Sizlere
söylüyoruz, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay'ın başkanları.
Sizler;
yargının, hem de yüksek yargının, yüzünü kızarttınız ve de
kararttınız.
Sayın
başkanlar; sakın ola ki, bizler, Devletimizin başı olan tarafsız
bir Cumhurbaşkanına eşlik ettik, politik bir görüntü vermedik
savunmasını yapmaya kalkışmayınız.
Kuvvetler
ayrılığı ilkesinin ve yargı bağımsızlığının fiilen yok
edilmesine rağmen, hukuken halen yürürlükte bulunan Türkiye
Cumhuriyeti Anayasanın kuvvetler ayrılığı ilkesine göre,
müstakil ve bağımsız bir erk olan Yargı'nın en yüksek
yerlerinde, yargının denetim kurumlarında başkanlık yapan
sizlerin; Anayasaya göre namusu ve vicdanı üzerine tarafsızlık
ve Anayasaya bağlılık yemini ettiği, partisi ile bağını
koparması gerektiği halde, tarafsızlık ve Anayasaya bağlılık
yeminine bir saniye uymayan, partisi AKP ile bağını kesmediği
gibi, her geçen gün bu bağı daha da güçlendiren, AKP'yi yeniden
dizayn eden, AKP'nin Genel Başkanını bir talimatıyla görevinden
eden ve yerine, parti kongresinde onaylanmak üzere, yeni bir genel
başkan belirleyerek, AKP üst yönetim kadrolarını tepeden tırnağa
yenileyen ve partili Cumhurbaşkanı olduğunu eylem ve söylemleriyle
ilan eden, parlamenter sistemi ortadan kaldırıp, fiilen başlanlık
sistemi kurduğunu ilan ederek Anayasayı açıkça ihalal eden
Tayyip Bey'in peşine takılarak, onun bir nevi siyasi propaganda
mahiyetindeki gezilerinde, sizlerin ne işiniz vardır?
Sizler,
bağımsız ve tarafsız Türk Yargısının yüksek hakimleri
misiniz, yoksa sizler de partili Cumhurbaşkanı olan Tayyip Bey
gibi, partili yüksek hakimler misiniz?
Sizler;
kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal eden bu politik davranışı
sergileyerek, Türk Yargısının son yıllarda iyice düşen
güvenilirliğini sıfırın altına indirerek, devletin temeli olan
adalete, Türk Yargısına ve Türk Milletinin yargıya olan
güvenine, onarılması çok zor olan büyük zararlar verdiğinizin
farkında mısınız?
Bu
sorularımızın cevabını, bizim de bir ferdi olduğumuz ve adına
yargı yetkisini kullandığınız Türk Milletine bir açıklayınız
lütfen.
Yürütmenin ve
yasamanın, Tayyip Bey tarafından vesayet altına alındığı,
anayasanın fiilen rafa kaldırıldığı,basın, düşünce ve
düşünceyi açıklama ve diğer insan hak ve özgürlüklerinin
kısıtlandığı, ülkenin tek kişinin iradesiyle yönetilmeye
başlandığı şu günlerde, sığınacak başka bir limanı
kalmayan bu milet'in tek umudu ve güvencesi yüksek yargının,Tayyip
Bey'in peşinde Rizeye giderek çay toplama başkanlık şovuna
katılmakta bir sakınca görmeyen başkanlarının
siyasallaştıklarını gören milletimizin, adalete ve devletimize
olan güvenleri yok olmuştur.
Hani, devletin
temeli adalet idi. Nerede kaldı mahkeme kürsülerinin fonunda
yazılı olan o “ADALET DEVLET'İN (MÜLK'ÜN) TEMELİDİR”
özdeyişi?
Adaletin ve
yargının büyük oranda siyasallaştığı, bağımsızlığını
ve tarafsızlığını kaybettiği ülkemizde, milletimizin devlete
olan güvenini tamamen yitirmesine sebep olan siz Yargıtay, Danıştay
ve Sayıştay Başkanları, bu millet size ne kötülük yaptı da,
milletimizin azalan son umutlarını da yok ettiniz?
Biz dahil,
bugünden itibaren,Türk Milleti kendisini yargı güvencesinden daha
da yoksun hissedecek ve yaşam kalitesi tamamen yok olacaktır.
Ulus olarak;
“Adalet Devletin Temelidir” özdeyişinin önemini ve ne anlama
geldiğini, en iyi şekilde ve bizzat yaşayarak anlayacağımız
günler, bizleri beklemektedir. 23/05/2016
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder