ve Ankara'nın yardıma muhtaç yoksul halkı,
mağdur durlar.
Burada bir
suçlu varsa; o da,anayasaya ve yasaların açık hükümlerine
rağmen belediyeleri yok sayan,onların yasal yetkilerini kullanamaz
hale getiren,bağış toplamalarına yasak getiren ve toplanan
bankadaki bağış paraları üzerine anayasaya ve yasalara aykırı
olarak bloke koyduran İçişleri Bakanının ta kendisidir.
İçişleri
bakanı,başkanlar hakkında soruşturma açtırma hamlesiyle, hem
suçlu ve hem de güçlü bir pozisyonun içine girmiş
bulunmaktadır.
İçişleri
Bakanı,geçtiğimiz hafta sonu ilan edilen ve yasağın
başlamasından iki saat önce çok geç açıklanan iki günlük
sokağa çıkma yasağından kaynaklanan, halkın sokaklara çıkarak
virüsü birbirlerine yayma riskinin tüm sorululuğunu üzerine
alarak, geçtiğimiz pazar akşamı sosyal medya üzerinden, samimi
olmayan, parti içindeki ve Saray nezdindeki gücünü test etmek ve
güven oyu almak amaçlı,saray tarafından da kabul edilmeyen, sözde
istifa girişiminden muzaffer çıkmış,Saray ve parti nezdindeki
gücünü ve güvenini tazeleyerek, tekrar bakanlık koltuğuna daha
da güçlü olarak oturmuştur.
Bu sözde
istifa girişimini analiz ettiğimiz; “BİR İSTİFA GİRİŞİMİNİN
DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ” başlıklı makalemizi;”Güvenoyu alan ve
gücünü ispatlayan İçişleri Bakanını kim tutabilir bundan
sonra?” diye sorarak bitirmiştik.
Evet,istifa
girişiminden, parti içinde ve Saray nezdinde güçlenerek çıkan
ve adeta güven oyu tazeleyerek daha güçlü bir şekilde bakanlık
koltuğunda oturmaya devan eden SOYLU'yu kim tutabilir bundan sonra?
Nitekim;bağış
kampanyası açılalı yirmi gün olmuş,şayet ortada gerçekten
işlenmiş bir suç varsa, bugüne kadar niçin
durulmuştur,soruşturma açtırmak için niçin beklenmiştir bugüne
kadar? anlamak mümkün değil.
Bakan,bu
gecikmiş soruşturma ile Saray'a olan diyet borcunu ödemek istiyor
olmalı.
Zaten Saray ve
AKP iktidarı,25 yıldır ellerinde tuttukları Ankara ve İstanbul'u
kaybetmelerini asla unutamıyorlar.Bu nedenle, CHP'ye kaptırdıkları
ve sonuçları genel seçimlere de yansıyacak olan Ankara ve
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlarının,bu salgın
nedeniyle halk yararına gösterdikleri olumlu çalışmaları
engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar.Ama korkunun ecele
faydası yok,farkında olmadan bindikleri dalı kesmeye çalışıyor
ve kendi sonların elleriyle hazırlıyorlar.
Umarız,bu
soruşturmayı;devlet içinde devlet kurmaya çalışıyorlar,hükümeti
devirmeye teşebbüs girişiminde bulunuyorlar diyerek,sanal ve
kumpas bir terör suçuna dönüştürmezsiniz ve bunu neden
göstererek,halkın oylarıyla seçilmiş olan ve halk yararına
faydalı işler yapan ve bu nedenle halkın çok sevdiği İstanbul
ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarını,görevden almaya
kalkışmazsınız ve ülkenin başına bir çorap örmeye
kalkışmazsınız.
Halk,virüs
salgınından sonra uyandı artık.Kimlerin daha yararlı işler
yaptıklarını, kimlerin yapamadıklarını ve yapanları da
engellemeye çalıştıklarını,bizzat yaşayarak,sıkıntı
çekerek,somut bir şekilde, çok iyi gürüyorlar.
Bu
nedenle,yasaları zorlayarak,oraya buraya şirin gözükmek,diyet
ödemek için kontrolsuz gücünüzü kullanmaya
kalkışmayınız,kontrolsüz güç güç değildir,keskin sirke
kabına zararlıdır.
Yapmayın
lütfen.Gücünüzü kontrol ediniz ve halka yararlı işlerde
kullanınız, söylemesi ayıp,maskesiz çıkma yasağı getirdiğiniz
halkımıza, daha maske dağıtma becerisini gösteremediniz.
Allahtan
korkmuyorsunuz,bari halkımızdan utanınız. 18/04/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder