Bakınız,
bugünlerde olacakları görerek, yaklaşık bir buçuk sene önce
09/Ekim/2014 tarihinde yazdığımız, “AKLINIZI BAŞINIZA
TOPLAYINIZ” başlıklı makalemizde neler yazmışız, hep birlikte
bir anımsayalım mı?
AKLINIZI
BAŞINIZA TOPLAYINIZ!
Ülkesini ve
milletini seven bir vatandaş olarak, buradan AKP iktidarına
sesleniyor ve uyarıyoruz.Aklınızı başınıza alınız. Siyasi
geleceğinizi, siyasi menfaatlerinizi, siyasi ikbal beklentilerinizi,
ülkemizin ve milletimizin menfaatlerinin üzerinde görmekten artık
vaz geçiniz.
Sizin, adını
ne koyarsanız koyun, çözüm veya barış sürecinizin içinin boş
ve bir aldatmaca, zaman ve seçim kazanma taktiği olduğunu sürekli
savunduk ve yazdık, gelinen bu noktada haklı olduğumuz ortaya
çıkmıştır.
AKP iktidarı
olarak sizin, çözüm için görüştüğünüz PKK ve yandaşlarına
güveniniz olmadığı gibi, onların da size, zerre kadar bir
güvenleri yokur. Karşılıklı güvenin olmadığı bir ortamda
yürütülmeye çalışılan görüşmelerden bir sonuç çıkması
imkansızdır.
AKP iktidarı
olarak elinize büyük bir fırsat geçmiş, binlerce şehit ve
gaziye rağmen, bu millet, sizin PKK terör örgütü ile masaya
oturmanıza ve çözüm sürecini başlatmanıza, belki çözüm olur
umuduyla, içleri kan ağlasa da sesini çıkarmamış ve rıza
göstermiştir. PKK terör örgütüyle masaya oturup müzakere
başlatmanıza rağmen, girdiğiniz seçimlerde size oy vermeye devam
eden halkımız, size olan güven ve desteklerini göstermişlerdir.
Ancak, AKP
iktidarı olarak, bu sürecin genel çerçevesini çizip karşı
tarafa kabul ettiremediniz, sürecin sağlıklı bir şekilde
yürüyebilmesi için gerekli olan disiplini tesis edemediniz, PKK
militanlarının silahlarıyla birlikte sınırdışına çıkmalarını
şart koşmanıza rağmen, sınır dışına çıkmadıkları gibi,
sınır içindeki militan sayılarında ve silahlarındaki artışa
sessiz kaldınız, doğu ve güneydoğuda tırmandırdıkları şiddet
ve terör eylemlerine göz yumdunuz,güvenlik güçlerini, çözüm
sürecine zarar gelmesin gerekçesiyle yasal görevlerini yapamaz
hale getirip iğdiş ettiniz.
Teröre rağmen,
barış ve çözüm sürecine devam etme gibi garip bir ugulamayı
litaratüre geçirdiniz.
Hiç kusura
bakmayın ama, AKP iktidarı olarak sizin tek amacınız, PKK'nın
toplu ve ağır silahlarla karakol baskınlarını ve dolayısıyla
toplu şehit cenazelerini askıya alıp önleyerek, zaman ve seçim
kazanmaktan ibarettir. Bu amacınıza da ulaştınız, hem iktidar
oldunuz, hem de AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Bey'in
Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladınız.
Ne idiğü
belirsiz sözde çözüm sürecinden elde edeceğinizi elde ettiniz,
şimdi sırada, son amacınız olan 2015 seçimlerini anayasayı
değiştirecek çoğunlukta kazanarak Tayyip Bey'i bu ülkenin
padişahı yapmaktır, bunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle, iki
gündür ülkemizi ateşe veren ATATÜRK heykellerini ve Türk
Bayrağını yakan, PKK militanlarına ve yandaşlarına göz yummaya
devam edecek ve sözde çözüm süreci aldatmacanıza devam
edeceksiniz.
Nitekim,
Başbakan Ahmet Bey, şiddet olaylarını görüştükleri toplantı
sonunda yaptığı açıklamasında, çözüm sürecini, vandallara
kurban etmeyeceklerini açıklamış ve ülke geneline yayılan terör
içinden, barış çıkarma saçmalıklarına devam edeceklerini
ortaya koymuştur.
AKP iktidarı
ile PKK ve yandaşları, halkımızın, çözüm süreci
aldatmacasına olan inançlarını ve güvenlerini sıfırlamışlardır.
AKP iktidarı,
çözüm süreci aldatmacasına derhal son vermeli ve Anayasamızın
ve yasalarımızın müsaade ettiği ölçüde, üniter devlet
yapımızı, ülkemizin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
bozmayacak şekilde, Kürtlere, tek yanlı olarak, etnik ve kültürel
tüm özgürlüklerini vermeli ve karşı taraf bununla yetinmeyerek
şiddet eylemlerine devam ettiği taktirde, bu çapulculara büyük
devlet olduğunu en şedit bir şekilde ve acımasızca
göstermelidir.
Bu ülke
sahipsiz değildir, bu ülke; sadece, AKP ve yandaşlarıyla, şu
veya bu nedenle onlara oy vererek iktidara getirenlerin de değildir.
Bu ülke; iktidarıyla, muhalefetiyle, Kürdüyle ve diğer etnik
kökenli vatandaşlarımızla hepimizindir.
Tayyip ve Ahmet
Beyler; aklınızı başınıza devşirin ve şu ESAD takıntınızdan
kurtulunuz, önce kendi kapınızın önünü süpürerek
temizleyiniz ve şu PKK terörünü sonlandırınız, ülkemizin
yangın yerine döndüğünü televizyondan izleyen ESAD'ın,
ülkemizin bu manzarası karşısında moralinin yükseleceğini,
bunlar mı beni devirecek diye kendi kendine mırıldanıp zevkten
dört köşe olarak viskisini yudumlayacağını asla unutmayınız.
Ağlanacak halimize, yalandan da olsa, bir iki göz yaşı damlatarak
kendinize geliniz. 9/Ekim/2014
Keşke biz
haksız çıksaydık da, yüzlerce canı kaybetmeseydik, ülkemiz kan
gölüne dönmeseydi.
Bugün İstanbul
İstiklal Caddesinde patlatılan canlı bomba ile dört masum insanı
kaybettik onlarcası da yaralandılar.Yetkililer hep bir ağızdan
bozuk plak misali aynı sözleri tekrarlamaya başladılar. Terörü
lanetliyoruz, ölenlere Allahtan rahmet, yaralılara şifa
diliyoruz,milli birlik beraberliğimizi kaybetmeyelim,yani bizleri
eleştirmeyin,biz koltuklarımızda oturmaya devam edelim, aksine
davranırsanız sizi de terörist kabul ederiz,yayın yasağı
getirilmiş olup,soruşturma tamamlandıktan sonra siz halkımıza
bilgi vereceğiz.
Hep aynı
şablon beyanlar, bozuk plak misali, aynı beyanların tekrarı ve
hep aynı görüntü; önlenemeyen terör, patlayan canlı bombalar,
etrafa dağılan cesetler, ceset parçaları, yaralılar, bombadan
kalan artıklar ve açılan çukurlar, olay yerine gelen ambulanslar
ve etrafta koşuşan ve önlem almaya çalışan güvenlik güçleri,
tabi en önemlisi de, tüm bu olup bitenlere rağmen, koltuklarına
yapışıp kalan, istifayı hiç düşünmeyen, surat derileri
kalınlar.
Onlara göre
istifa, başarısızlığın itirafı, PKK'ya ve PKK terörüne boyun
eğmek ve onların ekmeğine yağ sürmek anlamına geliyor. Evet,
istifa başarısızlığın itirafıdır ama, aynı zamanda
demokratik ve erdemli bir tavır ve refleks olup, inatla başarızlığı
kabul etmemek ve koltukta oturmaya devam etmek ise, demokrasiye
inanmamak, onursuzluk ve bundan sonra meydana gelecek olan terör
eylemlerinden doğacak olan siyasi sorumluluğu da, baştan kabul
etmektir. 19/03/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder