Dün
(11/05/2016) Türkiye Odalar Borsalar Birliğinin (TOBB) 72. Genel
Kurulunda bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU;
sivil toplum kuruluşlarının da demokrasiye ve laikliğe sahip
çıkmalarının gerekli olduğunu, muhalefet yapma görevinin,
sadece anamuhalefet partisi olarak kendilerine yüklenmemesi, sivil
toplum kuruluşlarınca da kendilerine yardımcı olunması
gerektiğini savunan görüş açıklamış ve bu konularda bugüne
kadar sessiz kalan, anayasadan laikliğin ve Atatürk isminin
çıkarılmak istenmesine karşı çıkmayan,bu konuda sessiz kalan
TOBB'u ağır bir şekilde eleştirerek suçlamıştır.
CHP lideri çok
haklıdır, demokrasilerde, aynı zamanda demokratik bir baskı grubu
olan sivil toplum kuruluşlarının, demokrasiye ve laikliğe,
demokrasinin ilke ve değerlerine sahip çıkmaları, bir yurt ve
yurttaşlık görevi olup, asla siyaset yapmak değildir. Yeri
geldiğinde, bu ülkenin vatandaşları olarak, yargının bağımsız
ve tarafsız olmadığını dile getirerek, yargıyı eleştirmiyor
muyuz, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı konusunda
eleştiri ve muhalefet yapmak, yargıya müdahale ve yargının
görevini üstlenerek yargısal faaliyette bulunmak mıdır?Tabii ki
hayır.Öyleyse, demokrasiye ve laikliğe sahp çıkmak için görüş
ve fikir beyan etmek ve bu değerleri yok etmeye çalışan
siyasilere muhalefet etmek de, siyaset yapmak olarak
değerlendirilemez.
KILIÇDAROĞLU'nun
TOBB'u eleştiren konuşmalarını oturduğu yerden izleyen ve
eleştiriler karşısında renkten renge giren ve sıkıntılı anlar
yaşadığı açıkça gözlemlenebilen TOBB Başkanı
HİSARCIKLIOĞLU; Sayın KLIÇDAROĞLU'nun eleştirilerine cevap
vermiş ve "Geçmişte
TOBB'un, antidemokratik girişimler içinde olmasını tasvip eden
birisi değildim. Bu kapsamda '2002'de bütün siyasi partilere aynı
yakınlıkta ve uzaklıkta duracağız' dedim. Sayın Kılıçdaroğlu
bize muhalefet görevi yüklemek istiyor. Doğru, Türkiye'de bir
anamuhalefet boşluğu var mı, var ama anamuhalefet boşluğunu
doldurma görevi TOBB'un değil. Bizim böyle bir misyonumuz yok.
Siyaset Meclis'te ve siyasi partilerde yapılır. Siyasetin
yapılacağı yer burası (TOBB) değil. Burası ekonomik bir
kuruluş. Böyle bakmak lazım. Siyasi boşluğu doldurma görevi
bize ait değil, anamuhalefet partisine ait. Anamuhalefet partisinin
görevini yapması lazım."
diyerek, tamamen saçmalamış ve siyasi kimliğini ortaya koyarak,
asıl siyaseti bu şekilde yapmıştır.
Ülkemizin
en büyük sivil toplum kuruluşlarından olan TOBB'un başkanı bu
zihniyette olur ve böyle saçmalarsa, ülkemizdeki demokrasinin bir
adım ilerleyemediği gibi, her geçen gün daha da geriye gitmesinin
çok doğal olduğunu, maalesef kabul etmek gerekiyor.
Bu
ülkede tarafsız ve partilerüstü olması anayasal bir zorunluluk
olan Cumhurbaşkanı dahi siyaset yapacak, siyasetin göbek taşına
oturacak, siyaset yapan Cumhurbaşkanı suçlanmayacak ve normal
karşılanacak, demokrasi ve laiklik büyük bir tehditle
karşılaşınca, ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşu olan
TOBB, siyaset yapamayacağı bahanesiyle bu duruma sessiz kalacak,
TOBB'un başkanı da, KILIÇDAROĞLU tarafından bu konuda
kendilerine yöneltilen eleştirileri, TOBB ekonomik bir
kuruluştur,siyasetin yapılacağı yer TOBB değil, meclis ve siyasi
partilerdir, muhalefet yapma görevi bize ait değil, anamuhalefet
partisine aittir diyerek demagoji yapıp topu taca atacak, utanmadan
ve sıkılmadan, bir de KILIÇDAROĞLU'nu ve partisi CHP'yi,
Türkiyede bir anamuhalefet boşluğu yaratmakla suçlayacak. İnsaf
be kardeşim.
KILIÇDAROĞLU'nun
ne demek istediğini dahi anlayamamış, demokrasi kültüründen
yoksun bir başkandan daha fazlasını beklemek iyimserlik olurdu
zaten.
KILIÇDAROĞLU;
TOBB'a, anamuhalefet görevini benim yerime siz yapın demiyor ki,
biz demokrasi ve laiklik karşıtlarına karşı muhalefet yapıp
mücadele ederken, bize yardımcı olun, bize arka çıkın ve
destekleyin, bizi yalnız bırakmayın, sesinizi çıkarın ve
duyurun demek istiyor.Görev devri isteği falan yok.Nasıl ki,
herşeyi devletten beklemek gerekmiyorsa, demokrasinin değerlerine
ve laikliğe yönelik saldırılar karşısında da, anamuhalefet
partisi olarak mücadele veren bizlere destek olun, herşeyi bizden
beklemeyin,bize yardımcı olun demek istemiştir.
Demokrasinin
değerlerine, laikliğe sahip çıkmak, bu değerlere zarar verenlere
karşı muhalefet yapmak, asla siyaset yapmak olmadığı gibi, bir
sivil toplum kuruluşu ve aynı zamanda demokratik bir baskı grubu
olan TOBB'un olduğu kadar, tüm insanlarımızın da en doğal
vatandaşlık hakkı ve görevidir. 12/05/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder