KILIÇDAROĞLU;
bundan önceki konuşmalarında yaptığı ve bize göre yanlış ve
hatalı olan değerlendirmelerini sık sık tekrarlıyor ve bugün
(17/05/2016) grup toplantısında yapmakta olduğu konuşmasında da,
aynı hatalı değerlendirmeyi yaparak; Başbakan ve AKP Genel
Başkanı DAVUTOĞLU'nun bir saray darbesi ile kovulması eyleminin,
AKP'ye oy veren 23 milyon 600 bin seçmenin iradesine yapılan bir
müdahale,milli iradeye aykırılık ve saygısızlık olduğunu, bu
nedenle DAVUTOĞLU'nun kendisine yönelik saray darbesine karşı
direnmesi gerektiğini savunuyor.
Bize göre,
KILIÇDAROĞLU'nun bu değerlendirmesi yanlıştır.
DAVUTOĞLU'na
yapılan görevden uzaklaştırma eylemi; evet, bir saray darbesidir,
bu doğrudur. Ancak; bu saray darbesi, 23 milyon 600 bin seçmenin
iradesine yapılan bir saygısızlık ve yasa dışı bir darbe
değildir. Milli irade kesinlikle ihlal edilmemiştir.
KILIÇDAROĞLU'nun;
milli iradeye saygısızlık ve darbe olarak değerlendirdiği,
DAVUTOĞLU'nu görevden çekilmeye zorlayan hareket;darbe içinde bir
darbe olarak nitelendirilebilir.
Bu ülkede
gerçek darbe; Tayyip Bey'in Başbakanlığı bırakarak
Cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra, anayasayı ilga
ederek,rafa kaldırarak, partili ve taraflı bir Cumhurbaşkanı gibi
davranması, güçlü bir başbakanın ön planda olduğu parlamenter
sistemi bekleme odasına aldığını ve fiilen ortadan kaldırdığını,
onun yerine fiili bir başkanlık sistemini tesis ettiğini alenen
açıkladığ gün ve anda yapılmış olup, anayasa tanımayan
Tayyip Bey'in, Cumhurbaşkanlığının gücünü ve otoritesini
kullanarak yapmış olduğu bu illegal darbeden sonra, parlamenter
sistem fiilen yok edilmiş ve ülkemiz, anayasası askıya alınmış
illegal fiili bir sistem içinde yönetilmeye başlamıştır.
Bugün,
KILIÇDAROĞLU'nun, iradeleri çiğnendi diyerek savunmaya çalıştığı
23 milyon seçmen, ne kadar acıdır ki;AKP'nin yeniden tek başına
ikdara geldiği 1.Kasım seçimlerinde, ülkenin uğramış olduğu
bu darbeyi bilerek, darbeyi gerçekleştiren Tayyip Bey'in sahip
olduğu fiili güç ve iktidarı için AKP'ye oy vermişlerdir.
KILIÇDAROĞLU
tarafından, 1.Kasım seçimlerinde 23 milyon 600 bin seçmenin oyunu
alarak iktidara geldiği ve saray darbesiyle görevden
uzaklaştırıldığı için mağdur edildiği, kendisine yönelik bu
darbeye direnmesinin gerektiği sıklıkla dile getirilen
DAVUTOĞLU'nun, AKP Genel Başkanlığına ve Başbakanlık koltuğuna
nasıl oturduğunu bir hatırlayınız lütfen.
DAVUTOĞLU'nun;
bu koltuklara, AKP delegelerinin hür iradeleriyle seçilmediğini,
sarayın işareti üzerine, yine bir saray darbesi ile seçildiğini
ve Başbakanlık koltuğuna emanetçi olarak oturtulduğunu,
KILIÇDAROĞLU ne çabuk unuttu?
Şu bir
gerçektir ki; antidemokratik bir şekilde, bir darbe ile AKP Genel
Başkanlığına ve Başbakanlığa getirilen DAVUTOĞLU, kendisini
bu makamlara oturtan anayasa tanımaz güç tarafından yine bir
saray darbesi ile bu koltuklardan kovulmuştur.
Saray
darbesiyle gelen DAVUTOĞLU, bir başka saray darbesiyle görevden
uzaklaştırılmıştır. Olay, darbe içinde darbe olayıdır.Darbeden
meşruiyet doğamaz KILIÇDAROĞLU.
Saray darbesi
ile görevden uzaklaştırılan DAVUTOĞLU'nun başında bulunduğu
AKP'ye,1.Kasım seçimlerinde oy veren 23 milyon seçmeni savunacak
olan kişi, KILIÇDAROĞLU değildir.Aslında herşey kendi
gözlerinin önünde cereyan eden ve buna rağmen AKP'ye oy veren
seçmenlerin oy ve iradelerinin savunulacak bir yanı da yoktur. Asıl
mağdur olan kitle, AKP dışındaki partilerimize oy veren ve saray
darbelerine katlanmak zorunda kalan azınlıktaki muhalif seçmen
kitlesidir.
Dileriz ki;
KILIÇDAROĞLU bu hatasından en kısa zamanda döner. 17/05/2016
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder