Can DÜNDAR ve
Erdem GÜL davası; adil yargılanma hakkının ve usul yasalarının,
kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu, hukukun
üstünlüğüne dayalı demokratik bir ülkede olması gereken
olağan bir kamu davası görüntüsünden uzaklaştırılmış,
adeta Tayyip Bey ile Can DÜNDAR arasında cereyan eden, güçlerin ve
silahların eşit olmadığı, gerçek adaletin tecellisi için
davanın tarafları arasında bulunması gereken silahların eşitliği
ilkesinin çiğnendiği,hukuken sorumsuz, buna karşılık
Cumhurbaşkanı olarak yetkileri çok fazla olan ve elinde kamu
kudreti bulunduran Tayyip Bey'in şahsi davasına dönüştürülmüş
olup, biz vatandaşlar da, tarafları arasındaki güç dengesinin
eşit olmadığı bir bilek yarışını uzaktan izler konuma
getirilmiş bulunmaktayız.
Davanın bir
tarafında, yasalar çiğnenerek davanın tarafı haline getirilen ve
müdahilliğine karar verilen,devletin gücünü ve olanaklarını
kullanan
Tayip bey ile
duruşmadan kısa bir süre önce, sürpriz bir şekilde Başsavcı
tarafından asıl savcısı değiştirilen, devlet ve kamu adına
iddia ve suçlamalarda bulunan, yargılamanın başında,yasal
koşulları olmadığı halde, duruşmada gizlilik kararı alınmasını
talep eden ve bu kararı aldıran savcı, öbür tarafta ise sanık
konumundaki yasaların kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri dahi
yeteri kadar kullanamayan ve/veya kullandırılmayan, vatandaş Can
DÜNDAR ve Erdem GÜL.
Tayyip Bey
tarafından şahsileştirilen ve bu yolla mahkemeye baskı uygulanan
bu davanın sonunda adil bir kararın çıkmasının çok şüpheli
olduğuna yönelik olarak kamuoyunda haklı bir kaygının oluşması,
yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı adına çok üzüntü
vericidir.
Eski Başbakan
ve yeni Cumhurbaşkanı sıfatlarıyla Tayyip Bey'in bu davanın
tarafı olması ve davada müdahilliğine karar verilmesi, tamamen
yasalara aykırı bir karar olup, sanıklara yüklenen iddia konusu
suçların, doğrudan Tayyip Bey'in şahsına yönelik ve onun madi
ve/veya manevi zarara uğramasına sebebiyet verecek nitelikte
suçlar olmaması nedeniyle, bu kamu davasına Tayyip Bey'in müdahil
olması ve mahkemece müdahilliğine karar verilmesi, bize göre açık
bir bir hukuk ihlalidir.
Can DÜNDAR ve
Erdem GÜL'e yüklenen suçlar; ayrıca bir şikayeti gerektirmeyen,
savcıların, ihbar ve sair surette haberdar olmaları halinde, kamu
adına resen harekete geçerek soruşturmak ve koşulları mevcutsa,
kamu adına dava açmakla ve bu davaları yine kamu ve devlet adına
sonuna kadar takip etmekle görevli oldukları suçlardır.
Bu itibarla,
Başbakan, Bakan, Cumhurbaşkanı gibi sıfatları üzerlerinde
taşıyan Devlet adamları; bu fiiller, doğrudan kendilerinin
şahıslarına yönelik olarak işlenen ve bu nedenle de doğrudan
kendilerine madde ve/veya manevi zararlar veren fiiller olmadığı
için, bu davada müdahil olamazlar ve davanın tarafı gibi hareket
edemezler.
Devlete ve
kamuya karşı işlenen bu fiiller nedeniyle devletin ve kamunun
gördüğü veya görmesi muhtemel zararlardan dolayı, bu fiiller
suç sayılmış, Devlet ve kamu adına soruşturulmaları ve
davalarının açılması ve sonuna kadar takibi ile de, Devletin
savcıları görevli ve yetkili kılınmıştır.
Bir fiil ve suç
nedeniyle, örneğin bir vergi kaçakçılığı ve/veya devletin,
kendisinden ihale alan bir mütahit tarafından dolandırılarak
devletin bu fiillerle maddi bir zarara, uğratılması halinde,
Cumhuriyet Savcılarının, bu suçlar nedeniyle sanıklar hakkında
açacakları ceza davalarında, Devlete ve kamuya ait maddi zararı
takip etme ve talep etme görev ve yetkileri olmadığı için,
ilgili devlet birimi, örneğin vergi kaçakçılığı suçlarında
Maliye Bakanlığı, vergi kaçakçılığı nedeniyle maddi bir
zarara uğramış olduğu ve bu maddi zararını mahkeme kararıyla
hüküm altına alabilmek için, bu ceza davasına müdahil
olabilecektir.
Askeri Yargıda,
bir suç nedeniyle devletin uğradığı, örneğin hasarına
sebebiyet verilen bir silah nedeniyle Milli Savunma ve Maliye
Bakanlıklarının uğradığı maddi zararları; askeri savcılar,
sanıklar hakkında açtıkları kamu (ceza) davalarında bizzat
takiple görevli ve yetkili oldukları, düzenledikleri iddianamede
devletin uğradığı maddi zararın sanığa ödettirilmesine karar
verilmesini mahkemeden talep edebildiği için, askeri mahkemelerde
görülen davalara, devletin ilgili bakanlıkları ve kurumları
savcının yanında müdahil sıfatıyla dahil olamazlar.Suçtan
zarar gören devlet kurumları ve ilgili bakanlıklar, askeri savcı
tarafından temsil edilirler.
Açıkladığımız
nedenlerle, Cumhurbaşkanı Tayyip Beyin; doğudan şahsına yönelik
olmayan, kendisinin doğrudan maddi ve/veya manevi zarar görmesine
neden olmayan, zarar görmesi ihtimali de bulunmayan, Can DÜNDAR ve
Erdem GÜL'e atılı fiiller nedeniyle, İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesinde görülmekte olan kamu davasına müdahil sıfatıyla
katılmasına karar verilmesi, hukuki değil, hukuka aykırı ve
Tayyip Bey'in manevi baskısına dayalı siyasi bir karardır.
28/03/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder