Ceza Ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair, 7242 sayılı torba kanun,
15/04/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürülüğe girmiş
bulunmaktadır.
Bu kanun da, AKP
iktidarının çıkardığı diğer kanunlar gibi,anlaşılması zor
ve kanun yapma tekniğine aykırı olarak yapıldığından, bir
hukukçu olarak biz dahi anlamakta zorlandık, bunu peşinen
belirtmeden geçemeyeceğiz.
Bu kanuna kısaca infaz
kanunu diyeceğiz makalemizin sonraki bölümlerinde.
Bu kanunla, Ceza
Muhakemesi Kanununda yapılan bazı değişikliklerle,adli kontrol
tedbirinin sınırları genişletilmiş olup,bunu lehe bir değişiklik
olarak görebilirsek de,bunun aynı zamanda zararlı sonuçlar da
doğurabileceğini kabul etmek gerekecek.Zira,bizim hakimlerimiz
yasal tutuklama nedenleri olmadığı halde, yasaları çiğneyerek
çok kolay tutuklama kararları verebildikleri için,tutuklamanın
yasal koşulları olmadığı halde,şüpheli veya sanığı
salıverme yerine, kolaya kaçıp, adli kontrol tedbiri
uygulayabileceklerdir.
Ceza Muhakemesi Kanununun
112. maddesinde yapılan değişiklikle getirilen “ Hakkında
mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf
veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP
kayıtlarını incelemek suretiyle, hükmü veren ilk derece
mahkemesi de tutuklama kararı verebilir. “düzenlemesi, uygulamada
çok sakıncalı sonuçlara neden olabilecektir.
Zira,bir sanık hakkında
mahkumiyet kararı veren yerel ilk derece mahkemesinin,mahkumiyet
kararıyla birlikte sanığın tutuklanmasına karar vermemesi veya
tutuklu sanığı,tutuklama nedenleri kalmadığı gerekçesiyle,
hükümle birlikte tahliye etmesi halinde,bu kararı beğenmeyen
merci ve makamlar,örneğin Adalet Bakanı veya Saray,sanığın
tutuklanması için girişimde bulunabilecek ve sanığın,elini
işten çekmiş bulunan ve evrensel hukuk kurallarına göre, artık
bir karar yetkisi kalmayan hükmü veren ilk derece mahkemesini
sanığın tutuklanması için baskı altına alabilecektir.Bunun
yasal prosedürü yasada yer almamakla birlikte,yerel savcılık
vasıtasıyla,itiraz yolu kullanılarak bu sağlanacaktır.
Bu uygulamanın örneği,hem
de beraatine karar verilerek tahliye edilen bir darbeye teşebbüs
sanığında yaşanmış,istinaf kanun yolundaki sanık,itiraz
yoluyla ilk derece mahkemesi tarafından tutuklanmıştır.Neyse
ki,yeni düzenleme ile beraat eden sanık için bu yol tıkanmış ve
sadece mahkumiyet kararı verilen sanıkların,hükmü veren ik
derece mahkemesi tarafından tutuklanabilmesiyle sınırlı
tutulmuştur.
Eskiden şartla
salıverilme için cezanın üçte ikisinin iyi halle çekilmiş
olması koşulu gerekli iken, çekilmesi gereken sürede indirime
gidilerek, cezalarının yarısını infaz kurumunda geçirenler
koşullu salıverilmeden yararlanacaklardır.
Bu kurala bazı istisnalar
getirilmiş olup,buna göre;
Türk Ceza Kanununun;a) Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82 ve 83) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
b) Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan (madde 87, fıkra iki, bent d) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
c) İşkence suçundan (madde 94 ve 95) ve eziyet suçundan (madde 96) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
d) Cinsel saldırı (madde 102, ikinci fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç) ve cinsel taciz (madde 105) suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
e) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan (madde 102, 103, 104 ve 105) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,
f) Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
g) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,
h) Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,
cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabileceklerdir.
Ayrıca, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar ile 1/1/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hakkında koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanacaktır.
Bu suretle; suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar (örneğin Çakıcı) dan hükümlü olanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar için iyileştirme yapılarak,koşullu salıverilme için gerekli olan dörtte üçlük infaz süresi, üçte ikiye indirilmiş,buna mukabil, iktidarın medya virüsleri olarak nitelendirdiği,özellikle gazetecilerin ve medya mensuplarının aleyhlerine olarak, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hakkında koşullu salıverilme oranı,bir bölü iki (yarı) olarak değil, üçte iki olarak uygulanmaya devam edecektir.Bu yasayı çıkaran AKP iktidarı ve onun mecliste çoğunluğu elinde bulunduran grubu,bu düzeenlemeyle,medya virüsleriyle mücadelenin ilk startını vermiş bulunmaktadır.
Yeni düzenlemeyle, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek, ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ve çocuk terör suçluları dışında, koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından, tabi oldukları eski yüksek koşullu salıverilme oranı uygulanmaya devam edecektir.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar hakkında, koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması bakımından 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 108 inci maddesi hükümleri uygulanır,hükmü mevcuttu,yeni düzenleme ile 107.maddenin dördüncü fıkrasındaki örgütlü suçların infaz süresi dörtte üçten üçte ikiye indirildiği için,3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası kapsamına giren suçlardan mahkum olanların, üçte iki infazdan yararlanmalarının önüne geçmek amacıyla,yeni yasayla,Terörle Mücadele Yasasının 17. maddesinin birinci fıkrasına,”Ancak süreli hapis cezaları bakımından düzenlenen koşullu salıverilme oranı,dörtte üç olarak uygulanır” cümlesi eklenerek,terör suçlularının şartla salıverilmelerinda dörtte üç oranı muhafaza edilmiştir.
30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından;
Türk Ceza Kanununun; kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere, 5275 sayılı kanunun 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık denetimli serbestlik süresi, üç yıla çıkarılmıştır.
Yani, şartla salıverme açısından getirilen bir bölü iki oranındaki iyileştirmeden yararlanamayanlar, üç yıllık denetimli serbestlikten de yararlandırılmamışlardır.
Sizlere itiraf etmeliyim ki;böyle bir yasal düzenleme hiç görmedim,dört bilinmeyenli denklem gibi bir yasa,kafayı yemeden sonlandırayım istedim,yazacak daha çok şey var ama,bizden bu kadar. 15/04/2020
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder