Sözcü yazarı
Yılmaz ÖZDİL'i tanımayan yoktur. İyi bir yazardır, çoğu kez
güzel şeyler yazar, zekidir, buluşları iyidir, araştırır, okur
öğrenir ve kaleme döker.
Sayın ÖZDİL,
İzmir ilinde yerel bir gazteci ve yazarken, Yeni Asır Grubunun
Sabah Gazetesi ile çıkış yaparak İstanbul'dan tüm Türkiye'ye
hitap etmeye başlamasından sonra Sabah Gazetesi ile İstanbul'a
giderek Sabah'da köşe bulup yazmaya başladıktan sonra tanınmaya
başlamış ve kısa sürede şöhrete ulaşarak, çok okunan bir
yazar haline gelmiştir.
Bu yazımıza
ÖZDİL'i konuk etmemizin nedeni, bugün (10/05/2016) Sözcü
Gaztesindeki köşesinde yazdığı “22 Mayıs'taki Kongrenin Düşük
Profilli Adayını Açıklıyorum”başlıklı yazısıdır.
Sayın ÖZDİL;
bu yazısında yine kıvrak zekasını kullanmış ve DAVUTOĞLU'nun
istifaya zorlanması nedeniyle 22.Mayıs.2016 günü toplanarak,
DAVUTOĞLU'nun yerine, düşük profilli Tayyip Bey'in yörüngesinden
çıkmayacak, onun icraatlarından ve eylemlerinden sorumlu, ancak
hiçbir inisiyatif kullanamayacak olan yeni AKP Genel Başkanını ve
dolayısıyla Başbakanı seçecek AKP'nin Olağanüstü Kongresini
yazıyormuş gibi yaparak, lafı yine CHP ve KILIÇDAROĞLU
aleyhtarlığına getirerek, KILIÇDAROĞLU'nun da; bir kumpas ve
dayatma sonunda, CHP Genel Başkanlığından ayrılmak zorunda kalan
BAYKAL'ın yerine, düşük profili ile CHP Genel Başkanı
seçildiğini, altı seçim kaybetmesine rağmen de, hala partinin
başında bulunduğunu dile getirmiştir.
Sayın
ÖZDİL'in; altı seçim kaybetmesine rağmen, KILIÇDAROĞLU'nun
hala CHP Genel Başkanı olarak CHP'nin başında kalmasına yönelik
eleştiri ve değerlendirmesine aynen katılıyoruz.
Biz de, aylar
önce Sayın KILIÇDAROĞLU'na açık mektup şeklinde yazdığımız
bir makalemizle,KILIÇDAROĞLU'nu istifaya davet etmiş ve başarılı
olamadığı için kendi hür iradesiyle koltuğu bırakan ilk
siyasetçi olma, bir ilki başarma onur ve şerefini kazanmaya
çağırmıştık.
Ancak, Sayın
ÖZDİL bu son makalesinde; bize göre amacını aşmış, elmalarla
armutları toplamaya çalışmış, Parti Genel Başkanlığına
gelişi ve ayrılmak zorunda kalışı farklılık gösteren, Tayyip
Bey'in bir talimatıyla AKP Genel Başkanı seçilen ve yine Tayyip
Bey'in bir talimatı ile AKP Genel Başkanlığından ayrılacak olan
DAVUTOĞLU ile onun yerine yine Tayyip Bey'in talimatıyla 22.05.2016
tarihinde AKP Genel Başkanlığına getirilecek olan düşük
profilli, sadece Tayyip Bey'in emirlerini yerine getirecek ve onun
emir ve talimatlarının dışına çıkarak inisiyatif
kullanamayacak olan yeni AKP Genel Başkanı ile Sayın KILIÇDAROĞLU
arasında bir benzerlik ve paralellik kurarak,CHP'nin halk ve seçmen
nazarandaki itibarına zarar vermiş ve AKP'nin değirmenine su
taşımıştır.
Biz Sayın
ÖZDİL'in bu değelendirmelerine katılmıyoruz. Sayın BAYKAL'ın
başına gelenler'e katılmıyor ve ona yönelik kumpası
savunmuyoruz, Sayın BAYKAL; sonradan gerçekleştiriliş biçimini
öğrendiğimiz bir kumpasla, özel hayatının gizliliği ihlal
edilerek, CHP Genel Başkanlığından istifa etmek zorunda
kalmıştır, bu bir realitedir.
BAYKAL'ın bu
yolla gönderilerek, yerine başka bir partilinin CHP Genel
Başkanlığına getirilmesinden çıkar umanlar olabilir.Bu kumpas
da bunun için yapılmıştır. Ancak, bu kumpası, CHP içinden,
KILIÇDAROĞLU yanlıları tarafından kurulduğu ve düşük
profilli KILIÇDAROĞLU'nun, planlı ve bilinçli olarak, CHP Genel
Başkanlığına seçildiği izlenimini doğuran Sayın ÖZDİL'in
çok talihsiz ve yakışık almayan bu son makalesini savunmak mümkün
değildir.
Sayın ÖZDİL
cevap versin; Sayın BAYKAL, sanki KILIÇDAROĞLU'ndan daha mı
başarılı seçim sonuçları almıştır, CHP'yi iktidar mı
yapmıştır? Bilakis, CHP BAYKAL sayesinde bir dönem baraj altında
kalmış ve meclise dahi girememiştir.
BAYKALI'ın
istifası nedeniyle, CHP yas mı tutacaktı, CHP Genel Başkanlığı
koltuğu ilelebet boş mu bırakılacaktı, tabii ki bir partili başa
geçecekti. Atatürk ölünce dahi, koltuğu bir başkası tarafından
doldurulmuştur.
O günün
koşullarında; KILIÇDAROĞLU, partili kamuoyu nezdinde prestij
kazandığı ve elini taşın altına koyarak aday olduğu için,
22.Mayıs.2010 da CHP delegelerinin oylarıyla CHP Genel Başkanlığı
koltuğuna oturmuştur. Biz de, o tarihte, BAYKAL'ın boşaltmak
zorunda kaldığı koltuğa, KILIÇDAROĞLU'nu layık görenlerden ve
destekleyenlerdeniz.
KILIÇDAROĞLU;
kendi bilgisi dışında oluşan bir kumpasla boşalan CHP Genel
Başkanlığına, hiçbir gücün özel emir ve talimatıyla değil,
meşru ve demokratik bir seçimle gelen onurlu bir siyasetçi olup,
şu anda Sayın DAVUTOĞLU'nun maruz kaldığı saray darbesi ve
sonrasında olacaklarla, parti içi demokrasinin en fazla olduğu CHP
ve Genel Başkanı arasında bir benzerlik kurulması, çok ayıp ve
günah olup, bize göre Sayın ÖZDİL CHP ile uğraşacağına,
içinde demokrasi ayıbı yaşanmakta olan MHP'nin koltuğu
bırakmamak için uğraş veren, muhaliflerinin sesini antidemokratik
yollarla kısmaya çalışan Sayın BAHÇELİ ile uğraşmalıdır.
Sayın ÖZDİL;
bu yazısıyla, CHP'nin seçim kazanması için Halk Tv. De
programlar yapan çok sevdiği, değerli gazeteci ve yazar Uğur
ağabeyini üzdüğünün de mi farkında değildir. 10/05/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder